Doctor, Who Am I? | Türkçe | DW

2.Sezon - İkizler

Doktor ve Anna'ya Merhaba deyin! Ve bir de yeni karakterlerimize.

İkizlerden birini (sarışın olan) (Adı Luke az sonra öğreniceksiniz :D) medyada görebilirsiniz.

Diğeri de diğer bölüme :D :D

Bu bölüm içinde hafızanızı tazelemeniz için genel bir özet bulacaksınız.

DÜŞÜŞ

Güneşin parıltısı pencereden içeri süzülüyordu. Her sabah olduğu gibi kalktı yatağından. Yorgundu. Boynu tutulmuştu sanki. Gördüğü kabustan dolayı terlemişti. Mutfağa doğru ilerledi. Tam kahve için su ısıtıcıya su koyuyordu ki, bozuk olduğunu hatırladı. "Harika." Dedi, elindeki boş kupaya bakarak. Sabahları kahve içmediğinde o kabuslardan nasıl kurtulabilirdi ki?

Evden çıkıp yaptığı koşu iyi gelmişti biraz. Sonra saate baktı. O kalkalı 2 saat geçmişti. Yarım saat içinde geri dönmesi gerekiyordu. İkizi uyanmadan. Geri döndü. Geldiğinden daha hızlı bir şekilde koşmaya başladı.

Eve girdikten kısa bir süre ikizinin kalkıp mutfakta dolaştığını duydu. Sabahki sahne tekrarlanıyordu. "Harika." Dediğini duydu. Muhtemelen elindeki kupaya bakarak söylemişti o da bunu. İkiz olmak garip bir histi. Gülümsedi. Günün büyük çoğunluğunda ikizinden şikayet ederdi.

Düşüncelerini bölen dışardan gelen patlamaya benzer sesti. Düşüş müydü yoksa? İkizi ile aynı anda tepki vermişlerdi. Ne olduğu belli bile olmayan bir araç. Önce ikisi de tedirgin bir biçimde baktıysa da içinden çıkmaya çalışan kızı görünce tedirginliklerinin yerini hayranlık almaya başladı. Kız çok güzeldi!

Kızın üzerinde altın rengiyle beyaz karışımı bir elbise vardı. Gayet hoş ve kısa bir elbise... Kızıl saçları omuzlarına doğru dökülüyordu. Dışarı çıktıktan sonra çekiştirerek çıkarmaya çalıştığı asayı gördüler. Yeşil bir kürenin yer aldığı asa düşük bütçeli kraliyet filminden fırlamıştı sanki.

İkiziyle aynı anda (her zamanki gibi) kıza yaklaştılar. Asayı çıkarmalarına yardım ettikten sonra, kız bir adım geri çekildi. Eliyle saçını düzeltti. Ve her zaman yaşadığı bir şeymiş gibi normal bir ses tonuyla sordu.

"Evet... Kimsiniz ve bu lanet olası yer neresi?"

***

"Hadi ama! Yapabilirsiiin."

Doktor her zamanki gibi Tardis'i sakinleştirmeye çalışıyordu. Ancak kilitlendiği hedef her nereye gittiyse Tardis oraya gitmek konusunda huysuzlanıyordu. Uzun süre geçmeden nedenini anlamıştı. Hedef bir yere gitmemişti, düşmüştü.

Doktor bunu fark ettiği anda panikledi. Tardis'i tam koşulla kilitlemişti. Bu da demek oluyordu ki...

"Düşüş!"

Ve Doktor kendi gülüşüyle birlikte Tardis'i sapasağlam yere indirmek için hamle yaptı.

"Geronimo!"

***

Anna hafifçe eteğini çekiştirdi. Daha fazla mı kısalmıştı ne? Çarpışmadan dolayı kafası biraz karışıktı. Ne olmuştu? Yine yanlış dereceye mi ayarlamıştı acaba? Karşısındaki insan olduğunu umduğu kişilerden yanıt beklerken elini tekrar saçına götürdü. Saçları sayesinde asla zamanı unutmuyordu.

Medusa ırkının getirdiği bir güzellikti bu. Kafasındaki yılanlar, yani onun saçları, bastırılmış ve nerdeyse ölü bir halde olsalar da zaman kavramını anlamasını sağlıyorlardı. Ölü olmalarının iki anlamı vardı. Anna hayattaydı ve kafasında onlarca bilinç uykudaydı. Anna hayattaydı çünkü Medusa ırkından olmak gibi bir lanete sahipti. Onun ırkı ve ırkının yılanları zamanında Gallifrey'e saldırmış, bunun bedelini o sadık yılanlarının beyinlerine ekilmesi ile ödemişlerdi. Ancak saldırı sırasında Medusa'nın da karlı çıktığı bir yan vardı tabii. Yılanlar Gallifrey'in enerji kaynağını, Panaptikon Gözü'nü ısırmışlardı zamanında. Bu da Medusa ırkının bakışlarına yakıcı bir ateş vermişti. Bu ateşle gezegenleri kavursalar da Gallifrey yönetimi buna müdahale etmiş ve onların göz bebeklerini taşa çevirmişlerdi. Atladıkları tek noktaysa ayna genlerdi. Medusa ırkı bu genler sayesinde aynı özelliklere sahipti. Ancak yönetimin verdiği ceza ayna genlerin gelişmesine neden olmuştu. Ve Medusa ırkından birinin gözünün içine bakan taşa dönüşür hale gelmişti. Anna ve Gyrlien Leydisi Medusa dışında tüm ırk yok edilmişti. Leydi Dünya'ya sürgün edilmiş Zaman Lordlarını taşa çevirmiş, onları "Ağlayan Melek" sıfatına mahkum etmişti.