Bir şey diyemeden dudaklarımı birbirine bastırdım.

Haklıydı.

"Tek başına çabalıyor, tek başına uğraşıyor. Bütün bu kalabalığın içinde yalnız başına savaşıyor. Hem de bize karşı..." durarak bize baktı "Size karşı!" Diye bağırdı.

Sustuğunda ortamda tekrardan bir sessizlik oluşmuştu.

Bu odada bulunan herkes farkındaydı haklı olduğunun. Biz, mahvetmiştik onu. Hem kendimizi hem onu mahvetmiştik.

"Psikoloğa falan mı danışsak?" Diye önerdi Caner Amcam.

Yanımda ki Demir alayla güldü "Asıl psikoloğa ihtiyacı olan biz değilmiş gibi konuşuyorsun, amca."

Yüzünde ki o tanıdık ifadeyi gördüğümde dişlerimi sıktım. Arkasını dönerek hızlı çıkışa doğru ilerledi.

Elimle suratımı sıvazlayarak yaslandığım yerden dikleştim. "Bir şey olursa haber verin." Bir şey demelerini beklemeden Demir'in peşinden ilerledim.

Bahçeye çıktığımda büyük binanın arka tarafına doğru ilerledim. Tam da tahmin ettiğim gibiydi.

Kaşlarımı çatarak parmaklarının arasından çektim sigarayı "Sikerim seni Demir, içmeyeceksin demedim mi lan ben sana?"

"Karışma bana." Sinirle omuzuma çarparak gidip banka oturdu. Gözlerimi devirdim. Gel illa beni döv diyor pezevenk.

"Şu ergenliğinden çık artık oğlum, yirmi yaşına geldin." Dedim yanına yayılarak oturarak.

Ceketimin içinden sigara paketini çıkartıp dudaklarımın arasına koyarak yaktım. Ters ters bana baktığında sırıttım "Büyü sende içersin abisinin küçük aslanı." Dedim öpücük atarak.

Yumruk yaptığı elini sertçe omuzuma geçirdi "Siktir oradan, abiymiş!"

Gülerek parmaklarımın arasında ki sigarayı dudaklarıma yerleştirdim. Çok fazla sigara içmezdim aslında. Belki haftada iki tane. O da kafama eserse.

Demir hiç içmezdi. Geçen yıla kadar.

O kaza hem onun hemde ailemiz için son nokta olmuştu.

Bu sigaraya da Demir sayesinde başlamıştım aslında. Günde bir paket bitiriyordu eskiden. Bende o daha az içsin diye başlamıştım bu zehire.

Neyseki şimdi ayda bir tane bile içmesine izin vermiyorduk.

"Çok kötüydü. Boynu-"

"Biliyorum." Dedim hastanenin bahçesinde gezinen insanlara bakarak. "Bizim yüzümüzden. Mahvettik. Her şeyi."

Omuzlarımı silktim. Öyleydi. Mahvetmiştik.

"Elimde değil." Dedi titreyen sesiyle. Gözlerimi titremeye başlayan ellerine çevirdim.

"İlaçlarını içmiyor musun lan sen?" Elimde ki sigarayı söndürerek oturduğum yerde dikleştim.

Anksiyete ve sinir hastasılığı vardı fakat beynine sıçtığımın pezevenki içmiyordu ilaçlarını. Daha doğrusu bizim zorumuzla ya da kriz geçirince içiyordu.

Elimle kafasına geçirdim bir tane. "Poyraz abime söyleyeyim de gör ebeni!"

"Söyle de bende geçen gece yediğin bokları anlatayım. Nasıl olur abicim?" Dedi alayla.

Titreten elleri durduğunda dudaklarım kıvrıldı.
Oturduğum yerde tekrar yayıldım. "Bunu da anlatırsın." Diyerek el hareketi çektim.

𝗔𝗯𝗶𝗹𝗲𝗿𝗶𝗺 𝗺𝗶?Where stories live. Discover now