Kırk altı

59.1K 4K 1.6K
                                    

Medya: Kayra Barutçu

🍒


"Kayra biliyor musun sen benim en sevdiğim kuzenimsin..."

Sabırımın son demleri artık tükenirken derin bir nefes aldım. Kendime verdiğim konuşmama ve sinirlenmeme telkinini bozarak çenemi açıp Yiğit'in çarkına sıçmayı planlarken Deniz benden önce davranmış ve onu susturmuştu "Kapa çeneni lan artık. Konuşmuyor işte kız, sus otur oturduğun yerde."

En azından artık onlarla muhatap olmayacağımı anlamaları güzeldi.

Ters ters baktım suratlarına.

Deniz'le göz göze geldik. İfadesizdi suratı ama gözlerindeki o his pişmanlık mıydı yoksa suçluluk duygusu mu bilemiyordum. En azından yapacaklarının Dünya'nın en düşüncesizce şakası olduğunu kabul etmişti.

Yine de ondan böyle bir şey beklemezdim.

Hatta tam tersine eksik nöronlu Yiğit'i durdurmasını beklerdim. Çünkü içlerinde en akıllı o duruyordu. Üstelik daha önce kaçırıldığımı hatta Berat'ın beni darp ettiğini bile biliyordu.

Bu yüzden bir bakıma hayal kırıklığına uğramıştım.

Dudaklarını araladı. Bir şey diyecekmiş gibi oldu. Hemen gözlerimi ondan çekerek kafamı diğer tarafa çevirdim.

"Adamlar tekin tipe benzemiyor bu yüzden içeri girdiklerinde kışkırtacak şeyler söylemeyin. Kayra özellikle sen."

Hı hı, aynen.

"Evet sakin olalım. Hem illa ki Baran farketmiştir, o polislere haber verir."

Hızla Arda'ya döndüm "Baran'da mı dahildi şakanıza?" Gözlerini kaçırdığında alacağım cevabı çok güzel almıştım. Niye şaşırıyorsam, tanıştığımızdan beri epeyce kaynaşmışlardı. Tabiki de dahildi.

Mankafalar.

Şeytan diyorki hepsinin saçını tek tek yol. İnşallah götlerine göktaşı düşerdi. Dangalaklar.

"Abla benimle konuş en azından." Dedi yan tarafımda oturan paşazade Efe. Kafamı diğer tarafa çevirdim. Nah konuşurum. Sen ablana bu vatan hainliğini yapmadan önce düşünecektin onu Allah'ın veledi.

Düşünebiliyor musunuz benim tarafımdan olacağına, böyle kalleşce bir planı gelip bana anlatacağına gidip onlara uymuştu.

Peki ben? Ben ki Einstein'ı kendine küstürecek bu zekayla nasıl yerdim bu numarayı? Eğer gerçekten kaçırılmasaydık baya baya beni kekliyordu şerefsizler.

Gerçi Berat salağından sonra her şeyin olabilirtesi o kadar artmıştı ki sokakta biri neden yürüyorsun diyip kaçırsa sorgulamazdım aga.

"Ooo kimleri görüyorum burada." Deponun kapısı açıldı. İçeriye Kemal şerrosu, Poyraz'ın emekleriyle yüzü gözü götüyle yer değiştirmiş Fırat ve birkaç bodyguard dayı girdi.

Memnuniyetsizce onlara baktım "Ee onur konumuz Berkcan nerde? Yok, olmamış gidin onu alın öyle gelin. En son tüp bebek hakkında tartışıyorduk. Eh sonuçta baya ihtiyacı olacak çocuğun." Diyerek otuz iki diş sırıttım.

Ben bunlara asla boyun eğmem bu arada.

"Kayra sus Allah aşkına adam sikecekmiş gibi bakıyor." Diye sızlandı Yiğit. Gözlerimi devirdim, götlek hemen tutuşmuştu.

Fırat denen yürüyen mumya üzerime doğru gelerek parmağını salladı yüzüme yüzüme "Kes sesini yoksa o dilini koparırım senin." Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. Kafası ve suratındaki sargılardan dolayı ciddiye alamıyorum ama ne yapıyım.

𝗔𝗯𝗶𝗹𝗲𝗿𝗶𝗺 𝗺𝗶?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin