BÖLÜM 13 - AYLA

3.5K 411 36
                                    

AYLA

Attığım mesaja ne gibi bir cevap vereceğini deli gibi merak ediyordum ama aklıma gelecek son şey bu olurdu herhalde.

'Evde misin?'

Bir delilik anının içerisindeydim ve ona seni özledim, yazmıştım! Onun cevabıysa evde olup olmadığımdı.

Onu özlemiştim. Hayatı ve kendisi hakkında doğru düzgün hiçbir şey bilmiyor olmamın bir önemi yoktu. Varlığım, varlığını arıyordu.

İkimiz de yetişkindik. Ben kaçak dövüşlerden ne kadar haz etmiyorsam, emindim ki Kenan benim üç mislimdi. Onunla olan ilişkimde doğrudan yaklaşırsam ilerleme kaydedebileceğimi düşünüyordum ama seni özledim, yazmak? Eh, belki de şarap ve bir miktar Yağmur'un gazı beni bu noktaya sürüklemişti.

Evde misin?

"Ne diyeceğim ben şimdi buna?"

Yağmur gülerek kafasını salladı. "Cevap versene, Ayla. Adamı deli edersin!"

"Ya gelirse?" diye sordum gerginlikle. "Yoksa neden böyle bir soru soruyor olsun ki?"

"E gelsin, işte. Ne var bunda?"

Onunla bu evin sınırları içerisindeki son görüşmemizin görüntüleri zihnimde durmaksızın dönerken beklentiyle titredim. Buraya gelmesini, onu görmeyi çok istiyordum ama bu istek beni korkutuyordu. Onu istiyordum. Her şeyiyle, her şeyini.

"Cevap versene!"

Yağmur'un dürtüklemesi ile kısaca evet, yazıp yolladım. Başka ne diyebilirdim?

"Ben gidiyorum artık. Çağatay müsaitmiş. Birazdan beni almaya gelecek."

"Beni bırakma. Gelirse ve yalnız olursam..."

"Oha Ayla," dedi ufak bir kahkahayla. "Aranızda ne yaşanır ne yaşanmaz bilemiyorum ama üçüncü bir kişinin yanınızda yeri olmadığına eminim. Adam bu saatte ev arkadaşınla çay içme beklentisiyle gelmeyi düşünmüyordur."

"Senin yüzünden," diye sızlandım. "Ona yarın gün içerisinde mesaj atsam bu kadar uygunsuz görünmezdi." Uygunsuz göründüğünü düşünmüyordum. Aslında tam olarak anlaması gerekeni anlayacaktı. Ve buraya gelirse...

"Sakin ol, lütfen. Onun da seni düşündüğünü anlamış oldun böylelikle. Aranızda neler dönüyorsa belli ki bu tek taraflı değil. Rahatla biraz."

Beni kanepede tek başıma bırakıp odasına, giyinmeye gitti. On dakika içerisinde hazırlanmıştı ve kapıdaydı.

"Hafta sonu eve dönmeyi düşünmüyorum. Yani siz çocuklar, evi özgürce kullanabilirsiniz," dedi gülerek.

"Yağmur!" O kapıdan çıkmadan yanımda duran yastığı kaptığım gibi üzerine attım ama kahkaha atarak kaçtı ve ardından kapıyı kapattı.

Ne yapacağımı bilemeyerek birkaç saniye olduğum yerde kaldım. Gri taytım ve bu aralar favori yeşil hırkamla, sıklıkla olduğu gibi yine şıklıktan uzaktım. Ama değiştirmek istemedim. Onun için özellikle de şimdi hazırlık yapmak uygun görünmüyordu gözüme.

Kenan dikkatli ve hassas bir adamdı. Yanlışları, yalanları ve kötülükleri yakalamaya programlanmış bir bakış açısı vardı. Attığım mesaj ise yeterince cüretkârdı ve kıyafetlerimle desteklenmesine hiç ama hiç gerek yoktu.

Evde olup olmadığımı sormuştu ama geliyorum, dememişti. Geleceğini düşünmem yalnızca bir varsayımdan ibaretti. Yine de her ihtimale karşı ortalığı azıcık toparlamaya karar verdim. Şarap kadehlerimizi çalkalayıp bulaşık makinesine kaldırdım. Kapının önünde, yerde duran yastığı alıp koltuğa geri bıraktım ve tam o sırada kapım tıklatıldı. Zili çalmamıştı.

RÜYALARIN ARDINDAN (TAMAMLANDI) Where stories live. Discover now