Saf o yavrucak ya, saf.

Kasadan geçenleri tek tek poşete doldurarak parasını ödedim. Sıra çikolatalara geldiğinde bir anda marketin kapısında bir gürültü kopmuştu.

"Herkes ellerini kaldırsın! Sen, hemen kasada ki paraları bir poşete koymaya başla!"

İki kar maskeli gerizekalı ellerinde ki silahla kasa bölümüne hayvan gibi dalmıştı. Çevremdeki herkes çığlık çığlığa geriye kaçarken gözlerim kocaman açıldı.

"Yuh, çüş oha ama ya! Markete de hırsız diye girmezsin abi. Bu kadar mı yokluktasınız oğlum?" Dedim hayretle.

Ama ben abime gitmeyeyim demiştim! Al bak!

Arkamdaki sırada bekleyen insanlar geriye kaçmışken ben mal gibi adamlara bakıyordum. Acaba bu cesaret neremden geliyordu?

Bana yakın olan adam silahı bana doğru tuttu. Lan! "Kapa çeneni! Yere yat ve ellerini kafanın üzerine koy, hemen!"

Elleri titriyordu. Kaşlarımı kaldırarak adama doğru bir adım atıp namlunun ucunu inceledim. "Yaklaşma sakın, ateş ederim!" Dedi telaşla geriye doğru giderek.

"Allah belanızı vermesin sizin ya!" Dedim gülerek. Ee kuru sıkıydı bu. Hangi salak oğlan bu silahları bunların eline vermiş?

"Abicim sizi kandırm-" Kolumdan tutulup bir anda geri çekilmemle sözüm yarıda kesilmişti. Geriye doğru sendelerken yere yapışmamak için beni çeken kişinin koluna sıkıca tutundum.

Kafamı kaldırarak hayvan gibi çeken kişiye baktım. Ebeni! Maviş gözlü bir çocukla dip dibeydim şu an! Ulan gözlere bak... Genlerime sokayım, ailede tek bir tane mavi gözlü yok ki bende de olsun.

Kaşları yay gibi çatıldı "Aptal mısın sen?! Cesaret mi yedin? Adamın elinde silah var, oyuncak değil!" Diye bağırdı sessizce.

Kaşlarımı çatarak kolunu itekleyip uzaklaştım "Sen kimsin be?"

O da birkaç adım geri giderek uzaklaştı benden. "Adamları kışkırtmayı kes ve geride dur. Böyle bir şeye kalkıştıklarına göre zarar vermekten çekinmezler." Dedi düz sesiyle.

"Adamın elinde ki silahın farkında mısın? Ucundaki kırmızı namluya bak." Dedim. Umarım silahtan az çok anlıyordur. Gözlerini silaha çevirip bir iki saniye inceledi. Anında kaşları havalanırken parmağımı şıklattım  "Aynen öyle, kuru sıkı."

"Siz ikiniz konuşmayı kesin ve yere yatın, hemen!" Adam yanımıza gelerek silahı üzerimize doğru salladığında önümde ki mavi gözlü çocuk beni arkasına çekmişti.

Kaşlarımı çatarak tam karşımda ki sırtıyla bakıştım. "Bırak içeride ki insanlar dışarı çıksın. Her türlü yakalanacaksınız. Eğer burada tek bir kişiye zarar verirsen emin ol alacağınız ceza iki katına katlanır. Varsa biraz akılını kullan ve insanların çıkmasına izin ver." Dedi aynı soğukkanlı ve bariz alay dolu sesiyle.

Gözüm diğer adama takıldığında kaşlarımı çattım. Kasadaki poşetlerimi yere fırlatıyordu. Gözlerim kocaman açıldı "Lan dingil! Ben onların parasını ödedim! Niye gavur malı gibi savuruyorsun?"

O da silahın namlusunu bana çevirdiğinde önümde ki çocuk elini koluma koyup tamamen arkasına çekmişti. "Kes lan sesini kes!" Diye bağırdı iğrenç sesiyle.

𝗔𝗯𝗶𝗹𝗲𝗿𝗶𝗺 𝗺𝗶?Where stories live. Discover now