Kulağıma kısık gülüş sesi geldiğinde bu anı kaçırmamak için tekrar gözlerimi aralayıp yattığım yerden kafamı kaldırdım. Gülünce bütün büyü bozuluyordu işte. Bir cin gibi değilde o gamzelerle tatlı hayalet Casper gibi oluyordu.

Dakikalar önce aşağı da o kadına karşı beni savunduğu aklıma gelince "Teşekkür ederim, abi." Dedim.

Hala çok garipsiyordum. Poyraz'a abi diyorum lan.

Ciddileşti "Neden teşekkür ediyorsun?" Yattığım yerde dikleştim. Yatak başlığına yaslanacakken kollarını belime sararak dikkatle önüne oturtmuş ve yüz yüze gelmemizi sağlamıştı.

Destek almak için bir kolumu omuzuna sardım "Çünkü aşağıda konuşulan her şeyi duydum ve-"

"Bu yüzden yanımıza gelmedin, değil mi? Kırıldın. O kadını kovacağım! Baştan beri gelmesi bile büyüm bir hat-" sinirle yerinden kalkacakken telaşla diğer elimle de omuzunu tuttum.

"Ya bir dur. Kovma kimseyi. Annemin annesi sonuçta, üzülür kadın." Çatık kaşlarıyla bana döndü "Seni üzüyor!" Omuzlarımı silkerek ellerini inceledim "Hayır, hiçte bile. Üzülmedim ben."

Elini saçlarıma daldırarak okşadı yavaşça "Üzüntünü gizleme, Kayra. Eğer istiyorsan hiç kimseye söyleme ama bana söyle. Eğer biri seni üzer, kıracak bir şey söyler ya da yaparsa açık açık söyle bana. Saklama yok artık tamam mı?"

Ses çıkartmadım. Ben kimseyle paylaşamazdım ki üzüntümü. İçinde yaşar bitirirdim. Saçlarım arasında ki eliyle yüzümü nazikçe kendine doğru çevirdi "Tamam mı?" Diye sordu emir verici ses tonuyla. Hayır. "Tamam." Dedim geçiştirerek.

Siyah gözlerine yansıyan merhametle suratımı inceledi. Daha sonra göz temasımızı keserek kafamı göğsüne yasladı. "O kadar kırılgansın ki nasıl kırdık biz seni? Nasıl göremedik? Sen bize iyi davrandıkça içim yanıyor. Her seferinde abin olmayı haketmediğimi daha çok yüzüme çarpıyorsun. Zamanı geri alamam ama bundan sonra hiç kimsenin seni kırmasına izin vermeyeceğim. Tek bir kişi bile sana zarar veremeyecek." Dedi kollarını sıklaştırarak.

Sert bir nefes verdi "İyi olacaksın. Olacağız." Çenemi omuzuna yaslayarak gözlerimi duvarda gezdirdim "Sende psikolojimin bozuk olduğunu düşünüyor musun?"

"Annem-"

"Evet, onları da duydum. Sadece herkes öyle mi düşünüyor merak ediyorum."

Yavaşça geri çekildi. Ellerini yanaklarımın iki yanına koyarak yüz yüze gelmemizi sağladı. "Dinle beni, nasıl olduğunu hala çözemediğim olağan üstü bir hayal gücün var. Zekisin, doğalsın, hayat dolusun. Seni izlemeyi ya da dinlemeyi seviyorum çünkü bitmek bilmeyen enerjin bana iyi geliyor. Çocuksu hallerini seviyorum çünkü hiçbir zaman seni çocukken göremedik ve eğer bizimle büyüseydin nasıl olurduk bunu düşünmemi sağlıyorsun. Gülmeni seviyorum çünkü çok tatlı oluyorsun. Siktiğimin hanımefendi prosedürleri ya da deli olmadığımızı savunan durumları umrumda bile değil. Sen mükemmel bir çocuksun, Kayra."

Cidden... bunları diyen kişi Poyraz'dı.

Şaşkınlıkla öylece suratına bakarken gülümsedi  ve kafasını iki yana salladı  "Eğer bu evde bir deli aranıyorsa o benim. Akıl sağlığım yerinde değil. İleri düzey sinir hastalığı, bipolar ve şizofreni ile savaşıyorum. Ama sen gördüğüm en güçlü çocuksun." Eğilerek saçlarımın üzerini öptü.

𝗔𝗯𝗶𝗹𝗲𝗿𝗶𝗺 𝗺𝗶?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin