BÖLÜM 29 - KENAN

3.1K 418 16
                                    

KENAN

Ayla, kapıyı açtığında gözünden uyku akıyordu. Saat neredeyse on iki olmuştu. Mesajıma cevap vermediği için uyuduğunu tahmin etsem de onu görmeden içim rahat etmeyecekti.

"Bana da bir anahtar versen mi artık?"

"Ne zamandır aklımdaydı," dedi kısık bir sesle. Geçmem için kenara çekildi. Sonra kapıyı bırakıp ağır adımlarla salona döndü. Kapıyı kapadım. Üzerindeki anahtarla kilitledim.

"Alarmı kurayım mı?"

"Yağmur gelip gelmeyeceğini haber vermedi. Şimdi mesaj atarım."

Ceketimi çıkarıp Ayla'nın yanına gitmeden önce banyoya girdim. Elimi yüzümü yıkadım. Odasına geçip gömleğimden, silah askım ve silahımdan kurtulup yanına döndüm.

"Seni sürekli uyandırıyorum," dedim uzanıp saçlarını yüzünden çekerken. Gözleri şişmişti ama ağladığını sanmıyordum. Orta sehpanın üzerine bakınca annesinin fotoğrafını gördüm. Yanında telefonu duruyordu.

"Ben de seni sabaha karşı rüyalarımla uyandırıyorum."

"Bundan bir an olsun şikâyetçi değilim."

"Biliyorum."

Arkasına yaslanmadan önce telefonunu ve annesinin fotoğrafını eline aldı. Telefonun ekranını açınca mesajımı gördü.

"İstediğin zaman gelebilirsin, Kenan. Sanırım bu kısmı çoktan geçtik," dedi gözlerime bakarak. Samimi olduğunu göstermek istiyordu. "Az önce sana anahtar vereceğimi söyledim."

"Yine de habersiz gelmek istemiyorum. Burada yalnız yaşamıyorsun, Ayla."

Yağmur'u unuttuğunu fark ettim. Bu detayı düşünmediği yüzünden anlaşılıyordu.

"O kadar uzun süredir doğru düzgün eve gelmiyor ki... Gerçekten unutuyorum. Neden gelmiyor? Ben aramızı düzelttiğimi, en azından adım attığımı düşünüyordum."

"Bunun cevabı bende değil."

Elindeki fotoğrafa baktı. Telefonundan galeriye girip ona attığım eşkâlin görüntüsünü açtı. İkisi yan yana tutup bana çevirdi. Sonra da kendi yüzünü aralarına yerleştirdi.

"Birbirimize benziyor muyuz?" diye sordu.

Gözlerinin içine yer eden mutsuzluğa karşı savaşmak istedim. Elimden bir şey gelmediği anlardan ölesiye nefret ediyordum. Bu çaresizlik beni yiyip bitiriyordu. Fatih Avcı, Ayla'yı sıkıştırmıştı. İleriye gittiğini söyleyemezdim ama zaten bildiği şeyleri yeniden ve yeniden ona anlattırmış, Ayla'nın kendisini bile zan altında bırakmıştı. Ayla'nın bunu umursamadığını görmüştüm. Fatih müdürün işini yaptığını biliyordu. Her şeyden öte benim için işleri kolaylaştırmak istiyordu. Ama konu kardeşine geldiğinde...

Ailesindeki herkes tarafından öyle ya da böyle darbe almış bir kadına, bu sefer de kardeşinin katil olabileceği söyleniyordu.

Ayla'nın o anda patlayacağını düşünmüştüm. Bağırıp çağıracağını, yaşadığı hayata lanet okuyacağını ya da bunların hiçbirinin sikinde olmadığını haykıracağını düşünmüş, beklemiştim.

Ayla, soğukkanlılığını korumayı başarmıştı. Yaşadıklarına isyan edip çıldırmamıştı.

Şimdi ona bakınca çökmek üzere olduğunu görebiliyordum. Umutsuzluğunu, çaresizliğini okuyabiliyordum.

"Anneni anımsatıyorsun. Çok az. Görmesi zor ama orada duruyor."

"Saçlarım benziyordu aslında. O böyle boyamadan, kesmeden önce."

RÜYALARIN ARDINDAN (TAMAMLANDI) Where stories live. Discover now