Bir

168K 6.1K 6.1K
                                    

Medya: Kayra

🍒

Ağzım açık bir şekilde doktorun dediklerini dinliyordum.

"Üzgünüm ama sanırım haklısınız, çocuklarınız karışmış. Gerçekten üzgünüz, bu tamamiyle hastanemizin hatası olmalı..."

Çocuklarınız karışmış...

Bu cümle sanki beynimde yankılanıyordu.

Hayatım 17 yılım, geçirdiğim onca anı her şey yalan mıydı?

Annem karşımda göz yaşlarını tutamazken, asla bana sevgisini gösterme gereği duymayan babamın hiçbir şey umrunda değilmiş gibiydi. Sabah kapımıza dayanıp çocukların karıştığını iddia eden kadın ve adam ise annem gibi gözyaşları içinde bana bakıyordu. Yanlarında getirdikleri küçük çocuk tuhaf tuhaf bana bakıyordu.

Birbirimizin kaderini yaşadığımız kız ise iğrenç bir şekilde bu olaydan memnunmuş gibi sırıtıyordu.

Yanımda oturan abim kolunu omuzuma atarak beni kendine çekti. "Ağlama bücür, çirkin oluyorsun." Dedi saklamaya çalıştığı üzgün sesiyle.

Ağladığımın farkında bile değildim. Beynim donmuştu sanki.

Ellerimin tersiyle gözyaşlarımı silerek hışımla ayağa kalktım. Doktorun masasın önünde durarak sertçe elimi geçirdim. "Nasıl böyle bir şey yapabilirsiniz? Nasıl bu kadar sorumsuzca davranabilirsiniz? Sıçtığımın hastanesinde bir kişi de mi farketmedi bebeklerin karıştırıldığını ulan? Nasıl bir olay bu? Pembe dizi mi çekiyoruz burada?!" Diye bağırdım.

Doktor kafasını eğdiğinde daha da sinirlenmiştim. Ellerimi saçlarımı geçirerek derin nefesler alıp sakinleşmeye çalıştım.

Annem "Kayra, sakin ol kızım." Dedi ağlayarak. "Nasıl sakin olayım anne? Duymuyor musun ne diyor bu aptal adam?! Ben sizin çocuğunuz değilmişim..." dedim gözlerimden akan yaşlarla.

Masada duran DNA testi sonucunu alarak tekrar tekrar okudum.

Sikeyim! Değilmişim işte...

"Gel buraya, tamam ağlama." Abim tekrardan beni kolları arasına aldı. Hemen beline sarılıp kafamı göğsünde saklayarak ağladım. İnsanların içinde ağlamaktan nefret ediyordum ama olmuyordu.

Her şey yalan mıydı?

"Ne olacak şimdi?" Diyen annemin sesini duydum.

Ne mi olacak?

"Ben gerçek ailemin yanına gitmek istiyorum." Ne diyordu bu aptal kız? Sinirle kafamı kaldırarak ona baktım. Ağlamıyordu bile. Sadece sırıtıyordu. Nasıl bu kadar duygusuz olabilirdi? Bunca zaman onu büyüten kişilerden bu kadar çabuk mu vazgeçiyordu?

"Bence de, herkes kendi kızlarını alsın." Dedi babam.

Hızla abimin kolları arasından çıkarak onun yanına gittim. "Ne diyorsun sen baba? Bu kadar çabuk mu?!" Diye bağırdım ağlayarak. Yüzüme dahi bakmadı "Gerçek kanımdan olan kızımı istiyorum ben."

Gerçek kanından kızını istiyormuş öyle mi? Kafasını kendime çevirerek gözlerine baktım "Daha yüzüme bile bakamıyorsun. Sende haklısın, 17 yıl boyunca bir babalık bile göremedim senden. İşinden başka bir halt  bilmeyen, sadece karısı ve oğlu dışında hiç kimseyi umursamayan alkolik rezil adamın tekisin. Şimdi al o kendi kanından kızını yap beceremediğin babalığını!" Tükürürcesine bağırdım suratına karşı.

𝗔𝗯𝗶𝗹𝗲𝗿𝗶𝗺 𝗺𝗶?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin