171.Bölüm

297K 17.5K 24.5K
                                    

Sevgili Maça Kızı 8 Ailesi,

Canlı yayın beklediğinizi biliyorum. Sözümü unutmadım. Gelebilecek soruları biliyorum, en azından kitap süreciyle alakalı... Ve canlı yayın yaptığımızda biraz daha elimde net ve somut cevaplar olsun istiyorum. Mümkün olan en kısa zamanda yapacağız, merak etmeyin. Ben de sizlerle sohbet etmeyi çoook özledim!

Yorumlarda görüşmek üzere...🙋🏻‍♀️💛

Sizleri çok ama çok ama çok seviyorum!

İyi ki varsınız, hep var olun!

🎲

"Bora, maça kızı sende mi?!"

Gökhan'la göz göze geldiğimizde bir an için bile olsa irkildiğini anlamıştım. Başımı koltuğun kenarından çektim ve salondaki yemek masamızda Kemal Abi, Aydın ve Veysel Amca ile kart oyunu oynayan babama baktım.

"Bende," dedim. Babam elindeki kartları bırakırken kızmıştı. "Oğlum neden alıyorsun?! Getir hadi! Eksik kartla oyun oynanmaz! Ne ara aldın?!"

"Ben almadım. O bana geldi," dediğimde, babamın kaşları çatılmıştı. "Vermem. Benim o."

"Hasbinallah!"

"Yerdeydi tamam mı, düşürmeseydiniz!"

"Oğlum batak oynuyoruz!" demişti babam. Onun ne olduğunu bilmediğim için sadece yüzüne bakmakla yetinmiştim. En sonunda bakışlarını benden çekip Aydın'a dönmüştü. "Yeni deste getirsene. Baştan başlayalım, tüm zevki kaçtı zaten!"

Aydın yeni bir deste getirirken ayağa kalkmıştım. "Nereye?" diye sormuştu Gökhan. "Kamyonlarımızı yarıştırıyorduk?"

"Sen Selim'le yarıştır, ben babamları izleyeceğim..."

"Ben de izlerim o zaman."

Kamyonlarımızı bırakıp yemek masasına geçtik. Gökhan, Aydın'dan çekindiği için bir uçta otursa da ben Kemal Abi'nin yakınına yerleşmiştim.

"Koz maça," dedi babam.

Merakla, "Koz ne demek baba?" diye sordum.

Babam sorduğum soru karşısında duraksayarak gözlerimin içine birkaç saniye bakmış ve en sonunda da "Üstünlük," demişti.

Anlamamıştım ama babam yeniden oyuna devam ettiği ve o sırada benimle ilgilenmediği için, anlamadığımı söylememiştim. Maçanın ne olduğunu biliyordum, kızın işaretiydi ama kozun ne olduğunu bilmiyordum. Sürekli de koz diyorlardı. Özellikle babam, Veysel Amca'dan sürekli koz istiyordu.

Biraz sonra Gökhan oturduğu sandalyeden kalkıp yanıma oturmuş ve kulağıma, "İşaret bence," diye fısıldamıştı.

"Emin misin?" diye sormuştum.

"Tabii ki!" demişti kendinden emin bir ifadeyle. "Baksana. Ellerinde hangi kart işareti çoksa, koz diye onu söylüyorlar."

Gökhan'ın yanlış bir izlenime kapıldığını yedi yaşındayken anlamam mümkün değildi. Ama çocuk aklıyla yaptığı çıkarım, yanlış da olsa zekiceydi. Söyledikleri doğrultusunda oyunu biraz daha izlemiş ve ona hak vermiştim. Uzun bir süre, çok uzun bir süre kozun işaret demek olduğunu sanmıştık.

O günden birkaç gün sonra Gökhan'la gizlice bir şey yapacağımız bir durumun içine düşmüştük. Ne yapacağımızı hatırlamıyorum ama ya biraz daha fazla oyun oynayacağızdır ya da yemekten evvel puding yiyeceğizdir. Yapacağımız işi planlarken bana, "Biri gelirse birbirimize nasıl işaret vereceğiz?" diye sormuştu.

Maça Kızı 8Where stories live. Discover now