41

930K 9.9K 2K
                                    


Meriç'in yeni dairesi, apartmanın çatı katındaydı. Terası bile vardı. Tuna Ailesi cömert davranmıştı. İki oda bir salon. Odalardan biri kilitli. Açmaya çalıştığımda "Resim için olacak."deyip sınırı çizdi.

Salonda iki tane kanepe, bol kırlent, sehpa ve duvara çoktan monte edilmiş bir televizyon vardı. Eşyaları ailesi önceden getirmiş ve temizliği yapmıştı. Meriç sadece kişisel eşyalarını taşımıştı bugün.

"Annem ve babamı acayip zorladın. Onlara biraz olsun iyi davranabilirdin."dedim tişörtleri dolaba yerleştirirken. Hemen yanımda pantolonlarını katlıyordu, tahmin ettiğimden daha düzenliydi.

"İyi davransam da bir şey değişmeyecekti."

Tahmin ettiğim gibi.

"İnsanlar sana karşı ön yargılı diye kafalarında oluşan düşünceleri destekleyici davranamazsın."

"Kimseye kendimi sevdirmeye çalışamam."

"Onlar annem ve babam."dediğimde cevap vermedi. Babamla yumruklaştığına hala inanamıyordum. Delirmiş!

"Burada tek başımıza kalmamızı istemiyorlar."

"Bir yıl sonra üniversiteye gideceksin. O zaman da seninle birlikte mi yaşayacaklar ki daha erken yaşlarda evinden ayrılan insanlar var."

"Senin gibi."dediğimde yine cevap vermedi. Son tişörtü de düzgünce diğerlerinin üstüne koyduktan sonra kapağı kapatıp ona döndüm.

"Üniversiteye gitmeyecek misin bu ev biraz boşa masraf gibi."

"O evde kalmayacağım kesindi."

"Annen de baban da senin için çabalıyor Meriç. Gitmemen için her şeyi yapmışlar, görmüyor musun? Herkes daha on sekiz yaşında çocuğu için ayrı bir ev açıp, donatıp, sırf o aynı şehirde kalsın diye bu kadar masraf yapmaz. Parası olsa da yapmaz."

"Kayla bence günü mahvetmek istemeyiz."

"Onların sana ihtiyaçları var, söylemek istediğim buydu."

Kendini iyi hissetmesini istiyordum. Ailesi ona karşıymış gibi hissetmeye devam ederse iyileşemezdi.

"Onların sadece vicdanlarını susturmaya ihtiyaçları var!"

Konu annem ve babam olduğunda ben de bu kadar saldırgan mı oluyordum diye düşündüm. Kararlarım çok keskin oluyordu. Kestirip atmak, özellikle kimsenin yorum yapmamasını istiyordum. Özellikle eskiden, konuşmak dahi istemediğim bir konuydu. Babam hayatımda yokken. Onun yokluğunun suçlusu olarak kendimi görüyor ve bunu başkalarıyla tartışmak istemiyordum.

"Sen suçlu değilsin."dedim ve onu odada tek başına bırakıp salona gittim. Biraz sakinleşmeye ihtiyacı olduğunu bilsem de orada tek başıma çok da beklemedim. Birkaç dakika sonra gelip yanıma oturdu.

İlk konuşan yine bendim.

"Bana biraz güvenmeni istiyorum. Aynı şeyler olmasa da benzer sorunların etrafında büyüdüm. Seni önemsediklerini biliyorum."

"Senin gibi düşünmeyi deniyorum."dedikten sonra elini saçlarının arasından geçirdi ve dağıttı. "Onları affetmeyi deneyeceğim. Çünkü onlarla sorunumu halletmeden kimseye güvenemem, Kayla. Sabırlı olmalısın ama olamam diyorsan da gidebilirsin. Beklemeye mecbur değilsin. Bunu hiçbir zaman düzeltemeyebilirim de."

"Düzelteceksin biliyorum." Elini tutup ona yaklaştım. Bacaklarımı karnıma çekip ona iyice sokulduğumda gözleri odada herhangi bir noktaya sabitlenmişti.

"Etrafımdaki herkes çok mutluyken bizim evde her gün kavga vardı. Bunun normal olmadığını diğerlerinin evindeki huzura tanık olunca görüyordum. Hem özeniyordum o huzur ortamına hem de nefret ediyordum. Kaç kere Ömer'in yerinde olmak istedim biliyor musun?" Gözleri benimkilerle buluştuğunda kendi kıskançlıklarımı hatırladım. Çocuğunun gözlerinin içine bakan babayı kaç kere kıskandığımı, kaç kere Neşe'nin yerinde olup babamın omuzlarına çıkmak istediğimi...

Kötü Çocuk I & IIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin