Olduğum yerde durdum. Elimi kalbimin üzerine koyarak duygulu bir şekilde ona baktım "Yaa seni şapşik şey, ağlatacaksın beni. Nesin sen dünyanın en iyi tavsiye veren kankası falan mı?"

Gözlerini devirdi "O kelimeden nefret ediyorum." Diye homurdandı.

Güldüm biliyordum "O senin sorunun."

Parfümle kendimi tavaf ederek tekrar yerine geri koydum ve aynadan son kez kendimi süzdüm. Hazırdım. Geri çekilerek boydan boya Baran'ın beni görebileceği bir konuma geldim

"Nasılım? Her zaman ki mükemmelim? Ateş ediyorum falan?"

Telefonu kendine yaklaştırarak baştan aşağı bedenimi süzdü ve sırıttı "Giderin var

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Telefonu kendine yaklaştırarak baştan aşağı bedenimi süzdü ve sırıttı "Giderin var."

Kaşlarımı çatarak üzerime baktım "Giderim mi var? Kötü mü yani? Hangisi kötü çabuk söyle, o kadının her şeye laf edeceğini biliyor-"

Gözlerini devirerek oturduğu yerde dikleşti, saçlar alnına dökülmüştü "Kayra, saçmalamayı kes. Kendin gibisin işte, güzelsin. Hatta çok güzel olmuşsun. O kadın seni beğenmeyecekse gitsin gözlerini üçüncü köprüden aşağı atsın."

Telefonu elime alarak kameraya doğru yaklaştım "Sen gerçekten dünyanın en iyi kankasının biliyorsun değil mi?" Dedim gülümseyerek. Tekrardan gözlerini devirdi ama gülmüştü "Sende öyle, aptal." Diyerek saçlarını karıştırdı.

"Bak bu iki oldu, aptal senin-" kapımın tıktıklanması ile sözüm yarı da kesilmişti "Kayra... gelebilir miyim?" Demir'di.

"Kim?" Diye sordu Baran.

"Demirmiş... gelebilirsin!" Diye bağırdım dışarıdaki ki Demir'e hitaben.

İlk kafasını soktu içeri, gözleri odada bir tur attı ve beni görünce sırıtarak tamamen içeri girip kapıyı kapattı. Bana doğru adımlayacakken "Dur!" Dedim hızlıca. Kaşlarını çatarak durdu "Ne oldu?" gülümseyerek baştan aşağı kendimi gösterdim "Nasılım?"

Güldü ve önümde durarak baştan aşağı bedenimi süzdü. Parmaklarıyla yanaklarımı tutarak iki yana salladı "Çok güzel olmuşsun. Ve çok şirinsin." Yanaklarımı sıkan ellerine vurdum hızlıca "Acıdı be."

"Sihirli sözcüğü söylemezsen, bırakmam." Dedi acıtmayacak şekilde sıkmaya devam ederek. Gözlerimi kısarak ona baktım. Bu evde ki herkes iyice çıkarcı olmaya başlamıştı. "Acaba yanaklarımı bırakabilir misin, abiciğim?"

Otuz iki diş sırıttı ve ellerini çekti "Nasıl da abi dedirttim ama! Tabi ki bırakırım kardeşim, yeter ki sen iste." Eğilerek sulu sulu yanağımı öpüp geri çekildi. Gözlerimi devirerek omuzuna yumruk attım.

Övünüyor bir de sarı kafa!

Telefonun diğer ucundan Baran'ın homurdanmalarını duyunca tekrar telefona döndüm. "Bende diyorum içeriden gelen bu puşt erkek sesi kime ait..." Demir'in oldukça rahatsız bir şekilde söylediği şeylerle gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım.

𝗔𝗯𝗶𝗹𝗲𝗿𝗶𝗺 𝗺𝗶?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin