34

746K 13.6K 748
                                    

Annem dönse de Neşe kaldı. Bizim nereye varacağı belli olmayan planlarımızın aksine geleceğe dönük kesin kararları olan ailesi daha iyi bir okulda devam etmesi için gerekli her şeyi halletmiş ve Neşe teyzesinin yanına yerleşmişti.

En yakın arkadaşımla yeniden aynı okuldaydım. Buraya ilk geldiğimde beni bulutların üstüne çıkarabilecek bu gelişmeyi anne ve babamla kopukluğum yüzünden ayaklarım yere basarken normal bir şeymiş gibi karşılıyordum.

Anneme kızgın daha çok kırgınım. Biyolojik babama kırgın daha çok kızgınım.

Annem buraya gelirken ne amaçladı, beni geri götürme fikriyle nasıl hissedeceğimi umdu, babam hangi akılla mutlu olacağımı düşündüğü bu plana arkasını yaslıyor bilmiyordum ama kesinlikle mutlu olmadığımı ve ikisine de öfkeyle dolduğumu biliyordum.

Önce hiç tanımadığım bir adamla yaşamaya itilmiş, düzenim mahvolmuştu. Sonra da toparlamaya çalıştığım düzenim bir tekmeyle dağıtılmış, enkaza dönmem önerilmişti. İki yetişkin bir araya gelip nasıl bunun daha iyi olacağını düşünüyor aklım almıyordu.

Anneme dahası biyolojik babama olan kırgınlığımı sesli olarak ifade edebileceğime, onu bu kadar önemseyecek kadar yol gittiğime inanamadığım için başkalarıyla da konuşacak cesaretim yoktu. Bu yüzden okulda her şey yolunda taklidi yapıyordum. Yeni okul heyecanına ortak olmaya çalıştığım arkadaşımla takılmak bunu gizlemede epey etkili oluyordu. Neşe benim aksime enerjisini dışarı aktarmada çok başarılı, sürekli yüksekte yaşayan biriydi. Özel okulu benim gibi sıradan karşılama çabalarına girmeden her şeyi biraz abartarak deneyimliyordu. Kısa sürede ilgiyi üstüne çekmeyi de başarmıştı. Benim her şeyden nefret ediyorum kimseyi istemiyorum duruşumun aksine etrafa pozitiflik saçan arkadaşım sınıf tarafından da kolay kabullenilmişti. Zaten pek de bende olmayan yeni öğrenci ilgisini kısa sürede kendi devraldığında kendimi artık buranın yerlisi gibi hisseder oldum. Misafirlik sona ermişti. Komik olan yerli değil yolcu olma ihtimalimdi. Misafirlik sona ermişti artık kürkçü dükkanına dönebilirdim.

Cansu Bora'nın yanında ayrılıp yanıma geldiğinde "Yakışıyorsunuz."dedim. Sırıtarak omzunun üstünden arkasında kalan çocuğa baktıktan sonra yeniden bana döndü. "Henüz aramızda bir şey var diyemem ama çok sevimli değil mi?"

"Öyle."deyip bacaklarımı bankın üstüne uzattım. Okulu iyice evimin arka bahçesi gibi benimsemiş olduğuma inanamıyordum ama bir boş vermişlik hakimdi. Her an gidebilirim rahatlığı da olabilirdi.

"Semih'ten daha güleç en azından."dediğimde gülerek kafasını salladı. "Bence de. Ona karşı karşılıksız duygularımın çok yoğun olduğunu sanıyordum ama şimdi iyi ki de olmamış diyorum. Resmen gözümü kör etmişim bu takıntıyla. Bora ondan bin kat daha iyi."

İyi kıyasını neye göre yapıyor bilmiyordum. Merak da etmiyordum. Önceden olsa yüzde yüz Bora'yı savunurdum ama çok da takip edemediğim bir hızda Semih ile arkadaşlığım ilerlemişti ve kıyas yapamazdım. Bana kalırsa zaten Bora ilgi gösterdiği için iyi, Semih ilgi göstermediği için kötü oluyordu Cansu için. Semih bugün bir anda aşkını ilan etse ve onunla ilgilenmeye başlasa bu kadar kolay onu yok sayar mı emin değildim. Kafasının karışacağına inanıyor ve bunu kendime saklıyordum.

"Bora da pek iyi bir çocuk sayılmaz ama onunla görülmeyi umursamıyorsun. Meriç kadar onun da popüler olduğunu biliyorum. O sitede isimleri alt altaydı sanırım."

Omuz silkip ayakta durmayı bıraktı ve karşıma oturdu. "Kimin ne düşündüğü pek de umurumda değil. Zaten sen ve Meriç'ten sonra insanlar bu olaya öcü gibi bakmıyor."

Bir devrime sebep olduğumdan habersizdim.

"Bu arada sayfada yazılanlara bakma. Sadece gündem olsun diye yazıyor bazı şeyleri."

Kötü Çocuk I & IIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin