Sekiz

141K 6.2K 3.1K
                                    

Medya: Ateş Barutçu

🍒

Yattığım rahatsız edici yerde kıpırdanarak gözlerimi açmaya çalıştım. Ama sadece çalıştım, çünkü göz kapaklarımın üzerinde tonlarca ağırlık varmış gibi açmama engel oluyordu.

Ne oldu? Öldüm mü acaba lan?

"Uyanıyor sanırım. Kayra?"

Demirin sesini duyduğuma göre kesin ölmemiştim. Çünkü benim gibi mükemmel bir insanın cennete gideceğine göre ve orada en son duymak istediğim ses Demir'e ait olduğuna göre kesin hayattaydım.

Ama kendimi bir ölü kadar bitkin ve yorgun hissediyordum. Gerçi ölüler yorgun hisseder mi onu da bilmiyordum. En son hatırladığım Aral'ın kucağında bayıldığımdı ondan sonrası yoktu. Sanırım yine kriz geçirmiştim. Şeker krizi.

Ulan o en son ki çikolatayı yemiyecektim. Hep onu yedim diye oldu bunlar.

"Kayra?" Bu sefer Ateş'in sesi kulaklarıma dolduğunda zar zorda olsa gözlerimi aralayabilmiştim. Görüş alanıma ilk sarı çiyan Demir'in suratı girmişti.

Ne hoş!

Daha sonra ise Ateş ve Adal'ı görmüştüm. Seri katil bakışlı Poyraz ise ayak ucumda kaşları hafif çatık dikkatlice bana bakıyordu.

Lan acaba öldüm de cehenneme mi düştüm? Bakıyorum etrafa ne sevgi hanım ne Cihan bey vardı. Bu dört zebani başımda beklediğine göre ya öldüm cehennemdeyim ya da biri bunları silah zoruyla yanıma yolladı.

Bu sefer adal üzerime doğru eğilerek "İyi misin?" Diye sordu.

Aman aman sen benim iyiliğimi mi düşünürdün?

Gözlerimi devirdim "Ne bu böyle tepeme dikildiniz? Sende çek şu kafanı gözümün içinden be. İyiyim ben." Diyerek yerimde dikleşmeye çalıştım ama gücüm olmadığı için yatağa sülük gibi geri yapışmıştım.

"Aptal mısın sen? Neden hareket ediyorsun? İyi misin? Adal, hemen Aral'ı çağır." Diye saydırmaya başlamıştı ateş.

Adal hızla odadan çıktığında, Ateş'te kollarımdan tutarak bedenimi rahat bir pozisyona getirerek tekrar yatmama yardımcı ol.

"Tamam, ellerini çekebilirsin. İyiyim ben."

Aşırı derece bitkin ve halsizdim. Sanırım bu sefer çikolata işini epey bir abartmıştım.

Lanet hastalık!

Çocukluğumdan beri peşimi bırakmıyordu.

Tip 1 şeker hastalığına sahiptim. Bu hastalığı 7 yaşımdayken teşhis edilmişti. Yani on yıl önce. O zamanlarda deli gibi çikolata yediğim için aynı böyle şeker komasına girmiş ve bayılmıştım. Hastalığa sahip olduğum için zaten kanımda ki şeker oranı normal bir insandakinden yeterince fazlayken ben bunu tatlı yiyerek daha da üst seviyelere taşımıştım.

Buna karşı reaksiyon olarak vücudum Farklı tepkiler veriyordu. Bayılıyordum, bazen nefes darlığı çekiyordum, mesela vücudumda açılan yaralar geç iyileşiyordu. Bacaklarıma ya da kollarıma kramplar giriyordu. Bunların yaşanmaması için kanımda ki şeker oranını her zaman orantılı tutmalıydım.

Diğer lanet şey ise vücudum insülin üretemediği için hayatım boyunca her zaman o iğrenç iğneyi vurulmalı ve kutu kutu ilaçlar içmeliydim.

Her zaman açtım.

Sürekli yemek yeme isteği ile doluyordum ki yemeliydim de zaten. Eğer yeterince yemezsem bu sefer kanımda ki şeker oranı düşüyor ve yine aynı şeyleri yaşıyordum. Günde neredeyse 3 litreye yakın su tüketiyordum.

𝗔𝗯𝗶𝗹𝗲𝗿𝗶𝗺 𝗺𝗶?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin