BÖLÜM 31 - AYLA & KENAN

2.8K 373 16
                                    

AYLA

Kafeden yorgun argın eve döndüğümde Yağmur'u salonda otururken buldum. O kadar uzun zamandır bu manzarayla karşılaşmıyordum ki şaşırmadan edemedim. Sabah Kenan'a dün akşam olanlardan biraz bahsetmiştim. Çağatay'ın tutumundan benden daha çok rahatsız olmuş, en başında söylediklerini yineleyerek onunla aynı ortamda yalnız kalmamamı resmen emretmişti. Neden rahatsızlık duyduğunu anladığım ve ben de onun için aynısını hissedeceğim için itiraz etmemiştim. Eğer Çağatay da buradaysa hemen gidecektim.

"Selam," dedi Yağmur, oturduğu yerde biraz doğrularak.

"Selam."

"Yorgun görünüyorsun."

"Hafta sonu yoğunluğu."

Ceketimi ve diğer şeyleri portmantoya bırakıp elimi yüzümü yıkamak için banyoya doğru geçerken etrafa göz atmadan duramadım.

Yağmur neye baktığımı tabii ki de anladı ve "Burada değil," diye cevap verdi.

Sadece, "İyi," dedim. Dün için onu kolayca affedebileceğimi sanmıyordum.

"Ayla..."

"Önce kendime geleyim, eğer bir yere gitmiyorsan konuşuruz."

"Gitmiyorum."

Onu bırakıp banyoya gittim. Aynaya, yansımama bakarken nasıl göründüğümü inceledim. Yanaklarım yeniden çökmeye başlamıştı. Gözaltlarım artık kronik bir vakaydı. Dağılmış topuzumdaki tokayı çıkarıp saç diplerimi ovaladım. Çamaşır makinasının üzerinde duran sepetin içinden kıskaç toka alıp yalnızca gözümün önüne gelenleri arkada tutturdum. Makyajımı temizledikten sonra biraz kendime gelince odama geçip üzerimi değiştirdim.

Yağmur'un yanına döndüğümde ikimize de çay koymuştu.

"Tüm gün içiyorsun aslında ama kendime yapmışken bana eşlik edersin diye düşündüm."

Bir örnek olması için, "Sorabilirsin mesela, Yağmur," dedim. "İçip içmeyeceğimi, isteyip istemediğimi. Benimle alakalı bir durum varsa, beni kapsayan düşüncelerin varsa beni de işin içine katabilirsin."

"Sinirli olmakta haklısın."

"Teşekkür ederim, canım."

"Dalga geçme, Ayla. Ciddiyim."

"Ben de ciddiyim. Sana asla, ne çocukluğumuzda ne de şimdi böyle davranmadım."

"Kenan..."

"Kenan da mı eve geliyor? Sana haber vermeden onu da evimize mi alıyorum? Ne zamandır evde yoksun Yağmur? Sen evde olsan sana sormadan böyle davranır mıyım? Ayrıca ben seni tanıyorum. Senin asla umursamayacağını biliyorum. Peki, sen beni tanıyor musun? Benim çok daha hassas olduğumu belli ki bilmiyorsun."

"İlk defa olan bir şeydi. Bu kadar abartmana gerek yok."

"Çağatay'ı habersizce eve, beraber yememiz gereken bir yemeğe getirmen bir ilkti, evet. Ama bencilliklerinin ilki kesinlikle bu değildi."

Yağmur, bunu benden duymayı hiç beklemediğini anında belli etti. Şaşkınlıkla ağzı açılırken, gözbebekleri gözlerinin maviliğini kaplayarak irileşti.

"Çok sinirlenmişsin, ne dediğini bilmiyorsun."

"Öyle mi? Bilmiyor muyum?"

Onca zaman o kadar içime atmışım ki doğru zaman mı yanlış mı düşünmeden devam ettim konuşmaya. Belki abartıyordum, belki ben de hatalıydım ama içimde tutamadım. Biriken onlarca şeyin bir yansıması gibi düşüncelerim aktı gitti.

RÜYALARIN ARDINDAN (TAMAMLANDI) Where stories live. Discover now