2.5

614K 6.4K 542
                                    

Meriç'ten,


Bir kez daha aptal gibi hissediyordum. Bir daha zarar görmemek için kendimi herkesten soyutlamıştım. Annem ve babam yüzünden olanlardan sonra düşüneceğim tek kişi kendim olacaktım. Bunu bu zamana kadar iyi idare etmiştim. Bazı zamanlar anneme sarılmayı ya da babamla sohbet etmeyi özelsem de, onlardan yine de uzak kalmayı başarmıştım. Yıllar sonra aramıza kolay kolay kapanmayacak bir mesafe açmayı başarmıştım. Şimdi annem bana dokunmadan önce düşünüyor, tereddüt ediyordu. Babamsa benimle sohbet etmeyi unutmuştu. Konuştuğumuzda sadece canımı sıkacak şeyler söylüyor ve aramızdaki mesafeyi korumamda bana yardımcı oluyordu.

Arkadaşlarım benim istediğim kadar bana yakın olabiliyorlardı. Her şey iyiydi. Yörüngesinden dışarı çıkmayan bir gezegendi. Sonra bir gün bir kız çıktı ortaya. Onu tanımam için aylar geçmesine gerek yoktu. Açık bir kitaptı. Ne kadar aciz, eksik ve yalnız olduğunu ona baktığımda görmüştüm. Kaybolmuştu. Muhtemelen korunmaya ihtiyaç duyuyordu.

Bana birini hatırlatıyordu. Varlığını içimdeki mahzenlerden birine kapatırken ağzını bağladığım birini.

Daha kendimi susturup, kendimden kurtulamıyorken nasıl... Neden...

Hayatıma girmesine izin vermiştim. Hastaydım. Yalnızlığı seçmiş bir hasta. Onun ağrıları daha da şiddetlendireceğini bildiğim halde havasını solumuştum.

Kurtulmak istemiyordum. Sonunun böyle olacağını bile bile o havayı soluduğuma göre kendimi bile iyi kandırmıştım. Belki de artık bitsin istiyordum.

Öyle bile olsa acı çeken sadece ben olacaktım. Kendi azaplarımla. Tek başıma. Konu sadece ben olarak. Ama öyle olmamıştı. Boşluğu doldurduğum anlamların eksik kaldığı bir sorumluluk hissediyordum ona karşı.

Benim bulaştırdığım o dünyadan kurtulmak istediğini söyleyip nasıl daha dibine batmayı göze... Alırdı tabii ki! Hiçbir şeyi detaylıca düşünmeme, düşünse bile korkmama, korksa bile umursamama gibi kurtulması gereken berbat bir huyu vardı. Neden bu kadar gözü kara... O da mı bitsin istiyordu?

Benim gibi farkında değilse eğer başını bu kadar belaya sokmasının sebebi artık bitmesini istediğindendi. Bu gerçekten böyleyse... Buna izin veremezdim. Benim dibi boylamamda bir sorun yoktu ama onun her şeyi, kendini, yaşamayı kaybetmesine izin veremezdim. Benim aksime o hala gülümseyebiliyordu. Gülümseyebilecek kadar yakışıyordu yaşamaya.

"Meriç! Daha yavaş yürürsen sana yetişebileceğim!"

Ona bir şey olursa kendimi asla affetmeyeceğimi biliyordum. Benimle tanışana kadar memnun olmasa bile idare edebilen biriydi ama şimdi eğer mücadeleden yorulduysa bunun sorumlusu ben olurdum.

Bora kolumdan tutup beni ara sokağa çektiğinde, "Ne?"diye bağırdım. Ellerini iki yana kaldırıp "Enerjini atmana yarayacaksa ben varım!"dedi. Meydan okumasına dahil olmayacak kadar canım sıkkın olsa da beni bu halde görmesini istemiyordum. Üstelik ona vurmak ya da canını acıtmak istemiyordum. Hiçbir zaman istemezdim.

"Dinle bir! Biriyle görüştüğünü duymuş olmalı. Seni kızdırmak için yapıyor."

Başımı iki yana sallayıp ona arkamı döndüm. Öyle değildi. Onu gördüm. Dakikalarca izledim. O çocukla eğlenmişti. Benimleyken ya öfkelenir, ya saçmalar ya da... Hayranlık ve sevgi karışımı tuhaf ama güzel bir ifadeyle bakardı. Kendini hep kontrol altında tutmaya çalıştığını seziyordum. Benden çekiniyordu. Benim yanımda hata yapmaktan korktuğu içindi belki eğlenemiyordu ama bugün onun eğlendiğini, ne tepki alacağını ya da nasıl görüneceğini düşünmeden gülerek bir şeyler anlatmasını, elinin kolunun nasıl farklı hareket ederek anlatışına eşlik ettiğini görmüştüm. O çocuğun yanında... Ne zaman yanında o kadar rahat hissedeceği kadar çok şey paylaşmışlardı?

Kötü Çocuk I & IIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin