2.12

539K 6.2K 749
                                    

Ağzıma birkaç lokma atacak kadar bekledikten sonra annem ilk soruyu sordu.

"Nasılmış babası?"

"Bir tarafı felçli. Doktor düzelebileceğini söylemiş ama kendine geldi. İyi yani."

"Çok yazık!"dedi annem üzülerek ve zaten başlamadığı yemeği bırakıp sandalyede geriye doğru yaslandı. Babam onun kadar kendini kaptırmış durmuyordu.

"Yarın bir çiçek yollarım hastaneye."

Tanıdık sayılırlardı.

"Annesi yoktu. Fenalaşmış sanırım o da."

"Çocuk hangi birini düşünsün. Ay çok üzüldüm! Başka akrabaları yok mu bunların?"

"Yok. Yani bilmiyorum ben. Semih'in babası Kenan amca geldi işte. Ömer'inkiler de annesinin yanındaydı galiba. Bu sabah annesi gelmiş hastaneye. Daha iyiymiş."

"İyi bari. Bir şey mi olmuş peki? Meriç anlattı mı bir şey? Durup dururken mi olmuş yani?"

Omuz silktim. Çok detay bilmiyordum.

"Kavga etmişler sanırım."

"Ne kötü! Çocuklarını düşünseler bari!"

"Bizim için bu kadar da önemli değil bu konu herhalde, değil mi Nazlı?"

"Ne oluyor Vural?"

"Kayla'yı daha fazla üzmeyelim diye diyorum. Sonra Meriç'e kol kanat germek için ekstra duygusal oluyor."

"Baba!"

"Yalan mı söylüyorum kızım?"diye babam sakince meydan okuduğunda sırtımı dikleştirdim. "Ben Meriç'e acımıyorum. Ona acıyacak bir durumum da yok zaten. Aynı bataklıktayız."

"Kayla!" Bu sefer gerçeklerin isyan ettirdiği kişi annem oldu. Ona dönüp "Özür dilerim."desem de ikna etmek için daha fazla şey söylemeden gerçeğe döndüm.

"Buraya ilk geldiğimde hayatım mükemmel değildi. Biliyorsunuz. Kendimizi kandırmaya gerek yok. Meriç beni anlar diye ya da beni yadırgamaz diye düşündüm belki de."

Babamla annem bir süre söylediklerimi düşündü. Sanki daha önce akıllarına hiç gelmemiş gibi sessizliğe gömülmüşlerdi. İkisi de zeki insanlardı. Benim Meriç ile ilişkimi benim aklıma gelmeyen sebeplerle bile kendilerine açıkladıklarına inanıyordum. Yine de benden duydukları karşısında bir kez daha düşüncelere dalmışlardı.

"Seni kazanmak için geç kaldım biliyorum."dedi babam sonunda nihayet. "Burada seni kötü etkileyen ilişkilere sebep oluyorsam belki de annenle dönmelisin."

"Baba bunu daha önce konuşmuştuk."

"Evet, konuştuk ama beni anlamanı istiyorum. Meriç beni endişelendiriyor. Meriç ile ilişkin beni endişelendiriyor. Kendi tarifin bile hiç sağlıklı değil. Ki daha liseye gidiyorsunuz. Eğlenceli bir şeyler yapıyor musunuz? Ben senin mutlu olduğunu görmek istiyorum. Etrafında olan bitene bak. Kavga, gürültü, hastane. Gerçekten bunu mu yaşamak istiyorsun?"

Annem elini çenesinin altına almış hüzünle karışık bir ilgiyle babamın içini dökmesini dinlerken omuzlarım düştü. Yanımda kimse yoktu yine. Meriç ile ilişkim söz konusu olduğunda yapayalnız kalmaya alışamıyordum. Destekçilere ihtiyacımız olmadığını bilsem ve bunu sabah akşam savunacak kadar inatçı olsam da aynı anda biraz destekçiye ihtiyaç duyuyordum.

Doğup büyüdüğüm yerden ayrılmaya hazırlanmadan kendimi başka bir şehirde bulmuşum. Üniversite için başka bir şehre yerleştiğimde bir daha Eskişehir'de yaşamak belki de mümkün olmayacaktı. Bir an her şeyi geride bırakıp son yılı orada okuma düşüncesiyle heyecanlandım. Evimde.

Kötü Çocuk I & IIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin