16

374K 11.4K 318
                                    

Meriç'ten,

Sadece resimle unutabiliyordum. O da artık eskisi kadar kolay olmuyordu.

Aklım son zamanlarda fazla karışıktı. Biriyle.

Resmime bile karışmıştı. Kendimi iyi hissettiğim tek yerde artık yalnız değildim. Her yerde rahatsız ediyordu beni. Aklımda bile peşimdeydi. Aklımda olmasındansa yanımda olmasını tercih ederdim.

Komik bir kızdı. Bunun için hiçbir çabası olmadan üstelik.

Onu yanlış bir şeye bulaştırmıştım. Aptal kafam! O gün kafam o kadar dağınıktı ki... Belki de sadece bencillik etmiştim.

Telefon cebimde titremeye başladığında başımın altındaki elleri çözüp doğruldum. O, arıyordu.

"Yine beni başımdaki dertten kurtar falan demeyeceksin değil mi?"diyerek açtım telefonu.

"Meriç"

Ağlıyor muydu o?

"İyi misin sen?"

"Ben kimi arayacağımı bilemedim."

Evet, ağlıyordu.

"Sahildeyim."

Boğuk sesi öksürükle bölündü.

"Gidecek bir yerim yok."

Evi terk etmiş olamazdı herhalde.

"Bana yardım eder misin?"

Burnunu çekmeye başladığında "Hangi sahil?"diye sordum.

"Köpeğini gezdirdiğin yer. Telefon kulübesinin orada."

"Bekle orada."dedikten sonra telefonu kapattım.

Motoru yol kenarında bıraktıktan sonra etrafa bakındım. Telefon kulübesinin biraz gerisinde bir ağacın altında oturuyordu. Kaskı bıraktıktan sonra ona doğru yürüdüm.

Beni fark eder etmez hemen ayağa kalktı. Arada kalan mesafeyi birlikte kapattık. İyice yaklaştığında gözlerinin altındaki kızarıklığı gördüm. Kim bilir ne kadar ağlamıştı!

"Teşekkür ederim."

"Ne için?"

"Geldiğin için."deyip kollarını göğsünde bağladı. Gelmeme ihtimalimi düşün müydü acaba?

Gözlerini kaçırıp başka yerlere bakmaya başladığında düşünmüş olabileceğine inandım. Dirseğinden tutarken "Gel."dedim. Başka bir şey söylemeden kolları hala göğsünde bağlı dururken benimle birlikte yürümeye başladı.

"Sahiden evi terk mi ettin?"

Durup dirseğini bıraktığımda kollarını çözdü. "Gezmeye mi çıktım sence bu saatte?"

"Saat daha erken, Kayla."

Gözlerini devirdi önce. Kocaman yuvarlak gözleriyle bu hareketi normalde olacağından daha belirgin oluyordu.

"Yarım saat sonra fikrinin değişmeyeceğinden emin miyiz?"diye sorduğumda bunu cidden düşünüyordum. Duygusal biriydi. Her ne olmuşsa da sonunda suçu kendi üstlenebilir ve karşı tarafı bağışlayarak geri dönmeyi isteyebilirdi.

"Dönmeyeceğim eve."

"Tamam. Çantan da yok. Evi terk etme işini çok bilmediğini çıkarabiliriz buradan."

Burnunu çekerken bana ters bakışlar ihmal etmeyi de bırakmıyordu. Bu haldeyken onu tatlı bulmam  çok bencilce olabilirdi ama... Öyle gözüküyordu.

Kötü Çocuk I & IIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin