Otuz sekiz

72.5K 4.6K 2.4K
                                    

Medya: Asal Deniz Demirkan

🍒

"Yani senden hoşlanıyorum ve sevgili anlamında benimle çıkar mısın diye sordum. Umarım kabul edersin, Kayra." Yüzünde ki yayık sırıtışıyla göz kırptığında ben ağzım açık gerizekalılığım karşısında şok geçirmekle meşguldüm. "Ha?" Dedim içimde ki davarı tutamayarak.

Çocuk baya baya senden hoşlanıyorum diyip çıkma teklifi etmişti. Gerçi neye şaşırıyorsam, daha bir ay önce evlilik teklifi alıp bir kebapçı da kaçırılmıştım. Ve ikisinin de ortak noktası bundan en son benim haberim olmasıydı. Bu tür şeylerin bir giriş gelişme aşaması olmuyor muydu lan? Önce tanışmamız gerekmiyor muydu oğlum?

"Siktir."

"Cesareti hoşuma gitti."

Arda onun elimi tutan elini itekleyerek beni geriye çekmişti. "Bir daha ona dokunayım deme, piç herif!"

Arda'nın beni çekiştirmesini umursamayarak işaret parmağımı kaldırıp kendimi gösterdim "Benden, yani şu sıfattan hoşlandın öyle mi?" Dedim aval aval suratına bakmaya devam ederek.

Arda'nın dedikleri onu etkilememiş olacak ki sırıtması büyümüş ve toprağın altına girmeye yemin etmiş gibi bana doğru bir adım atmıştı "Çok güzelsin, Kayra. Bence bende bir şansı hakediyorum, ne dersin?"

"Sikicem ama bu çocuğu..." Yiğit'i takmayarak heyecanla ellerimi çırptım "Kesinlikle! Sonunda biri mükemmelliğimin farkına vardı. Dostum, sen bir numarasın! Yalvarırım birazdaha öv beni." elimi omuzuna koyup duygulu duygulu suratına baktım.

"Ne?!" Asal Deniz, Yiğit ve Arda'nın aynı anda gösterdiği tepkiyle yüzümü buruşturarak onlara döndüm "Asıl size ne? Duygusal bir boşluktayım tamam mı? Buna ihtiyacım var. Lütfen saygı duyun." Dedim onları kınayarak.

Tekrar çocuğuna döndüm "Evet abiciğim, biz kaldığımız yerden devam edelim. En son ne kadar kusursuz ve müthiş olduğumdan bahsediyorduk. Ah tabi bir de benden hoşlanıyordun! Lan yoksa aşık mısın bana doğru söyle, bak sır çıkmaz benden." dedim fısıldayarak.

Çocuk yüzünü ekşitti "Abiciğim mi?"

Dudaklarımı büzerek baştan aşağı onu süzdüm "Yani giderin var, hoş çocuksun ama prensip olarak hala hayatımın aşkıyla tanışmadım ve sevmediğim biriyle de olamayacağıma göre biz en iyisi bu ilişki işini boşverelim. Sende üzülmeden vazgeç bu sevdadan biliyorum tam aşık olunacak bir kızım ama nasipte yok-"

"İstersen özür dile bir de bu puşta! Saçmalama Kayra." Yiğit'in kolumdan öküz gibi çekmesiyle geriye doğru seneledim. "Allah belanı ver-" yere doğru uçuşa geçmişken son anda Deniz tarafından tutulmuştum. Gözlerimin önüne gelen saçlarımı itekleyerek hemen dibimde ki mavi gözleriyle göz göze geldim.

Belki de birkaç saniye ya da salise sürdü mavi gözlerini yüzümün ayrıntılarında gezdirmesi fakat o an dakikalar sürüyormuş gibi gelmişti. "Ne tür bir manyaksın bilmiyorum ama hoşuma gitmeye başladı." Mırıldanışı sadece ikimizin duyacağı türdendi.

Ne?

Şaşkınlıkla kaşlarım kendiliğinden havalanırken onun da dudakları kıvrılmış ve elini sırtımdan çekerek dikleşmeme yardım etmişti.

Az önce ne oldu öyle?

Ağzım açık ona bakamaya devam ettim. O ise saniyeler önce ki ifadesinden sıyrılmıştı. Kaşlarını çatmış çocuğa bakıyordu sinirli ve hafif alaylı ifadesi ile "Bu herife özür dilemese de üzüleceğini sanmıyorum, kardeşim. Başkalarının duygularını iddia malzemesi yapmaya çalışan bir piçin duyguları olması beklenemez ya."

𝗔𝗯𝗶𝗹𝗲𝗿𝗶𝗺 𝗺𝗶?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin