BÖLÜM 18 - KENAN

3.4K 390 19
                                    

KENAN

Merdivenleri inerken apartmanda başka bir kapının açıldığını duydum. Yaşlıca bir kadının sesi yükseldi. "Kim o adam?" diye sordu ve peşi sıra hızla konuşmaya devam etti.

Ayla'nın yan komşusu olduğunu tahmin ettim ve Ayla'nın verdiği tepkiyi duyunca gülümsedim. Hayatının büyük çoğunluğunu bir şekilde yalnız geçirmiş olmasına rağmen şefkatle doluydu. Meraklı kadını o tatlı ses tonuyla evine davet etti ve onca emek verdiği kurabiyelerden teklif etti.

Yüzümden silinmeyen gülümsememle apartmandan çıktığımda bu sabah ne kadar sık gülümsemediğimi fark ettim. Adımlarım yavaşladı. Buna alışkın değildim. En son ne zaman böyle hissettiğimden bile emin değildim.

Gecenin bir yarısı sonunu alamadığımız bir koşuşturmadan sonra eve gitmiştim. Bile isteye kucakladığım sessizlikten rahatsızlık duymuş, aşina olduğum dört duvarın arasında huzura erememiştim. Yorgundum. Tek istediğim biraz uyumaktı ama evimde duramamıştım. Kendimi Ayla'nın kapısında bulana kadar ne yapmak üzere olduğumu düşünmemiştim bile.

Tek istediğim sessizlikten ve o içi boş, huzursuz edici yalnızlıktan kurtulmaktı. Çareyi Ayla'da bulmam zor olmamıştı. Biliyordum ki kapıyı açtığı gibi o tatlı kokuyla karşılanacaktım. Davetkâr ve sıcak gözleriyle bana bakacaktı ve ben yeniden o yumuşacık bedenini kollarıma alacaktım.

Beni kabul ettiğine gerçekten inanamıyordum. Bunu hayal etmek güzeldi ama gerçeğe dönmesini beklemek aslında hayalin kendisiydi. Kendini bana teslim ettiğinin ertesi günü evinden çıkmış ve onu ne o gün ne de ertesi günlerde aramamıştım. Bırak beni eve almasını, yüzüme bakmasını bile beklemiyordum.

Ayla...

O, nadir karşılaşılacak bir kadındı. İlk bakışta duygularıyla hareket ediyor diye düşünüyordum. Yoksa nasıl tereddüt dahi etmeden kendini bana bırakacaktı? Beni özlediğini söyleyen bir mesaj atıp beni arzuyla kollarına alacaktı? Belli ki düşünmüyor, yalnızca içinden geleni yaşıyor olmalıydı.

Oysa şimdi görüyordum ki attığı tüm bu cesur adımların arkasında büyük bir inançla duruyordu. Tereddüt etmemesinin sebebi mantığının sesini kapaması değildi. İsteklerini kabullenmekten çekinmemesiydi. Ayla'nın aklıyla kalbi birdi. Ve ben artık bunu inkâr edemiyordum. Her ne kadar ona ya da herhangi birine tam anlamıyla güvenemeyecek olsam da Ayla, çizdiğim sınırın ötesine adım atmayı başarmıştı bile.

Şimdi ne yapacaktım? Daha birkaç gün önce ondan uzak durmam gerektiğini kabul etmişken, şimdi ne yapacaktım?

Arabaya binip kurabiyeleri yan koltuğa bırakırken termosu bacaklarımın arasına koydum. Bana sarı ve yazılı bir termosla kahve vermişti. Sırıtırken, Ata görmeden bunu ortadan kaldırmam gerektiğini düşündüm.

Anahtarları takıp motoru çalıştırdım ve o sırada göz ucuyla otoparktan çıkan beyaz sedanı fark ettim. Camlarındaki film koyuydu. İçini tam göremedim ama Ayla'nın bana, beni özlediğini söylediği akşam da burada olduğunu anımsadım. Yağmur'u o arabaya binerken görmüştüm. Komşuları mıydı? Yağmur'un arkadaşıysa onun olmadığı bir gün burada ne işi vardı? Her ihtimale karşı plakayı aldım ve arabanın peşinden otoparktan çıktım. Ana yola çıkar çıkmaz yollarımız ayrıldı.

Gizem'i almak için E5'e çıkarken Ayla'nın heyecan duyduğu keklerden birini yemek için poşete uzandım.

Tabii ki çok güzeldi. Kurabiyelerinin yeri ayrıydı ama bu da lezizdi. İçindeki çikolata parçaları ağzımın içinde erirken keki Ayla'yla beraber yemem gerektiğini düşündüm. Bu tadı onun dudaklarından büyük bir zevkle yalayabilirdim. Aletim bu düşünceyle sertleşirken dün gece ya da bu sabah nasıl olup da kendimi tutmayı başardığımı merak ettim.

RÜYALARIN ARDINDAN (TAMAMLANDI) Where stories live. Discover now