Ulan çağrı haini hemen barana mı ispitledin beni? Abi dedik kalleş çıktı.

Hızla geri çekilerek hafifçe öksürdüm "Şimdi şöyle oldu benim hiçbir suçum yok. Yani kimse beni engellemedi bende yedim. Ne yapayım yani sen keriz değilsin de ben keriz miyim? Sırf bu sıçmıklı hastalık yüzünden çikolata da mı yemeyelim?"

Allah Allah.

Haklıyım oğlum. Bu zamana kadar hayatımın her anında ne zaman elim tatlıya gitse sürekli biri engelliyordu. Hazır iki üç gün boyunca kimse beni engellemezken keyif çatalım dedik.

"Sen cidden en sonunda beni delirteceksin kızım. Hastasın ulan hasta. Yememen gerekiyorsa yemeyeceksin! Kendi canını düşün biraz onu da geçtim bari bizi düşün ya bizi." sinirle arkasına dönerek yüzünü sıvazladı.

Dudaklarımı ısırdım. Bu sefer baya sinirlendirmiştim gamzeliyi ama ne yapabilirim ki? Onlarda beni anlamıyordu.

Bu hastalıkla yaşamak çok mu kolaydı? Herkes istediğini yerken benim yediklerim hep sınırlıydı. 'Ondan uzak dur Kayra! İlaçlarını iç Kayra! Daha fazla yemek ye Kayra! Kan şekerini ölç Kayra!'

Sanki her gün bunları dinlemek benim için bir zevk!

Gözlerimi devirerek sakince bir nefes aldım. Tam ağzımı açıp konuşacakken kolumdan tutulup arkaya çekilmiştim.

Efe veleti önüme geçmiş beni arkasına almıştı. "Sen kimsin ki benim ablama bağırıyorsun lan?! Hastaysa hasta! Sana ne, sen kimsin?!"

Efe'nin barana bağırışıyla duygulu bir şekilde arkasından ona baktım. "Ama ağlatacaksın şimdi beni şapşik şey."

Üç gün öncesine kadar bana çemkiren velet şimdi beni korumaya çalışıyordu. Bak ya. Duygulandım.

Baran kaşlarını çatarak anlamsızca Efe'ye baktı "Asıl sen kimsin ufaklık? O arkandaki kız benim kız kardeşim."

Gülümseyerek elimle öpücük attım ona. Sende benim kardeşimsin baranım. Gülümsedi o da.

Efe çattık kaşlarıyla bana döndü. Sinirlenmişti sanırım. Onu omuzlarından tuttum "Tamam beyler sakin olun. Baran, bu da benim kardeşim Efe." Çatık kaşları anında yok olurken mavi gözleri parıl parıl olmuştu.

Nasıl tersleyebilirim ki şu çocuğu? Baksanıza bir lafımla nasıl mutlu oldu. Çok duygusaldı gerçekten. Ayrıca ne yalan söyleyeyim kanım gerçekten ısınmıştı Efe'ye. Evet başta az da olsa ön yargılı davranması sinirlerimi bozsa da onu da anlayabiliyordum. En azından abileri gibi değildi. Hatasını anlamış ve özür dilemişti.

Sırıtarak kafasını salladı ve Baran'a döndü "Evet, ablam." Dedi kendinden emin bir şekilde.

Baran emin olmak için gözlerime baktığımda kafamı salladım gülümseyerek. O zaten tek bakışımdan anlardı ne demek istediğimi.

Efe'ye baktı ve elini uzattı "Kayra'nın kardeşi benim de kardeşimdir." Efe birkaç saniye tereddüt etse de karşılık vermiş ve erkekçe selamlaşmışlardı.

Sırıtarak ellerimi çarptım "O halde sizin tanışmanız şerefine bir çikolata gömer miyiz?"

"Kayra!"

"Abla!"

Gözlerimi devirdim "He he ondan." Onlara arkamı dönüp okula ilerlemeye başladım.

İkiydiler şimdi oldular üç, eh bir de kendini özel doktorum sanan Aral vardı etti dört. Allahım sen beni beşincisinden koru yarabbim.

•••

Oldukça sıkıcı, boğucu ve lanetli geçen okul sonunda bitmiş ve kendimi direk kurs binasına ışınlamıştım. Ya da eşek gibi 50 dakika yürümüştüm. Her neyse.

𝗔𝗯𝗶𝗹𝗲𝗿𝗶𝗺 𝗺𝗶?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin