On iki

134K 6.2K 3.2K
                                    

Medya: Kayra Barutçu

🍒

"Kayracığım senin de sevdiğin bir yemek var mı, yapalım hemen."

Kucağımda ki kaseden birkaç tane çilek daha alarak ağzıma attım. "Ben hiç yemek ayırt etmem, Sevgi Hanım. Önüme ne konulursa yerim yani."

Ama ne yazık ki önüme de istediğim hiçbir şey konmuyordu. Bu yüzden önüme ne konsa yemeye zorunda kalmış ve alışmıştım.

Zaten şimdi dönüp desem ben çikolatalı pasta çok severim. Yapar mı? Asla.

İncecik sardığı zeytinyağlı dolmayı tencerenin içine koyarak elimdeki kaseye baktı "Çok fazla yemedin mi kızım? Aral, ara öğün olarak sadece birkaç tane yazmıştı."

Masadan sarkıttığım bacaklarımı sallayarak omuzlarımı silktim "Yioo. Hem siz o kağıda bakmayın ya o doktor müsveddesi hiçbir şey bilmiyor bence." Diyerek bir çilek daha attım ağzıma.

Beslenme listesini bir görseniz var ya sanki bir insana değilde ineğe yapılmış beslenme listesi gibi. İçi ot dolu ot.

Şeker oranı en düşük olan şeyleri seçip gramına kadar hesaplayarak yazmış zalimin evladı.

Düşünüm ara öğün olarak sadece 4 tane çilek ve bir tabak brokoli yiyebilirmişim.

4 tane çilek benim 9,9 hektarlık midemin milimine yetmezdi neyin kafası bu yani?

Gözlerimi devirdim. Hem ben zaten yediklerime gayette dikkat ediyordum ne bu beslenme listesi falan.

"Demek doktor müsveddesi ha?" Elimde mi kase bir anda çekilmişti. Aral'ın dev cüssesi önüme geçtiğinde üşenmeden tekrar gözlerimi devirmiştim.

Ne derler iti an çomağı hazırla mı? Yoksa iyi insan lafın üzerine gelir mi?

Hangisi Aral için uygundu bilmiyorum ama son iki gündür nereye dönsem onlarla karşılaşıyordum.

Poyrazı nakavt etmemin üzerinden 2 gün geçmişti.

Bu iki gün şaşırtıcı derecede sakin geçmişti. Ve birazda garip. Çünkü onlar fazla garip davranıyorlardı. Daha doğrusu normal davranıyorlardı ama bu onlar için garipti.

Aral en başından beri nasılsa öyleydi ama daha samimi, gerçekten abimmiş gibi yaklaşıyordu. Ve tabii benimle doktorculuk oynamayı da ihmal etmiyordu.

Adal ve Demir, iki sinir bozucu sarı çiyan beni sinir etmekten başka bir şey yapmıyorlardı ama eğlendiğimi kabul etmeliyim çünkü bende onlarla uğraşmaktan geri kalmıyordum.

Dişe diş.

Ayrıca o iki salak kesinlikle bu bu ailenin yaramaz çocuklarıydı.

Ateş'e gelirsek bence o poyraz'ın bir küçüğü olarak gizli psikopattı ama görünüşte daha sakin ve daha mantıklı olandı. Benimle çok muhattap olmuyordu ama ılımlıydı. En azından ilk başta ki gibi davranmıyordu.

Ve seri katil tipli Poyraz o gün akşamdan sonra ertesi gün onu hiç görmemiştim. Dün eve gelmişti, birazcık çok az değişmiş gibiydi. Hayır yanlış anlamayın hala bir seri katil olduğunu inanıyordum ama en azından öyle bakmıyordu.

Daha duygulu bakıyordu. Konuştuğum zaman bana dikkat kesiliyor. Beni izliyordu. Çözmeye çalışıyormuş gibiydi. Artık neyi çözecekse.

𝗔𝗯𝗶𝗹𝗲𝗿𝗶𝗺 𝗺𝗶?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin