25. Bölüm Hepsi bir oyun!

26.6K 1.3K 47
                                    

/Düzenlenmemiştir/

Tatili işlerle uğraşmakla geçirdiğime inanamıyorum Almanya'dan dönerken Rüzgar'ın söylenmesi sinirime gitsede haklıydı oyunmu oynuyoruz burada.
Bugün okulun açılacağı için oflayarak yataktan kalkıp duşumu alarak giyinme odama daldım. Ne giyceğimi düşünmeyecektim hava yeterince soğuk ve yağmurlu olduğu için uzun kollu tişörümü giyip altıma siyah pantolon giyerek siyah bilekliklerimi takmıştım. Ayakkabımıda ayağıma geçirerek hızlıca arabamın yanına gittim tam bineceken Ceren'nin adımı seslenmesi ile duraksadım. Arkamı döndüğümde şaşırmıştım. Bu kadar iğrenç kıyafetlerle nasıl dışarı çıkıyorsun. Makyajıda ağlamaktan aktığını görünce neler olduğunu merak ediyordum ama bir tahminim var diye düşünürken Ceren yanıma yaklaşıp ağlayarak "Hepsi senin yüzünden senin yüzünden beni terketti" diye omuzuma ard arda güçsüz yumruklarını geçiyordu. Bileğini tutarak "Rüzgar senden ayrıldı mı?" diye sorduğumda kafasını olumlu şekilde salladı. Tutuğum bileğini sıkıp sertçe bırakmıştım. "Neden benim yüzümden oluyormuş aptal o seni kullanırken farketmedin" dediğinde kafasını kaldırıp "Rüya" diye cılız sesi ile içimi açıtmıştı. "Ben neden mutlu olamıyorum neden hep senin yüzünden beni kullanıyorlar Rüya neden" cılız sesiyle affalamıştım Ceren'i ilk defa bu kadar çaresiz ve güçsüz görüyordum."Üzülmen gerekmiyor Ceren ben seni baştan uyarmıştım" derken birbirine karışmış saçlarına dokundum.
"Rüzgar'ın baştan beri aramıza sızmaya çalışıyordu belki de belki de düşmanımız için çalışıyordur" Tabiki de onun düşmanımız olmadığını biliyordum sadece Ceren'i teselli etme çabalarındaydım.
Ceren kafasını kaldırarak gözlerimin içine baktı. Tam bir şey söylemek için ağzı aralanamıştık ki sustu sanki bir şey saklıyordu. "Peki o öpücük peki o gece hepsi yalanmıydı" yüzü kızardığı için kafasını eğmişti.
Dur bir saniye ne o gece derken neyden bahsediyordu bu. "O gece derken ne gecesi Ceren n'olur düşündüğüm şeyi yapmadığını söyle" derin derin nefes alıyordum bunu hesabını soracaktım. Ceren'nin hıçkırıkları artınca "Arabaya bin evine bırakacağım" arabama atladım. Ceren'de peşimden arabaya binince Ceren'nin evine sürdüm.
Bir kez daha şu Ceren'nin evinin yakın olmasına şükrettim. Ceren arabanın kapısını açmaya uzandı ki kapıyı hemen kilitledim. "Rüzgar'la aranda neler geçti sen nasıl izin verdin lan farkında mısın senin baban mafya ben bir mafya sen mafya yardımcısısın nasıl yaparsın lan " arabanın direksiyonuna vuracakken Ceren'nin sesi ile durdum "Aşıktım lan aşık" hıçkırıklara boğulduğunu görünce sesimi birazda olsa kısarak konuştum. "Eve gidiyorsun sakın ama sakın kendine zarar verme bir sorun olunca hemen ara hemen buraya gelirim tamam mı " sesim güvenmeyerek çıktığının farkındaydım çünkü bu manyak bir şey yapabilirdi. ilk defa bir erkek için ağlıyordu.
"Tamam mı lan" bu sefer sesim yüksek çıkmıştı. Kafasını olumlu şekilde sallamıştı. Ona güvenmiyordum ama onun yanında olamazdım ilk önce Rüzgar'a sormam gereken bir hesap vardı.Ceren hızlıca eve yürümüş ben de bu sırada Rüzgar'a mesaj atmıştım.
Kime:Rüzgar
"Sahildeyim bekliyorum." Mesajı attığımda aniden cevap gelmesine şaşırmamalıydım sanki çocuk benden mesaj bekliyormuş.
Kimden:Rüzgar
"Geliyorum :) "
Mesajın sonundaki gülücüğü görünce "Birazdan o gülücüğü sana monta edeceğim" sahile sürmek için arabayıda bu sinirle çalıştırmıştım umarım Rüzgar elimde kalmasın.
Sahile gittiğimde boş bir banka oturdum ve o birazdan öldüreceğim Rüzgar'ı beklemeye başlamıştım bu sırada telefonum ile meşgul olmuştum.
Rüzgar'ın geldiğini farketmeyince kulağımın dibinde "Rüya" diye bağırmasına sinir olmuştum. Ekrana affalayarak baktığımda niye donup kaldığımı anlamaya çalışıyordum. Rüzgar'ın tekrar "Rüya iyi misin" diye sorduğunda telefonumun ekranındaki Ceren ile çocukluk fotografı görünce neden donduğumu şimdi anladım. Ayağa kalktığımda Rüzgar'ın biraz geri çekilmesi ile yumruğumu geçirdim. "Neden" diye bağırdığımda Rüzgar sersemleyerek kanayan dudağına elini götürdü. "Ne neden Rüya" bu sefer sinirlenmiştim ama neler döndüğünü bilmesi en büyük hakkıydı boşuna dövülmüş olmasın sonra. "Lan sen neden Ceren'i üzüyorsun kullanıyorsun lan sen kimin neyin peşindesin paraya mı ihtiyacın var söyle istediğin kadar veriyim-" bu sefer Rüzgar sözümü kesmişti. "O lanet olasından başından beri hoşlanmıyordum onu uyardım benim sevdiğim var ve seninle olamam dedim ama dinlemedi senin paranada ihtiyacım yok Rüya eğer şu zamana kadar anlamadıysan" gözlerimi dolmuştu onun. Bir şey diyememiştim sadece yutkundum ceketimin cebinden bir selpak çıkartarak Rüzgar'a uzattım dudağı fena şekilde patlatmıştım. "Peki Ceren'nin bahsettiği gecede neyin nesi aranızda ne geçti neden onu okulun bahçesinde öptün derdin ne senin" yüzünü buruşturmuş ve cevap vermişti. "O öpücüğün gerçek olmadığını söylediğimi hatırlıyorum. O gece ben sarhoştum ben o geceyi hatırlamıyorum bile" ağzım bu cevap karşısında hafif aralanmıştı. Rüzgar haklıydı zaten onu sevmediğini biliyordum Ceren'nin ise böyle bir şey yapacağından emindim. "Bir daha sakın ama sakın ne Ceren'e ne de bana yaklaşma neler olacağını biliyorsun" bunları söylemek istemiyordum çünkü onun suçu yoktu neden ben bu çocuğa acıyordum ki belki de herkesin dediği doğrudur belki de ona aşığımdır ama onunla asla beraber olmayı düşünmemiştim böyle bir şey olamazdı. Rüzgar'ın "Neden hiç bir suçum yok neden beni cezalandırıyorsun Rüya eğer bir daha-" devamını getiremeden cümlenin oradan hızlıca uzaklaşması sonucunda sinirlenmiştim. Arkasından "Eğer bir daha ne?" Arkasına dönüp kafasını olumsuz şekilde sallağında gözlerinin dolduğunu farketmiştim. "Bekle" diye arkasından bağırsamda sadece adımları yavaşlamıştı. Arkasından koşarcasına yürümüş yetişmiştim. Kolundan tutarak bana çevirdiğimde ağlamamak için kendini zor tutumuş olmalı ki gözleri kızarmıştı. "Sen sen Rüzgar Derin'sin ağlamak mı asla ne olursa olsun buna izin vermem" bu sefer dediğim için pişman olmamıştım. Belki de herkes haklıydı ben ben onu seviyordum. Yüzünü asarak "O zaman neden bana güvenmiyorsun neden " bu daha çok hesap çekermiş gibi olsada cevap verecektim. "Sana güvenmediğimi söyleyemem ama cevremdekileri yaralıyorsun" Rüzgar'ın bu cevap karşısında kolumdan tutarak beni arkamdaki banka oturtmuştu. "Sırf seni kıskandırmak için beni kullanan bir arkadaşın var sırf seni kullanmak için beni bahane eden bir kardeşin var söylesene ben mi onları yaralıyorum" bu ne demek oluyordu. Daha sormadan cümlerlerine devam etti. Üzerime yaklaşarak göz göze gelmemizi sağladı. Kalbim neden bu kadar hızlı çarpıyordu ki "Rüzgar ne demek istiyorsun" gözlerimin içine öyle bakmasıda neyin nesi. "Rüya çevrendeki pislikleri göremiyorsun para ile deliren, mutlu olmanı engelleyen, arkadaşlar varken seni korumaya yemin etmiş birine hayatından çıkmasını söylüyorsun." Beni korumaya yemin mi etmiş peki neden "Peki neden" bu soruyu sorarken sesim biraz güçsüz çıkmıştı. Rüzgar'ın bana doğru eğildiği yerden doğrularak "Babasının biricik kızı Rüya Kurşun ne olursa olsun kızının lafını ikiletmeyen, her dediği alınır her istediği yapılır değil mi ? sadece baban değil onların babasıda bir o kadar iyi davranır neden mi çünkü babanın en değer verdiği kızına iyi davranmak her zaman onları yükseltceklerini düşünmüşlerdi ve böylece sana kin büyüten arkadaş dediğin insan topluluğu şimdi düşün Rüya neler olduğunu düşün bana hak vereceksin" bir saniye bir saniye Rüzgar bunları nasıl kurgulamıştı belki de kurgu değildi gerçeklerdi. Şuan sadece hafızamı yokluyordum. Emre'nin babası Hakan geldi ilk aklıma ,benimle sürekli ilgilenirdi bir keresinde Emre ile su çiceği geçirmiştik ama Hakan denilen adam benim başımda beklemişti oğlunun değil. Gerçekten oğlundan vazgeçecek kadar para için ölen insanlarmış bunlar belki de Emre'de bu yüzden benimle oynar ilgilenirdi. Ne zaman beni salıncakta salla desem oflar poflar ağzında bir şey gevelerdi demek benden nefret ediyordu. Rüzgar'ın "Rüya gözlerin neden doldu" demesiyle ayağa kalktım. Ağlamamak için kendimi ne kadar tutsamda Rüzgar'a "Takip et beni" arabama doğru ilerledim arkamdan Rüzgar geldiğini umursamadan gözlerimden bir iki damla yaş süzülmüştü. Arabama bindiğimde yan koltuğa da Rüzgar binmişti. Arabayı çalıştırmak yerine Rüzgar'ı umursamadan ağlamaya başladım. "Hani onun kralicesiydim hani beni seviyordu hani ağlamamı istemiyordu nasıl kandırdı beni " gözyaşlarım yanaklarımdan süzülürken Rüzgar benim duymayacağımı sanacağı bir seste "Sen benim kralicemsin" elleri saçlarıma gitmişti. Saçlarımı usulca okşarken hiç bir tepki vermemiştim. Usulca söylediği "Ağlama dayanamıyorum. Hiç kimse senin gözyaşların kadar değerli değil anlıyor musun?" elime aldığım selpak ile gözyaşlarımı ve akan makyajımı silip arkadaki cantaya uzandım. Tekrar makyajımı yaparak Rüzgar'a döndüm "Hiç kimse gözyaşlarım kadar değerli değil" gülümsediğimde o da bana gülümseyerek "Değil" demesiyle arabayı çalıştırmıştım. Okul zaten bitmişti bu saate okul mu kalır. Arabadaki sesizliği Rüzgar'ın "Rüya bana bir borcun var"demesi ile bozulmuştu gözlerimimi devirerek "Almanya olayı mı " diye gülümsediğimde kafasını sırıtarak olumlu şekilde sallamıştı. "Ne istiyorsun peki" tabiki de istediği şeyin bir sınırı vardı ama sormakta fayda var. "Seninle beraber bir hafta takıldığın mekanlarda takılma seni yakından tanımak için hepsi bunlar" gerçekten böyle bir şeyi istiyormuydu. "Peki kabul ama sonra mızıtmak yok" yüzündeki gülümseme ile bende ona gülümsemiştim. İtiraf etmek gerekirse çok güzel gülüyordu...

>>instagram hesabımı takip edin lütfen>>Kfymerve :)

Bayan Mafya  (BİTTİ.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin