2.Sezon- Kan Ormanı

149 17 4
                                    

Öncesinde...

Spark sinirle Dylan'a döndü.

-Seni öyle bir yok edeceğim ki! Anna'nın heykelini de tam öldüğün yere koyacağım.

-Büyük konuşma Spark. Benim senin için başka planlarım var.

Spark işaret parmağını tehditkar bir çimde Dylan'ı alnından itmek için kullandı.

-Burda planları ben yapıyorum.

Konsola yönelip rastgele bir mekana gitmeye karar verdi. Dylan'ı öldüreceği yer için özel mekan falan seçmeyi düşünmüyordu.

Aracın dışına çıktıkları an, bir ormanın içinde olduklarını fark etti. Etrafa çok dikkat etmeden birkaç adım atsa da, aracın kayboluşu üzerine etrafa baktı.

-Burası da hangi cehennem?

KAN ORMANI

Peşinden çekerek getirdiği Dylan'ı unutup, ağaçlara göz gezdirmeye başladı. Burayı nerden anımsadığını hatırlamıştı. Bu ormanı Dreamly gezegenindeyken görmüştü.

ÖNCEKİ BÖLÜMLERDE ; (FLASHBACK)

Spark zihnini karanlık ormana çevirdiğinde kan ve dehşetin kokusunu aldı. Orman akıl almaz kötülükle doluydu. Kurbanların henüz yok olmamış zihinlerini hissedebiliyordu. Dehşet ve korku içindeydiler. Okuduğu silik düşüncelerden anladığı kadarıyla ölmek üzere olan 3 kişi vardı ormanda. Aralarından birinin kan kaybı ve baş dönmesi endişelerini duyunca ters bir şekilde ağaçlardan asılmış ve boğazları kesilmiş halde ölümü beklediklerini anladı. Kan pompalanmaya devam ediyor ve boğazlarından aşağıya süzülüyordu. Aralarından birinin ağzına kendi kanı giriyordu. . Ağzındaki kanlanmanın nedeni kanın dışarı çıkması mıydı, içeri girmesi mi? Yavaş yavaş zihinler kapanırken Spark dikkatini ormandaki ağaçlara yöneltti.

Ağaçlar dünyada olamayacak kadar farklıydı. Her birinin tepesinde hare şeklinde kırmızı ve mavi halkalar vardı. Damara benzediklerini düşündü Spark. Ağaçların yaprakları hem şekil hem renk bakımından farklıydı. Adeta sıvıyı andıran yaprak yığını yere kadar uzanıyordu. Durmadan akan bir nehre benziyordu. İki yandan aşağı dökülen yaprakların arasından ağacın spiral halinde gövdesi vardı. Spiral ormanın karanlığına zıt bir şekilde kemik beyazına bürünmüşken karanlığı getirenin ne olduğu anlaşılmıyordu. Yapraklar bordo bir nehirdi. Karanlığı getirenin karanlık ruhlar olduğu söylenebilir miydi? Spark yaprak görevi gören bordo nehrin kandan yapıldığından şüpheleniyordu.

...

-Ormana bakmaya gideceğim.

-Orda bir orman yok.

Spark kaşlarını çattı. Tavana kadar uzanan pencerelerden birinin yanına doğru koştu.

-Orda işte.

Mary anlayışla gülümsedi.

-Orda bir şey yok. Orası bizim boş vadimiz. Halüsinasyon vadisi de denir. Kimine kendini, kimine geleceğini gösterir. Sanırım ilerde böyle bir ormanda bulunacaksın.

FLASHBACK SONU

Anı tüm gerçekliğiyle zihninde belirirken, bu kez ormanın dışında değil, içindeydi. Kanın ağaçları örttüğü bu ormana, şu an gelmiş olması bir tesadüf müydü?

Ağaçların ürkütücü güzelliğinden gözlerini alıp, etrafına bakınca Dylan'ı gördü. Bileklerini ovuşturuyordu. Mary'nin kelepçelediği elleri, özgür kalmıştı.*medyada*

Doctor, Who Am I? | Türkçe | DWHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin