BÖLÜM 30 - AYLA

2.8K 395 20
                                    

AYLA

Kenan'la beraber geçirmeyi başarabildiğimiz son gecenin ardından üç gün boyunca yalnızdım. Sanki rüyalar yalnızlığımı kolluyormuş gibi hızla saldırdılar ve ardı ardına iki gece boyunca yakamı bırakmadılar. Her seferinde ucundan döndüm. Ben rüya olduğunu anlayana kadar kafama darbeyi yiyor, sersemlemiş ve korkmuş bir şekilde uyanıyordum. Bir türlü bana / Yağmur'a saldıranı göremiyordum. Yasemin Hanım'ın dediği kabullenişin etkisi sanırım buraya kadardı. Yalnızca rüyada olduğumu anlamama yetiyordu.

Suna'yla Harun yeniden değişen ruh halimi anlamışlardı ve bu sefer ilkinde olduğu gibi peşini bırakmaya niyetleri yoktu.

Suna, "Otur şuraya," diyerek kolumdan yakaladığı gibi beni içerideki, duvar kenarı masamıza yönlendirdi. Harun yanımıza gelmeden önce tezgâhın üzerindeki son siparişi alıp dışarıya, dört kişinin olduğu masaya gitti.

"Ne olduğunu anlatacaksın."

"Evet, Ayla. Bu sefer kaçmak yok."

İnkâr edemedim. Bir şey yok demek istesem de dilim varmadı, sessizce yüzlerine bakmaya devam ettim. Suna boğazıma saldırmak ister gibi görünüyordu. Kıvırcık saçları sanki sinirden iyice kabarmış gibi görünüyordu. Harun daha sakindi. Gözlerimin içine dikkatle bakıyordu. Dudaklarımın arasından ne çıkarsa çıksın o gözlerime bakmaya devam edecek, gerçeği orada görmeyi bekleyecekti. Sanırım sabrı, sakinliği ve baktığı şeyi doğru şekilde görmeyi bildiği için Suna'nın kalbini kolayca kazanmıştı.

Suna'ya bakmayı tercih ederek gözlerimi Harun'dan çektim.

"Annemle ilgili yeni gelişmeler var. Fazlasıyla can sıkıcı gelişmeler."

Anlatmam için beklediler. Ben de yine rüyalarımı konunun dışında tutarak onlarla yeni öğrendiğim bilgileri paylaştım.

"O zaman Kenan'la ciddi ciddi berabersiniz artık," dedi Suna gülerek. Anlattığım onca şeyin içerisinde tutunduğu detayın bu olmasına hiç şaşırmadım. Harun ona kınayan bakışlar atarken, "Üzgünüm," demeyi tercih etti. "Ne olursa olsun, bunların hepsi senin için zor olmalı."

"Annemin eskiden evli olması umurumda bile olmadı. Ama çocuk... Bilmiyorum."

"Onun da senin gibi terk edilmiş olduğunu biliyorsun."

"Ve bu da onu cinayet zanlısı yapıyor."

"Ellerinde başka kimse olmadığı için," dedi Harun. "Sürekli en kötüsünü düşünmeyi bırakmalısın."

"Kenan bu varsayımı mantıksız bulsa bana söylerdi. Beni bu düşünceden uzaklaştırırdı ama biliyorum ki ona da en mantıklı gelen kişi o, yani kardeşim. Ya da abim. Her neyse..."

Suna her zaman gibi anaç tavırlarıyla beni izin almaya zorladı. Kafamı toplamamı istedi ama çalışmamak beni daha çok çıkmaza sürüklerdi.

"Aklımı olanlardan az da olsa uzak durmama yardımı oluyorsunuz. Bu iş ve siz olmasanız daha zor olurdu."

"Ve Kenan," diye ekledi Suna. Yine sırıtıyordu.

Bu sefer Harun da gülümseyerek ona eşlik etti. "Peki, bizi resmi olarak tanıştırmayacak mısın?" diye sordu.

"Bunca şeyin arasında mı? Onu üç gündür görmüyorum. Daha bir tane randevuya bile çıkmadık."

Ben böyle söyleyince bu sefer Kenan'la ilgili daha detaylı sorular sormaya başladı. Ben de ona kısaca ailesiyle tanıştığımdan, duygularımızı itiraf ettiğimizden, birbirimize iyi geldiğimizden bahsettim.

"Bir de şu Yağmur'un gizemli sevgilisiyle tanıştım," diyerek, onlara Çağatay'ı anlattım.

Dinledikten sonra Harun çatık kaşlarla bana bakıp, "Hoşlanmadım," dedi. "Habersiz geliş gidişleri, her yerde bitip durması... Yağmur ne derse desin bu normal bir adamın davranışlarıyla pek örtüşmüyor."

RÜYALARIN ARDINDAN (TAMAMLANDI) Where stories live. Discover now