Lan ben zaten dünyanın en düz insanıydım. Normal basit sıradandım yani.

Ve şahsen onun bu göz yaşartıcı çabası pekte umrumda sayılmazdı. Bana bulaşmasa yeterdi.

"Kaç tane yedin?"

Aral'ın sesiyle düşüncelerimden sıyrılarak onun maviş gözlerine baktım. Şanslı herif.

"4 taneden az yediğime emin olabilirsin ama o kadar çoktu ki saymakta zorlandım. Sanırım 3'tü." Dedim alayla.

Gülerek burnumu sıktı "Bunlar senin sağlığın için biliyorsun değil mi güzelim?"

Al işte yine!

Elime, eline bir tane yapıştırarak geri itekledim "Tam olarak on üçüncü kez söylüyorum ben senin güzelin değilim." Dedim bıkkınca.

Samimi bile değildik ki.

"Öylesin."

"He he." Diye geçiştirdim.

Defalarca kez uyarmama rağmen hala diyordu salmıştım artık. Kendi dünyasında ne yaşamaya devam ediyorsa edebilirdi.

Tekrar kasenin içine baktı. Çileklerin bitmesine birkaç tane kalmıştı. Kaşlarını çatarak bana baktı "Kaç tane yedin?" Diye sordu tekrardan.

Ofladım "9 tane."

Alt tarafı beş tane fazla yedim. Ne var bunda? Sanırım doktor olduğu için daha da dikkat etmemi istiyordu fakat ben bu kadar kasmıyorum. Genelde diğer evde anne ve baba olacak o insanlarda çok umursamıyordu. Abim üstüme düşüyordu. Fakat o da bu kadar sıkmazdı. Sınırlarda dolaşırdım, tamam bazen o sınırı aşsam da duracağım yeri biliyordum.

"Ve ben gelmesem yemeye devam edecektin öyle mi? Kafayı mi yedin sen? Bu listeye uyacaksın, Kayra. Hastalığını ciddiye al artık." Dedi hafif sesini yükselterek.

Kaşlarımı çattım "Sen bana bağıramazsın. Ayrıca hastalığımı gayette ciddiye alıyorum ben. İki üç tane fazla çilek yedik diye ölmeyeceğiz yaa."

"En son hastanelik olduğunda da aynı şeyi söylemiştin..." diyerek hala yemek yapmakla meşgul olan Derya teyze ve Sevgi hanım'a döndü.

"Anne, Kayra'yı bundan sonra mutfağa sokmuyorsunuz. Yemeklerini de vakti gelince listeye göre hazırlayıp önüne koyun eğer yemezse zorla yedirin, daha fazla isterse de sakın vermeyin."

Gözlerimi büyüttüm.

Yok canım yetmez o mutfağa ambargo koysunlar bir de seni manyak herif ?!

Aral gerçekten kontrol manyağıydı. Çağrı abimle birlikte bu hastalıkla on sene geçirdiğim için düzenlendi bir tempoda gidiyorduk ve artık beni sıkmıyordu.

Gerçi o daha çok tehdit ederdi ama alışmıştık.

Beraber çok büyük krizler atlatmıştık bu yüzden beş tane daha fazla çilek yediğimde kriz geçirmeyeceğimi biliyorduk.

Sabırla bir nefes alarak elimi sertçe omzuna koydum. Tabii masanın üzerine oturduğum için boyuyla neredeyse aynıydım. Çaktırmayın, normalde olsa kolumu havaya kaldırsam boyumuz anca eşitleniyordu. Yani kolumla onun boyu eşitleniyordu.

𝗔𝗯𝗶𝗹𝗲𝗿𝗶𝗺 𝗺𝗶?Where stories live. Discover now