Asalak Fenomen

By mervegnr_

4.1M 343K 177K

Sivri diliyle eleştiri videosu çekip paylaşan Feyza Soysal'ın bu sefer hedefinde; işine karışılmasından hazze... More

-TANITIM-
1- Sölenter
3- Doktor oluyorum!
4- Ceza
5- Cereyanda kalma
6- Asalak fenomen
7- Güzelliğine (!)
8- Sağlıkta şiddet
9- Yemek teklifi
10- Torpilli
11- Kahve diyeti
12- Kahverengi
13- Nişan alışverişi
14- Narsist
15- Yoğurt
16- Osman
17- Yanık
18- Yangın merdiveni
19- İlk öpücük
20- İlk randevu
21- Zeki narsist bir polyanna
22- Ömrünü uzatmak istemiyor musun?
23- Zehirlenmişti
24- Mide lavajı
25- Sölenter Poyraz
26-Kan
27- Yeni Video
28- Altı yüz elli yedi
29- Kardeş kavgası
30- Fotoğraf
31- Aşk
32- Çorba lekesi
33- Lütfen para at kutusu
34- Ferhat Aydoğan
35- Doğum günü
36- Skandal
37- Gelip geçici
38- Bir yabancı gibi
39- Pişmanlık
40- Kurumuş boğazım
41- İlayda
42- Fakat korkma, geçecektir
43- Seksen bir gül
44- İstenmeyen akraba
45- Hamile mi?
46- Dokunma bana
47-Çıkmaz
48- Moruk
49- Kahvaltı
50-Sana hâlâ aşığım ya!
51-Âşk
52- Kalbim sıkışıyor
53- Yakalanmak
54- Beklenmedik karşılaşma
55- O
56- Kavga
57- Nezarethane
Final- Anne oğul

2- Beklenmedik mail

92K 6.2K 2.3K
By mervegnr_


**

Feyza güne "Kalksana kızım," diye bir bağırtıyla başladı. Kaşlarını çatarak gözlerini daha sıkı kapatırken birleştirdiği ellerini başının altına koyup yan döndü. Daha yeni uyumuşken, uyanmak istemiyordu, uyanacak hali de yoktu.

"Feyza sana diyorum! Yer yerinden oynuyor, sen zıbarıyorsun hala!"

Ablasının söylediklerini duyuyor olsa da anlamlandıramadığı için hiçbir tepki vermedi. Tüm ülkeye haber olduğunu bilseydi canlanır, ne yaptım ben diyerek dehşete düşerdi.

"Kalkmadı mı o hala!" Annesinin sinirli sesini duyduğunda kaşlarını daha fazla çattı ve gözkapaklarını yarım bir şekilde araladı.

"Kalksana kız, arayan arayana. Akşam ne yaptıysan kalk sen açıkla millete."

Gözlerini bu sefer tamamıyla açarak yumruk yaptığı elini yatağın üzerine bastırdı ve başını kaldırarak "Ne oluyor ya?" diye sordu. Sesi gece sabaha kadar canı çıkarcasına ağlamasından kaynaklı pürüzlü çıkmıştı. Sanki ağzında bir şey varmışçasına dudaklarını kapayıp açtı.

"Bunu sana bizim sormamız lazım sölenter Feyza!"

Annesi bir elini beline koyarak yatağın kenarına doğru yaklaştığında bıkkın bir nefes alarak yataktan geriye kaydı, sırtını dikleştirdi. "Allah aşkına ne diyorsun anne, zaten başım çatlıyor."

"Valla bizim de başımız çatlıyor, telefonlar susmadı. Eski komşumuzun bacanağının yeğeni bile aradı."

Gözlerini devirdi, o sandı ki üniversite sonuçlarını sormak için aradılar... Dün çektiği videoyu, yayınladıktan sonra unutmuştu. Hiç ama hiç gündem olacağı, birilerinin onu destekleyeceği aklının ucuna bile gelmediğinden, annesinin videodan bahsettiğini anlayamadı.

"Söylemeyin ya söylemeyin, her sene aynı şey! Hoşlanmıyorum sınav sonucumu öğrenmelerinden!"

Zaten sinirliydi, zaten alev alması için ufak bir kıvılcım yeterliydi bir de meraklı akrabalarla uğraşmak istemiyordu. Öğrenseler ne olacaktı, öğrenmeseler ne olacaktı?

"Sınav sonucunu bilmeyen mi kaldı senin? Sağır sultanın bile kulağına gitmiştir."

Anlamadığını belirtircesine boş gözlerle annesine bakarken annesi elini sallayarak ona doğru bir adım attı.

"Dün gece diyorum, dün gece sen ne haltlar karıştırdın?"

Kaşları derince çatılırken, dün geceyi düşündü. Hatırladığı tek şey; gördüğü sınav sonucuyla vücudundan tüm gücün çekilmesiydi. Fakat sonrası bir bir zihnine düştü. Hışımla yerden kalkması ve telefonunu masanın üzerine koyması. Konuşması, ağlaması, videoyu yayınlaması, yayınlaması...

"Kaç kişi izlemiş?" diye sordu korka korka. Eğer eski komşuları bile izleyip aramışsa, iki üç kişiden fazla izlenmiş olmalıydı. Duyacağı cevaba kendini hazırlamak ister gibi sırtını dikleştirdiğinde annesi "Kaç kişi izlemiş bilmem ama bütün mahallenin izlediği kesin!" diye yükseltti sesini.

Yorgun bir nefes verdi Feyza. Bakışları ablasına kaydı ve "Kaç?" diye sorarcasına başını bir kez oynattı. Ablası dudaklarını birbirine bastırarak "Çok," der gibi başını salladığında gözlerini kapatıp tekrardan yatağa sırt üstü uzandı.

Telefonunu eline almaya korkuyordu ama korktuğu başka bir şey de vardı ki o da babasının tepkisiydi. Babasıyla her zaman iyi bir baba kız olmuşlardı. Onu çok iyi tanıyordu. Dizinin üzerinde bir etek giydiğini gördüğünde ona hiçbir şey demezken, aynı eteği giydiğini görüp ona "Senin kızın mini mini etekler giymiş," diyen amcasından sonra bağırarak "Bir daha bu kadar kısa etek giy bakalım ne yapıyorum," diye azarlardı. Azarlamıştı da.

Başkasının lafını; kendi düşüncelerinden, kendi lafından daha çok önemserdi.

"Babam nerede?" diye sordu gergin bir tavırla.

"Kahveye gitmiş herhalde, telefonunu arıyorum açmıyor." Annesi konuşmasına sinirli bir şekilde gülerek devam etti. "Ne yapsın adamcağız, arayan arayanadır şimdi."

Sinirle nefes alıp verdi. O haksız değildi ki, suçlu gibi korkuyordu.

Sistemle çocuk oyuncağı gibi oynamamışlar mıydı? Dönemin ortasında bölüm katsayılarını bile değiştirmişlerdi. Her şeyi bir senede, tam olarak dönemin ortasında onlar sınava hazırlanıyorken yapmışlardı.

Annesinin elinde tuttuğu telefon çaldığında annesi "Yine kim arıyor acaba," diye söylenerek ekrana baktı. Gördüğü rumuzla gözleri irice açıldı, ekrana daha dikkatli bir şekilde baktı ve başını ondan tarafa kaldırarak olumsuz anlamda her iki yana salladı. "Allah kahretmesin seni Feyza." Telefonu kaldırıp ona gösterirken "Deden arıyor," dedi. "Adam hayatı boyunca bir kez aramadı beni. Şimdi arıyor."

Annesi, telefonu fazlaca incelttiği sesiyle "Alo," diye açarken telefonun karşısındaki yaşlı adam onun nefes bile almasına izin vermeden "Gülsüm!" diye çıkıştı.

"Efendim baba?" dedi annesi ama konunun video olayına bağlanacağını bildiği için hızla "Nasılsın, iyi misin?" diye ekledi.

"Bırak şimdi nasılsını iyi misini! Bizim kız küfür mü ne etmiş millete. Sölıntir mı demiş bir şey demiş, bütün kanallarda o çıkıyor."

Gülsüm başını babası görmese de iki yana salladı, "Baba tam olarak olay öyle değil," dedi. Daha videonun çekildiğinden onun bile haberi yokken duyup da arayanlara "Bizim kız çok sinirlenmişti, ne yaptığını bilmiyordu," tarzı şeyler anlatıyordu.

Feyza annesinin odasından çıkmasıyla, yatağından kalkarak gece masasının üzerinde bıraktığı telefonunu eline aldı. Kilit ekranında tüm uygulamalardan binlerce ama binlerce bildirim vardı.

Şifresini girerek telefonunu açtı ve paylaştığı videoyu açarak kendini hiç izlemeden direkt olarak yorumlara doğru indi. Eğer kendini izleyecek olursa, dağılmış halinin ona dün geceki hissettiği çaresizliği hatırlatacağına ve tekrar içinde aynı volkanı patlatacağına emindi.

@A: Milyonlarca öğrenci tek yürek, tek ses!

@M: Silivri soğuktur şimdi

@D: Dislike atan iki bin kişi ÖSYM başkanlığındandır.

@S: Kız gerçekten dediği kadar beyinsizmiş. Ben otuz bin yapsam babamlar evi üzerime yapar ama o kendine beyinsiz diyor. Şaka gibi!

@P: Asıl beyinsiz benim. Barajı geçemedim otuz bin yapmış kıza üzülüyorum.

@E: Eğitim sistemi bir gencin hayallerini daha kaydırdı.

@Ü: Kız baya baya afet. Ben bu kadar güzel olsam direkt mankenliğe atılırdım. Ne doktor olacağım!

@İ: Evet tıp okuyunca matematik görmüyoruz ama tıp okumak için de matematiğin olması gerekli. Kusura bakmasın da kimse, matematiği bile yapamayan kolay kolay tıp okuyamaz.

@Ğ: Hayatımda daha saçma daha mantıksız bir şey izlemedim. Ağlayıp sızladığına bakıp inanmayın ona, otuz bin yaptığını göstermek için çekmiştir videoyu. Bunun gibilerinin tek derdi ünlü olmak. İnanamayın sakın, bunlar dereye götürür sizi ayaklarınızı bile suya sokmaya izin vermeden geri götürür. Kanmayın. Derdi eğitim sistemi değil, derdi ünlü olmak. Ünlü. Yapmayın bunu, izlemeyin videoyu. Az akıllı olun.

@Y: Öğretmen atanmalarına da dikkat çeker misiniz?

Daha yüz binlercesi...

Gözlerinin yorulduğunu hissettiğinde telefonunu şarja takıp genişçe esnedi. İki, en fazla üç saatlik uykuylaydı ama şu an tüm mahallenin hatta tüm ülkenin onu konuşuyor olmasının verdiği adrenalin, son derece dinç hissettiriyordu.

Kalkıp mutfağa doğru giderken annesini telefonla konuşurken gördü. Annesi bunu açmasam ayıp oluyor, bunu açmasam kesinlikle olmaz, bunu da açmasam olmaz diyerek her gelen çağrıyı yanıtlıyor herkese aynı şeyi söylüyordu.

"Söyledim ya sinirliydi, ne yaptığını bilmiyordu. Çalışmaktan kafayı bozmuş. Pişman. Böyle olacağını bilmiyordu..."

Annesi onu fark ettiğinde "Yaktın bizi Feyza, yaktın," dercesine dudaklarını birbirine bastırarak başını iki yanına sallamış ve "Safiye kız çok sinirliydi diyorum ya," diyerek telefonun karşısındaki uzaktan akrabasına açıklama yapmıştı.

Annesini geçerek mutfağa gidip kendisine soğuk bir su doldurdu. Şu an babasının tepkisinden o kadar çok çekiniyordu ki, yine başaramamasının yasını tutamıyordu. "Neden?" diye sorarak kendine kızamıyor yalnızca babasının eve gelince, kopacak kıyameti düşünüp duruyordu.

"Baban açmamış telefonunu hala!" dedi annesi mutfağa girerek. Annesi de kendisine bardak çıkarıp su doldurdu ve "Nerede kaldı bu adam da ya," diye söylendi. Suyu tek dikişte bitirdi. Kalktığından beri telefonda konuşmak dilini damağını kurutmuştu. Ah, tek başına bunca zaman bir kez dahi aramayan babasının onu araması dilinin damağının kuruması için başlıca bir sebepti zaten.

Derin bir nefes alarak onaylamaz bir tavırla "Deli edeceksiniz beni, bir gün gerçekten deli edeceksiniz beni," dedi. Yüksek çıkan sesi, zaten psikolojisi yerinde olmayan kızın sinirlerini daha fazla gerse de tartışma ortamı yaratmamak için kız annesine cevap vermedi. Verse konu uzayıp gidecek, onun daha fazla sinirlenmesine neden olacaktı.

"Kazanamadıysan kazanamadın! Tek kazanamayan sensin sanki." İnanamaz bir tavırla, makinedeki tabakları çıkarıp dolaba koyan annesine baktı Feyza. "Tıp kazanamamış. Ne olmuş yani!"

Feyza dayanamayıp "Nasıl çalıştığımı çok iyi biliyorsun," dedi. Sesinin titremesine engel olamamıştı.

Annesi onun farkında bile değildi, evde çıkacak olan huzursuzluğu bildiğinden kızının kırılmasını umursamayarak stresle dolan içini boşaltmaya devam etti.

"Eczacılığın nesi var? İlle tıp, ille tıp! Yapamadın olmadı işte, hayırlısı buymuş demek ki, niye her yeri velveleye verip el aleme rezil rüsva ediyorsun bizi?!"

Feyza'nın gözleri tekrardan dolarken nefes alma isteğiyle dudaklarını araladı, göğsü nefes alırcasına yükselse de ciğerleri havayla dolmadı. Kaburgaları göğsüne batmaya başladı, boğazındaki ağırlık gitgide daha da büyüdü ve hala söylenen annesini daha fazla dinlemeyerek mutfaktan çıktı. Odasına gitti, yatağına yattı.

Tüm o heyecanlı bekleyişinin böyle bir hüsranla sonuçlanacağını bilmezken dün yayınladığı videonun da herkes tarafından izlenileceğini ve destek çıkacağını bilemezdi. İçinden bari açıklama kısmına, sınav sonucunu yazmasaydım diye geçirdi. Sonuçlarını paylaşmayı sevmezdi, hele ki bu sonuçlar beklediğinden düşükse.

Derin bir iç çekti, dudaklarını birbirine bastırarak yatağın yanındaki komedinin üzerinde şarja takılı olan telefonunu eline aldı. Sosyal medya hesaplarından gelen bildirimleri umursamayarak dershane grubundan gelen mesajlara baktı.

Aslı Koçan: Tebriklerinizi alırım, on sekiz bin yapmışım.

Okuduğu mesajla mümkünü varmışçasına daha fazla sinirlendi Feyza, sinirleri daha fazla yıprandı ve o daha fazla ağladı. Kimsenin başarısında gözü yoktu, haset değildi ama deneme sınavlarında onu bir kez olsun geçemeyen kızın sınavda geçmesi çok daha kötü hissettirmişti.

Hala anlayamıyordu.

Hak etmiyor muydu?

Hadi o hak etmiyor, doktor kızım diyen babası da mı bu gururu yaşamayı hak etmiyordu?

Neden olmuyordu? Çok mu salaktı, beyni mi basmıyordu?

Yatağa uzanıp dizlerini kendine çekerek cenin pozisyonu aldığı an kapı zili çaldı. Babasının geldiğini düşündüğünden sırtı kasıldı ve tekrar yatakta oturur pozisyona geçti.

Babası içeri girer girmez "Nerede o?" diye bağırınca yüreği korkudan hop etti.

Annesi "Odasında uyuyor," dediğinde babası hiç yumuşamayan sesiyle "Uyuyor demek," diye dalga geçercesine konuştu. "Uyuyor! Bize kâbus gibi bir gün yaşatıp uyusun zaten!"

Normalde tırnak yemek huyu değildi ama, o an stresten ne yapacağını bilemediğinden parmak uçlarını dudaklarına götürdü. Emindi ki gündem olmasa, video bu kadar konuşulmasa babası onun video çekip yayınlamasına hiçbir şey demezdi ama etrafta konuşulunca kendisini kaybetmişti.

"Kahvedekiler senin kız anarşist olmuş diyor!"

Çenesi ağrımaya başladığında dişlerini sıktığını fark etti Feyza, yine de dişlerini gevşetmedi hatta belki de daha fazla sıktı.

Annesi babasını yatıştırmaya çalıştı, babası saydı da saydı. Zamanla sesleri alçaldı, konuşmalarını tek tük duymaya başladı.

Feyza gözlerini kapatıp yatağına tekrar sırt üstü uzanacakken, kalbini yerinden edecek bir bildirim aldı. Öylesine bir umut, beklenti içindeydi ki bir saniye olsun gelen e-postada acaba benimle dalga mı geçiyorlar, bana oyun mu oynuyorlar diye düşünmedi.

dr.ferhat***@gmail.com;

Merhaba Feyza,

Ben beyin ve sinir cerrahı Prof. Dr. Ferhat Aydoğan. İlk olarak seni tebrik etmek isterim, çok güzel bir sıralama yapmışsın. Ülkemizin geleceği için senin gibi pırlantalara ihtiyacımız var.

Sıralaman çok rahat bir şekilde ücretli tıp fakültelerine yetiyor. Ben ileride seni hastanemde alanında uzman bir doktor olarak görmeyi çok isterim. Eğer sen de hala doktor olmak istiyorsan eğitiminde sana sponsor olmak benim için büyük gururdur. Teklifimi detaylıca düşünmeni istiyorum, aklına takılan, seni huzursuz eden her şey için benimle iletişime geçebilirsin. Lütfen çekinme.

Sevgiler,

Prof. Dr. Ferhat Aydoğan

+0536 262 ** **

Aldığı maili kaç kez baştan sona okudu sayamadı Feyza. Sıralamasının özelde tıp okumaya yettiğini biliyordu bilmesine ama maddi gelirleri bunu karşılayamayacağı için bir kez olsun durup üzerinde düşünmemişti bile. Ama şimdi... Ama şimdi, Allah yakarışlarını duymuş ve ona tam her şey bitti dediği anda hayallerine gideceği yolda güzel bir kapı aralamıştı.

**
tw: merveegnr_
ig: mervegnr_

Continue Reading

You'll Also Like

246K 12.7K 58
Gözlerini kapat. Zihnini aç. Hiç görmediğin şeyler görecek, hiç gitmediğin yerlere yolculuk edeceksin. Dikkat et! Bu yolculuk birazcık tehlikeli...
522K 4.5K 25
Hikayede sık sık +18 ve şiddete yer verilecektir! Yaş sınırını göz önünde bulunduralım.
6.1K 4K 26
"Gece olunca saçlarından severek uyutacağım seni az daha dayan" O gece bu sözleri sarf etmişti bana Ekin Arel. Hayatımda ki en güzel andı. Bir enkaz...
9M 480K 65
"Aşkın en bordo haliydi bizimkisi..." Mutluluğun peşinden koşarken ayağım takılıp dizlerimin üstüne düştüğümde küçük bir çocuk gibi ağlamaya başladım...