Doctor, Who Am I? | Türkçe | DW

Bölüm 1 (Giriş)

Elindeki balonları rüzgâra doğru bıraktı. Hissettiği koku çok yoğundu ve dayanılmaz bir acı veriyordu. Bacaklarının onu daha fazla taşıyamayacağından korkuyordu. Bir adım attı, sonra bir tane daha... Gittikçe daha kolay oluyordu bu iş. Zihninin labirenti ona çıkmaz sokaklar sunmaya başladığından beri hiçbir şeye, hiç kimseye güvenemiyordu. Kendine bile inanmıyordu. Soğuk bütün keskinliğiyle içine dolarken yorucu bir gün olacağını -o tanımlayamadığı hisle birlikte- biliyordu. Yoldan geçen bir adamın ona doğru baktığını fark edince gücünü kontrol edemedi. Son zamanlarda bu sık sık oluyordu.

"Nasıl bir kız bu? Deli gibi bakıyor!"

Düşünceler beyninde patladı. Hiçbir işe yaramayacağını bilmesine rağmen ellerini kulaklarına bastırmaktan kendini alıkoyamıyordu. Sonra bir duvar yıkıldı. Arkasına saklandığı duvar üstüne çöktü ve ardındaki tüm düşünceler beynine akın etti. Ve bayıldı.

-

"Çok dikkat edilmesi gerekli. Stres, baskı... Nedenini tam olarak bilemiyoruz ama beynindeki sıvıda aniden bir yükselme olmuş. Bu durum da bayılmasına yol açmış. Ciddi bir şey de olabilir hiçbir şey de... Daha iyi bir hastaneye götürülmeli."

Gözleriyle beyaz önlüklüleri anlamaya çalışıyordu. Kimden bahsediyorlardı? Ondan mı? İyi de kime anlatıyorlardı bunları?

"Teşekkürler doktor bey. Bunları ona aktaracağım."

Genç bir delikanlı ona doğru yaklaştı. Bu da kimdi böyle?

"İyi misiniz?"

Gözlerini kırpıştırdı. Ona bakan bir çift kahverengi göz yanıt istiyor gibiydi.

"Şey...ben.."

Gerçekten bilmiyordu. Nasıl hissettiğini bile anlayamıyordu. Kendini tanımıyordu ki...

"Korkmayın sizi buraya ben getirdim. Sokakta bayılmıştınız. Hatırlamıyor musunuz?"

O kısmı hatırladığından emindi.

"Evet...Ama.."

"Ama?"

"Ben gideyim artık."

Nereye gidecekti ki? Parası bitmek üzereydi. Hemşire elinde kâğıtlarla yaklaştı.

"Henüz gidemezsiniz. Sizi daha iyi bir hastaneye nakletmemiz gerek. İsminizi alabilir miyim?"

Sanki çok bilinmeyenli bir denkleme yanıt vermeye çalışıyordu. Alt tarafı bir isim! Neden hatırlamakta bu kadar zorlanıyordu ki?

"Hanımefendi iyi misiniz?"

Gerçi çok bilinmeyenli bir denklemi çözerken zorlanır mıydı bilmiyordu ki... Kendi yaşamını hatırlamıyordu. Ama para birimlerini tanıyordu. Sokakları 'kısmen' tanıyordu. Yalnızca gitmesi gereken yerin neresi olduğunu hatırlamıyordu.

"Hanımefendi?"

Biraz önceki delikanlıdan çantasını istedi. Delikanlıya kahve diye hitap etmeyi düşündü. İsmini bilmiyordu ki seslensin. Çantasını alınca içinden aldığı raporları hemşireye uzattı. Kahve, merakla ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Hemşire doktoru yanına çağırıp raporları ona verdi. Doktor bir tablonun ana hatlarından yapılışına kadar inceleyen bir ressamı andırıyordu.

Raporu havaya kaldırdı, indirdi, çevirdi... Sonunda yaşam belirtisi gösterdi.

"Burada belirtilene göre bir kaza geçirip hafızanızı yitirmişsiniz. Bayılmanız muhtemel seçenekler arasındaymış zaten. Kazayı...(emin olmak için rapora baktı) 1 hafta kadar önce geçirmişsiniz."