18

397K 11.7K 648
                                    

Evi terk etmiştim. Bu kendimden bekleyeceğim bir şey olsa da bu kadar geç olmasına şaşırıyordum. Beni yabancısı olduğum bir şehre getirerek elimi kolumu bağlamışlardı. Ne annemin ne de babamın yanımda olduğunu hissediyordum. İkisi de beni karşılarına almıştı. Ben de onlara inat yapar gibi yanıma simsiyah bir nokta alıp elini tutmuştum.

Hiçbir şey doğru gelmiyordu ve ben giderek yanlışın içinde yuvarlanıyordum. Uyandığımda her şey geçsin, kendi odamda olayım diye dilemenin çaresi yoktu. Uzun süren sesler gecenin bir vakti son bulur diye yere yansıyan ışıkta süzülen tozları izleyerek bekliyordum. Uykum gelmiyordu. Meriç hiç hareket etmiyordu.

Oyunun arkasına sığınıp beni öpmesi çok umursamaz ve cesurca gözükse de etrafta başkaları olmadığında kendine yüklediği o cesaret yerini daha farklı bir değere bırakıyordu.

Aramızda bir battaniye sınırı vardı. Bu onun fikriydi. Beni rahatsız etmemek için hareket etmediğini sanıyordum. Sanki aslında başka biriydi. Bu aptalca düşünceler aklıma nereden geliyor kesin bir hüküm vermek zordu ama bunu hissetmeye engel olamıyordum. Öyle olmasını deli gibi istediğim için buna inanıyor da olabilirdim.

Meriç hareket ettiğinde düşüncelerim dağıldı ve hemen ona odaklandım. Aşağıdaki normalleşen gürültünün seviyesindeki artış o an dikkatimi çekti. Yatağın diğer tarafındaki ağırlık yok olduğunda dirseğimin üstünde doğrulup ona baktım. Uyamadığımı anladığında tişörtünü üstüne geçirmişti. Saçları dağılmıştı. Çok hoş gözüküyordu...

"Sorun yok."dese de inançtan ziyade öyle olmasını umduğunu düşündüm. Tişörtünü düzeltirken pencereye yaklaştı, aşağı bakarken aynı zamanda telefonu çalmaya başladı. Yavaştan gerilmeye başlamıştım çünkü sesler artmıştı. Bağırışlara eşya kırılış sesleri eşlik ediyordu. Meriç telefonu alıp kulağına götürdüğünde kulağım ondaydı. Efendim, dedikten sonra sadece dinledi ve sonunda "Tamam."deyip kapattı. Pencereye doğru kafasını biraz daha uzattıktan sonra dönüp bana baktı.

"Üstünü giyin. Gitmemiz gerekebilir."

"Ne sorun var?"derken üstümdeki örtüleri kaldırmıştım bile.

"Tartışıyorlar, o sorun değil ama baban okul müdürüyle görüşmüş."

"Ömer mi aradı?"

Elbisemi kucaklarken cevap için ona baktım.

"Evet."

"Uyarmak için mi aradı?"

"Seni düşünmüş."deyip pencereye geri döndü. Sesler kabarırken banyoya girdim ve üstümü çabucak değiştirdim. Onun yanına geri döndüğümde "Ne dedi?"diye sordum.

"Babanın seni aradığını, abisinin de benim takıldığım yerlerin adresini paylaştığını."

"Okul müdürü burayı biliyor mu?"

Kafasını sallayıp ceketini giyindi.

"Nasıl biliyor?"

"Her şeyi merak ediyorsun değil mi?"

Evet.

"Burayı bulamaz diye gelmemiş miydik onu merak ediyorum."

"Gidecek çok başka bir yerimiz olmadığından buraya geldik ama Atahan ailesinin her şeye karışma gibi durumları olduğunu çok hesaba katmamışım. Bu katı babana kimse söylemez ama müdürün pederle bir anlaşması var."

"Ne anlaşması?"

"Ne önemi var, Kayla? Baban, Önder Atahan ile gelirse Peder bizi saklamayabilir. Gitmemiz gerek. Gitmek istiyorsan tabii?"

Kötü Çocuk I & IIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin