LabirenTardis

483 49 3
                                    

Özet

“Shada!”
...

“Onun içinde ne var dersin?”

“Medusa kendini ziyarete gelmiş birileriyle değiştirmiş olmalı. Ancak tür sayımı da yapılıyor bu da onun türünden olmasını gerektirir.”
...
Doktor;

“Kayboldum.”

YENİ BÖLÜM

“Nasıl?!?”

“Ben sadece… Bak burası çok büyük tamam mı? Şimdi bu topu takip ederken gittiğim yerlere dikkat etmedim tamam mı? Geri dönmeye çalıştı elbette ama. Sadece kayboldum Sherry.”

“Tabii. Haklısın. Elbette. (Gülmeye başlamıştı.)”

“Keser misin şunu?”

“Neyi? Ahaha..Ihhm. Elbette. Sadece sinirlerim.. Haha. Bozuldu. Evet.”

“İyi. Öyle olsun. Şimdi geri dönmeme yardım etmen lazım. Yoksa bu koridorlarda tüm ömrüm boyunca kayıp bir adam olarak kalabilirim.”

“Elbette. Ahaha. Özür dilerim ama bu çok komik. Ahahahaah. ”

“Neresi komik bunun! Kayboldum diyorum. Kendi gemimde kayboldum. (Duraksar.) Ahaha. Komikmiş.”

İkisi karşılıklı olarak gülmeyi sürdürdüler.

“Sana nasıl yardım edebilirim? Yani bu düğmelerin nasıl kullanılacağını bile bilmiyorum. ”

“Sadece bir sinyale ihtiyacım var. Sonikle onu takip edebilirim. Cep telefonunu aç. ”

Sherry cebinden telefonu çıkardı.

“Üzgünüm Doktor.”

“Ne oldu?”

“Telefonum. Şarjı bitmiş.”

“Ah! Bu çok iyi oldu! Zaman ve uzayda yolculuk yapan sonsuz büyüklükte bir gemideyiz. Ve ben kayboldum. İhtiyacım olan tek şey basit bir cep telefonuydu. Dur bakalım! Ah şarjı bitmiş.”

“Mızmızlanmayı kes Doktor. Başka bir seçenek yok mu?”

“Aslında var ancak… Beni iyi dinle. O paneldeki düğmeler arasında sinyal vermeni sağlayacak düğme de var. Ama…”

“Ama?”

“Ama ikimizi havaya uçurmanı sağlayacak olan düğme de var.”

“Ah, bu küçük bir risk değil mi?”

“Çok küçük.”

“O zaman. Bunu ben halledeceğim Doktor.”

“Nasıl? (Birkaç saniye geçtikten sonra) Hayır. Olmaz. İmkanı yok. Yapma.”

“Başka seçenek var mı?”

“Elbette! Düğmeyi tarif edebilirim.”

“Buradaki düğmelerin hepsi birbirine benziyor. Sağol, ben bu seçeneği deneyeceğim.”

“Olmaz. Zihnini kontrol edemiyorsun. Bu olayı rahat yönlendiremiyorsun. Kendi ölümüne bile sebep olabilirsin.”

“En azından birimiz sağ kurtulur.”

Sherry gözlerini kapattı. Tardis zihninin arkasından onu izliyordu sanki. Koridorlara yoğunlaşmıştı. Hepsi aynıydı! Doktora yaklaşmak için her koridoru deniyordu. Ama zihni yaklaşmak yerine daha çok uzaklaşıyordu ondan. Otomobilden alınmışa benzeyen koltuğa oturdu. Gerçekten bir otomobil koltuğu olabilir miydi? Bunu Doktora sormayı fena halde istiyordu. Şimdi sırası değil. Yüzünden akan bütün teri hissedebiliyordu. Histerik bir sarsılma yaşadığının da fena halde farkındaydı. Ama Doktor’a yaklaştığını hissediyordu. Orda bir yerde zihnini hissediyordu. Garip yuvarlak şekiller silik bir halde belirmeye başlamıştı. Son hızla ilerlediğini hissediyordu. Durduramadı. Zihni birdenbire Doktor’unkiyle çarpışmıştı.

“Vaaov! Bu çok…Sertti.”

Onun anılarını görüyordu. Hepsi olmadığına emindi. Çünkü parça parçaydı. Yangın. Alevler. Gözyaşı. Kan. İntikam. Hepsi içini yakıyordu. Alevler öyle fazlaydı ki odaklanamıyordu. Nerde olduğunu gösteremiyordu bile!

“Sakin ol Sherry. Sakin ol. Sadece odaklan. Kumanda odasına odaklan. Kontrol paneline odaklan. Hadi. Yapabilirsin. Çünkü sen harikasın.”

“Çok.. Zoooorrhhh!”

Çığlıklar atmaya başlamıştı Sherry.

“Çok sıcak. Yanıyorum. Hayır. Hayır. Yanıyor… Sıcak. Çok sıcak.”

“Hayır Sherry. Yanmıyorsun. Zihnin seninle oynuyor. Lütfen Sherry dayan. Yapamazsın. Gidemezsin. Daha cevaplayamadığım soruların var Sherry. Unuttun mu? Kim olduğunu sormuştun. Birlikte daha görmemiz gerekn birçok gezegen var. Tanışmamız gereken insanlar, kurtarmamız gereken galaksiler var. Senin evini bulacağız Sherry. Lütfen dayan.”

“Yapamıyorum. Sıcak.”

Sherry labirentten uzaklaştığını hissediyordu. Alevler bile uzaklaşıyordu sanki.

Sherry labirentten uzaklaştığını hissediyordu. Alevler bile uzaklaşıyordu sanki. Titrediğinin farkındaydı. Fena halde titriyordu. Son bir gayretle aklına gelen son fikre sarıldı. Hafif hafif geri çekildi. Doktorun zihnini serbest bıraktı. Sonra aklındaki tek resmi zihninde tuttu. Kontrol paneli gözlerinin önünde resmedilmiş şekildeydi sanki. Eğer çarpışma tek yönlü değilse işe yaramalıydı. Geri çekti zihnini. Derin bir nefes aldı. Son bir hızla Doktor’un zihnine çarptı. Sonra. Karardı. Boşlukta kaldı.

Yaptığı bu hareket Doktor’un sendelemesine neden olmuştu.

“Sen harikasın!”

Doktor elindeki topla birlikte –bu kez nereye gideceğinden emin olarak- koşmaya başladı. Koşmayı ne kadar çok sevse de bu kez zevk almaktan çok aceleyle koşuyordu. Yol ne kadar hızlı koşarsa koşsun daha çok uzuyor gibiydi. Sherry’nin kendini çok zorladığına emindi. Ve ihtiyacı olan Doktor ayağına gelmişti.

“Sherry!”

Topu paneldeki bir boşluğa koydu. Sherry’i kucaklayıp yatağa yatırdı. Elini alnına koyar koymaz geri çekti. Ateşi çok yüksekti. Titriyordu. Terlemesini durdurmak mümkün gibi değildi. Yüzü kızarmıştı. Bir çeşit atak geçiriyor gibiydi.

“Napacağım? Napacağım? Napacağımı bilmiyorum ve bu beni deli ediyor!”

Doktor Tardisin içinde koşuşturuyordu. O sonsuz koridorlara dalıp elindeki kitaplarla geri döndü.

“Sırayla. Sırayla ilerle. Adım adım. Ateş! Önce ateşini düşürmeliyim.”

Elindeki bezle geri döndü. Yüzünü, kollarını suyla siliyordu. Su değdiği an ısınıyordu. Elindeki kaşıkla içirmeye çalıştığı şurup biraz zor da olsa işe yaramıştı. Ateşi epey bir düşmüştü. Ancak titremesi geçmiyordu. Üstelik sayıklamaya başlamıştı.

“Yılan. Hayır. Kırpma. Yılan. Yılan. Yılan.”

Medusayı görüyor olmalıydı. Her ne kadar cesaretli davransa da herkes gibi o da korkmuş olmalıydı. Sherry’i düzeltmek için verdiği çaba işe yaramıştı. Yaklaşık 50 dakika sonra Sherry kendine gelmişti.

“Korkuttun.”

“Sen de!”

Gülüştüler.

“Doktor. Ne var biliyor musun? Ben baygınken… Karanlıktı. Çok karanlık. Etrafımda dolaşan binlerce ses vardı Doktor. Anlamadığım kelimeler. Ben aydınlığı gördüm ama. Sanki geçiciydi. Birden kalkıverdim.”

“Sanırım vücudun kuvvetliymiş. Böyle bir durum da haftalarca yatman gerekirdi.”

“Sana söylemem gereken önemli bir şey var sanki. Kendim gibi hissetmiyorum Doktor. Sanki bir kez daha karanlığa ulaşırsam geri gelemeyeceğim.”

“Saçmalama. Dediğin gibi sadece bir histi.”

“Ama çok yakındı. Yani çok gerçekti.”

-“Nerdeyim ben?”

İkisi birlikte arkalarına döndüler. Top sonunda içindekini açığa çıkarmıştı.

Devam Edecek...

Doctor, Who Am I? | Türkçe | DWHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin