Sevgili Maça Kızı 8 Ailesi,
Ne güzel karşıladınız bizi, ne güzel kavuştuk! 🥰 Herkese müteşekkirim; oylarınız, yorumlarınız, tweetleriniz, Instagram gönderileriniz, mesajlarınız... İlginiz ve sevginiz öyle değerli ki, iyi ki lerle döndüm aranıza, yeniden...
Aramıza yeni katılan okurlar için, biz her cuma, bu saatlerde buluşuyoruz. 🤗
Instagram: macakizi8 🙌🏻
Yolumuz uzun, kemerlerinizi bağlayın, uçuyoruz. Sizleri çok seviyorum ve her şey için çok teşekkür ederim. 💛
♠️
Sabahın ilk ışıkları odayı aydınlatıyordu. Huzursuzca kıpırdarken gevşemiş kaşları tekrar çatıldı. Göz kapakları usulca aralanırken neler olduğunu algılamaya çalışıyordu. Bakışları saniyeler içinde beni bulduğunda bir filmin karesi gibi donakaldı.
"Nina Adams... CIA."
Aslında bir kart göstermem gerekirdi fakat henüz çok yeniydim, kusura bakmamasını umut ediyordum. Bir cevap vermeye yeltenmediği için ağzındaki bandı çıkartmadım. O'na ne kadar az yaklaşırsam, o kadar iyiydi.
"Türk-Amerikan İstihbaratı iş birliği kapsamında beraber çalışmamız istendi."
Cep votkasından büyük bir yudum aldıktan sonra bir sigara yaktım. Yalnızca yüzüme bakıyor, belki de bir kâbus gördüğünü düşünüyordu. Sigara dumanı odayı doldururken, içeriden Taylor'ın boğuk sesleri geliyordu fakat bu bile O'nun dikkatini dağıtmıyordu.
"Sevgili gibi davranacakmışız...ki zaten bu konuda ne kadar başarılı olduğunuzu da biliyorum fakat ben bunu istemiyorum! Bu işi kabul etmeyeceksiniz!"
O yutkunurken, ben sigaramın dumanını bir kez daha içime çekmiştim.
"Bay Ortiz'i reddedecek ve buradan gideceksiniz!"
Votkadan son yudumu aldığımda şişeyi sertçe yere koydum. Taylor'ın çıkardığı sesler, rahatsız edici derecede fazlaydı. Sıkıntılı bir nefes vererek ayağa kalktım ve salona ilerledim.
"Ne var Taylor?!" diye bağırdım. Taylor'ın bakışları öfke yüklüydü. "Neden bu kadar çok bağırıyorsun?" diye sorduğumda, ağzındaki bandı çıkartmıştım.
"Sen ne yaptığını sanıyorsun Nina?" diye sordu Taylor. Soluk alışverişleri hızlıydı. "Ben senin üstünüm, derhal çöz beni. Ben eğer kurtulursam, senin için fena olacak!"
"İkna işim daha bitmedi. Eğer seni bayıltıp bağlamasaydım işime karışacaktın."
Taylor öfkeyle, "Çünkü sana yardım etmeye gelmiştim!" dedi. Başını hızlıca iki yana salladı. "Adamı ben bayıltacaktım. Ya sana zarar verseydi?" Derin bir nefes aldı. "Eğer beni hemen çözmezsen, Bay Ortiz bu durumdan haberdar olur!" dedi, tehditkâr bir ifadeyle.
Alaylı bir kahkaha attım. "O'nu bayıltmamız da görev dışıydı fakat buna göz yumdun. Ne diyeceksin Bay Ortiz'e, nasıl açıklayacaksın bu durumu?" Taylor cevap vermeden yüzüme bakıyordu. "Nina'dan çok etkileniyorum, onu kıramadım Bay Ortiz. Ama yardım edecekken kazık yedim... Şikayetçiyim!" diye devam ettiğimde, yüzümde yapmacık bir üzüntü vardı.
"Bunu senin yanına bırakmayacağım," dedi Taylor.
"Ağlama... Çözeceğim seni birazdan," dedikten sonra, bandı yeniden Taylor'ın ağzına yapıştırdım.
Bir telefon melodisi tüm evi kapladığında, hızlıca yatak odasına doğru ilerledim. Telefonu komodinin üzerindeydi. Bay Ortiz arıyordu. Tekrar O'nun bulunduğu odaya girdiğimde, elimde bir de silah vardı.
BINABASA MO ANG
Maça Kızı 8
General Fiction"Verdiğim acıyı silebilmek için her bir saç telini öpmek istiyorum," dedi. Önce nefes almayı bıraktım. "Ama bazen öpünce de geçmez," dedi. Buz kestim. ... BU HİKAYEDEKİ OLAYLAR TAMAMEN HAYAL ÜRÜNÜDÜR VE GERÇEK KİŞİ VE KURUMLARLA BİR İLGİSİ BULUN...