BÖLÜM 32 - AYLA

2.6K 366 22
                                    

AYLA

Kanepede uzanmış sızmaya, uykuya dalmaya çalışıyordum. Kenan'la eve gelişimizden bir saat sonra Kenan, bir telefon almış ve acilen çıkmak zorunda kalmıştı. Ona ne olduğunu sorduğumda kafasını iki yana sallamış, öfke ve hüzün çökmüş gözlerle gözlerime bakıp, boş ver Ayla, demişti. Bir cinayet daha işlendiğini anlamak için çok da zeki olmaya gerek yoktu ama o zaman fark etmiştim ki Kenan'a gelen her telefon işin işten geçtiğinin göstergesiydi. Kim bilir kaç ölüm görmüş, kaç cesetle yüzleşmiş, onların sırlarını açığa çıkarmak için canla başla uğraşmıştı. Yapabileceği tek şey ise sorumlu kişileri bulmaktı.

Annemin küvetin içinde yatar hali gözümün önüne gelince yumduğum gözlerimi açıp boş tavana baktım. Onca kan, boşluğa bakan gözleri...

Nasıl bu gibi şeyler görmeye dayanabiliyordu? Ölümle defalarca yüzleşip nasıl derin uykunun kollarında dinlenebiliyordu?

Derin bir nefes alıp zihnimi sakinleştirmeye çalıştım. Düzenli aralıkla yaptığım nefes egzersizlerinin uykuya dalmamı kolaylaştırmasını bekledim ama geçen dakikalar boyunca bu isteğime yaklaşamadım bile. Zihnimi susturamıyordum.

Yağmur aramıyordu. Mesajlarıma dönmüyordu. Dün annesi aradığında ne diyeceğimi şaşırmıştım ama anlaşılan o ki Yağmur kavgamızdan annesine bahsetmişti. Nalan Teyze benden ricada bulunmuş, Yağmur'u eve getirmemi istemişti. Bana ne olduğunu sorma gereksinimi bile duymamasına şaşırmıştım. O benim bir nevi... Annem gibi değil miydi? Hep öyle söylememiş miydi? Evet, içten içe biliyordum ki bu gerçekte mümkün değildi ama yine de... En azından bana aramızda neler olduğunu ya da iyi olup olmadığımı sormasını beklemiştim. Hem de tüm bu yaşadıklarımdan sonra.

Aklım almıyordu. Onca zaman kendimi mi kandırmıştım? Tamam, Yağmur kanından canından bir parçaydı. Onu önemsemesi, korumak istemesi normaldi ama o sırada gözünün beni hiç mi hiç görmemesi fazla sert değil miydi? Geçen seneler boyunca onlara yük olduğumu düşünmeden edemedim. Şimdi böyle davranıyorsa her zaman böyle düşünmüş de olabilirlerdi.

Duvarlar üstüme gelmeye başlayınca gözlerimi yeniden yumdum.

Bu evden taşınmak zorunda kalabileceğimi fark edince göğsüm daraldı. Tek başıma kirasını karşılamam imkânsızdı. Nereye gidecektim? Hiç tek başıma kalmamıştım. Bir evi tek başıma geçindirmek ya da herhangi bir şeyi tek başıma planlamak zorunda kalmamıştım. Her zaman Yağmur yanımdaydı. Şimdi ise evi terk etmişti. Düşünüp duruyor haksız olduğum noktaları bulmaya çalışıyordum ama olmuyordu. Ne olursa olsun beni dinlememeyi seçen oydu.

Ya ona bir şey olursa? Ya takip edilen oysa?

Uyu, Ayla, diye telkinde bulundum kendime.

Denedim. Huzurlu olduğum anları su yüzüne çıkarıp ruhumu dinginleştirmeye çalıştım. Kenan'ın yanımda olduğunu ve kollarını sıkıca etrafıma doladığını hayal ettim. Saçlarımı okşuyordu. Kokumu soluyor, sakince aldığı nefeslerle yorgunluğumu silip süpürüyordu.

Derin bir nefes aldım. Sanki yanımdaymış gibi odunumsu kokusu doldu burnuma. Hoşnutlukla gülümsedim. Bana her zaman en iyi gelen ondan başkası değildi. Birkaç nefesin ardından zihnimin kaymaya başladığını fark ettim. Uyumak üzereydim.

Lütfen, dedim kendi kendime. Rüya göreyim ve rüya gördüğümü fark edebileyim.

Bir an sonra minibüs caddesinde yürüyordum. Güneş batmış, hava soğumaya başlamıştı. Yakamı çekerek kendimi korumaya alırken, burnuma yemek kokusu doldu. Açlığım iyice kendini gösterirken dönercinin kuyruğunda bekleyen onlarca kişiyi görünce yolumu hiç değiştirmeden devam ettim. Çiçekçinin yanından geçerken, kız bana gülümsedi. Ona selam verdim.

RÜYALARIN ARDINDAN (TAMAMLANDI) Where stories live. Discover now