BABA OLMAK +18

By jeyinep

646K 33.8K 4.8K

Bartu Ekin genç yaşta mesleğinde başarılı bir başkomiserdir. Bir gece, arkadaşlarıyla gelenek hâline getirdik... More

Bölüm 1: Karşılaşma
Bölüm 2: Gerçekler
Bölüm 3: Teşekkür
Bölüm 4: Tehdit ve Kurşun
Bölüm 5: Benim yüzümden
Bölüm 6: Her şey bitti
Bölüm 7: Elis
Bölüm 8: Ejder Meyvesi
Açıklama
Bölüm 9: Engel Değil
Bölüm 10: Rakı Masası
Bölüm 11: Yarım Milyon Dolar
Bölüm 12: Sarhoş
Bölüm 13: İntikam Ateşi
Bölüm 14: Her Şeye Rağmen
Karakterler
Bölüm 15: Hayat ve Mucize
Bölüm 16: Aile ve Minnet
Bölüm 17: Başlangıç
Bölüm 18: Korku
Bölüm 19: Kalbimi Verdim
Bölüm 20: Cezaevi Köşeleri
Bölüm 21: Hayat Kırığı
Bölüm 22: Son Yüzleşme
Bölüm 23: Enkaz
Bölüm 24: Sadece Biz
🦋10K ÖZEL 'ALINTI'🦋
Bölüm 25: Asayiş Berkemal
Bölüm 26: Light Erkek
Bölüm 27: Hayal Kırıklığı
Bölüm 28: Acıtan Uyku
Bölüm 29: Beşiktaş Marşı
Bölüm 30: Yeni Komiser
Bölüm 31: Bir Umut
Bölüm 32: Nazar
Bölüm 33: Nihayet
Bölüm 34: Ölümle Gelen Kurtuluş
Bölüm 35: Yalan Söyleme
Bölüm 36: Acı Veren
Bölüm 37: Kardeşlik
Bölüm 38: Bedel
Bölüm 39: Sonu Yok
Bölüm 40: İlk Aşk
Bölüm 42: Miras ve Yardım
Bölüm 43: Görev Başlangıcı: Kılıç Tim'i
Bölüm 44: Görev Anı: Zafer
Bölüm 45: Görev Sonu: Kavuşma 1
Bölüm 46: Görev Sonu: Kavuşma 2
Bölüm 47: Görev Sonu: Kavuşma 3
Bölüm 48: Babam Gibi
Bölüm 49: Aile Gibi
Bölüm 50: Beni Bırakma
Bölüm 51: Kız İsteme ve Söz
Bölüm 52: Sürpriz ve Alışveriş
Bölüm 53: Düğün👰🤵
Bölüm 54: Zevkin Dalgaları
Bölüm 55: Her Kadın Sevilmeye Değer
Bölüm 57: İhtimal
Bölüm 58: Rüya
Bölüm 59: Paramparça
Bölüm 60: Eskiye Dair
Bölüm 61: Uzak Olsun
Bölüm 62: İlahi Adalet
Bölüm 63: Canım Ailem
Bölüm 64: Nakarat
Bölüm 65: Arapsaçı
Bölüm 66: Aile Saadeti
Bölüm 67: Nane
Bölüm 68: Mert
Bölüm 69: Vicdanın Affetsin
Bölüm 70: Beş Kişi
Bölüm 71: İki Oğlan Bir Kız
Bölüm 72: İlk Kelime
Bölüm 73: İlk Adımlar
Bölüm 74: Ekin Ailesi - Birinci Kitap Finali
Özel Bölüm 1: Fatih ve Alev
Özel Bölüm 2: Baba
DUYURU
Bölüm 75: Beraat
Bölüm 76: Yıllar, Yıllar Üstüne
Bölüm 77: Havale
Bölüm 78: Aşkın Kimyası
Bölüm 79: Ne Umduk Ne Bulduk
Alıntı

Bölüm 41: Mükemmel Adam

5.5K 341 44
By jeyinep

Merhabalar canlarım! Ben geldimmm.🍒 Nasılsınız? Umarım iyisinizdir..💜 Ben yeniden hastayım..🤧Fatih ve Burçak ile geldim..🥳 Umarım bölüm hoşunuza gider..🙃 Oy vermeyi ve isterseniz de yorum yapmayı unutmayın lütfen..😍 Keyifli okumalar diliyorum.✨Hatalarım var ise affola.🙂🌼

***


Fatih üzerine giydiği mevsimlik ceketin yakalarını düzeltti ve aynadan kendisine baktı. Daha dün severek aldığı ceket şuan gözüne hiç hoş gözükmüyordu. Üstelik uyurken aklında kurduğu hiçbir kombin de güzel olmamıştı.

"Uyku bana yaramamış." dedi ve iç çekip ceketi çıkarttı. Ardından dolapta duran bir diğer ceketi giydi. Yeniden kendine baktı. "İdare eder.." diye mırıldandı ve dolabın kapağını kapattı. Saçlarını eliyle düzeltirken telefonu çaldı ve Buğlem'in aradığını gördü. Uzandı ve açtı.

"Fatih abi?" dedi Buğlem. Hâlâ ondan biraz çekiniyordu. Ama ablası ile olan mesajlaşmalarında çokça yardımcı oluyordu..

"Efendim Buğlem." dedi Fatih.

"Ablam seninle konuşmak istedi.."

"Tabii, ver bakalım."

Buğlem telefonu ablasına verdi ve anında telefonu Burçak'ın o cıvıl cıvıl sesi doldurdu.

"Fatihhh.." dedi Burçak neşeyle. Fatih anında gülümsedi. "Canımm." dedi.

"Bugün için çok heyecanlıyım.. Doktora gözükecek olmam beni deli gibi heyecanlandırıyor.."

Fatih telefonu hoparlöre aldı ve aynada son işlerini halletmeye devam etti. "Buğlem duyuyor mu beni?"

"Hayır o mutfağa gitti ve telefon benim kulağımda."

"O zaman senin o heyecanını yerim fıstığım benim.. Buluşalım sulu sulu öpeceğim seni.."

Burçak, Fatih görmesede kızaran yanaklarıyla, "Ya.. Fatih.." dedi. Fatih kuş olup uçacakken parfümünü masadan aldı. "Fatih diyen dillerini yerim şimd-"

"Fatih!" dedi Burçak sahte bir sinirle. "Sus utandırma beni."

Fatih parfümünü sıktı ve telefonu hoparlörden alıp kulağına götürdü. Odadan eşyalarını da alıp çıktı.

"Seni erkenden alayım mı güzelim?"

"Erkenden mi? Ne yapacağız ki?"

"Bi' sahili turlarız, hem beraber araştırırız şu göz meselesini.. Ne dersin?"

"Ama Buğle-" diyecekken arkadan bir ses geldi. Buğlem'den. "Ben uyuyorum çıkarsın ablaaaa!"

Fatih erkeksi sesiyle keyifli bir kahkaha attı. "O zaman geliyorum bebeğim. Hadi hazırlan bakalım.."

"Tamam.. Dikkatli gel olur mu?"

"Olur güzelim.. Olur."

&

Fatih geldiği evin önünde arabadan indi ve bahçe kapısını geçtikten sonra kapıyı çaldı. Uzun sürmeden bir ses duydu. Bu ses Burçak'a aitti. "Kim o?"

Fatih gülümsedi ve, "Hayatının aşkı." dedi. Hemen gülümseyen Burçak kapıyı açtı. Fatih'e kocaman bir gülümseme verdi. Ellerinde hissettiği baskı ile gülümsedi ve sıkıca onun göğsüne sarıldı.

"Hoş geldin." dedi sarılmaktan boğuk gelen sesiyle.

"Hoş buldum güzelim.. Sen bana kapı da mı açtın hm? Yiyim mi azıcık seni.."

Burçak nazlı şekilde gülümsedi. "Buğlem uyuyor sessiz olalım.. Hatta hemen çıkalım.."

"Hmm, seni yemem için acelecisin yani?"

"Fatih ben öyle mi dedim? Hadi gidelim ben seni dövmeden.."

Fatih sırıttı ve "Senin vurduğun yerde gül biter be güzelim.." dedi. Burçak yüzünü buruşturdu. "Yine o bahsettiğin keko dizisini mi izledin?"

Fatih güldü ve elini Burçak'ın beline diğer elini de eline koyup ona yol gösterdi. Evden çıktılar ve arabaya bindikten sonra yola koyuldular.

Kısa süre sonra geldikleri sahilde sakin bir köşede oturmuşlardı. Burçak, Fatih'in anlattığı çocukluk anılarını dinliyordu.. Bir yandan da Fatih'in ara ara ağzına uzattığı simidi yiyordu.

"Ee sonra ne oldu peki?" dedi heyecanla. Fatih lokmasını bitirip konuştu. "Vallaha yavrum bende kaçış o kaçış.. Diğer çocukları çok pis dövmüşlerdi."

"Ama yazık ya.."

"Yazık tabii ne aklımız vardı da öyle yaptık bilmiyorum. Ama yurda döndüğümde bir de Bartu dövmüştü beni. Tabii o zaman toy halimiz, on altı on yedi yaşlarındayız.. Bartu her zaman bir iki tık olundu.. Kavgadan sıyrıldım derken Bartu bir güzel benzetmişti beni. Sonra da vurduğu yerleri kendi sardı etti. Bana yurtta hem baba oldu hem de kardeş. Ondan yüreklisini daha tanımadım ben yavrum.."

Burçak, Fatih'in ağzına doğru uzattı simidi eline aldı ve konuştu. "Bartu baba olmak nedir iyi hissettiren biri olmuş sana.. Baksana hatalarında hem dövmüş hem sevmiş. Gerçekten güzel bir insan."

Fatih gözleri uzun uzun denize dalarken kafa salladı ve konuştu. "Öyledir benim kardeşim.. Baba sevgisi bilemedi hiç.. Ama bana baba oldu işte. Ben de bilmediğim için, baba sevgisi ne deseler Bartu'yu gösteririm.."

Burçak gülümsedi ve yavaşça Fatih'in koynuna sokuldu. Burası en güvenli mabedi olmuştu onun.. En sakin mekânı olmuştu..

"Fatih.." dedi sakin ve mayışmış sesiyle.

"Söyle Fatih kurban.." dedi Fatih, Burçak'ı başından öptü.

"Aileni hiç mi hatırlamıyorsun?" diye sordu Burçak korkarak. Fatih'i hiç üzmek istemiyordu..

"Hayal meyal." dedi Fatih.

"Nasıl insanlardı?" diye sordu yeniden Burçak.

Fatih burukça gülümsedi. "Hatırlamaz olur muyum? Annem dünyanın en güzel kokan kadınıydı. Burnumun ucunda bir koku var ama ne? Çok tanımsız. Senelerce annemin kokusu diye avuttum kendimi.. Şu yaşıma kadarda en zor anımda dolar o koku burnuma. Mesela kaza yaptığım zaman.. Bilincim kapanmadan önce arabanın içi öyle kokuyordu. Annem erken gitti ama benden hiç gitmedi.. Babam ise çokça silik. O hep çalışırdı, uzun yol şoförüydü. Buradan komşu ülkelere yük götürürdü. Ne olduysa bir gün beraber Gürcistan'a gitmek istediklerinde oldu. Babamın gitmediği ülke olmadığı için annem de arada onunla giderdi. Gürcistan'ı hep merak ettiği için babamla gitmişti. O akşam yola çıktılar, sabahına cenazeleri geldi. Çok ağlamışım söylediklerine göre annem gitmesin diye. Belki de o gün sadece babamı kaybedecektim. Ben her şekilde yarım kalacaktım. Ama ikisi gitti ve ben hiç kalmadım. Ne yarım ve bütün ne çeyrek. Tamamen hiçlik içinde kaldım. Aklımda dolanan iki cümle var.. Böyle asla gitmeyen." dedi ve boğazını temizledi. "Birincisi çok sevgili(!) halamın 'annen baban gitti gelmeyecek' demesi, ikincisi de beni yetimhaneye bıraktıklarında 'artık bakarsın başının çaresine' demesi. Bu iki cümleyi unutamıyorum. Bak yirmi beş yaşına geldim. Hâlâ unutamıyorum. Başının çaresine bakarsın dediklerinde ise beş/altı yaşlarındaydım. Çok silik her şey. Hatırlamıyorum desem yeridir. Ama yaşadıkça netleşiyor güzelim. Acılarım yeniden kanıyor.. Alışıyorsun zamanla. Yapacak pek bir şeyim de yok aslında, hayat devam ediyor."

Burçak, Fatih'in elini sıkıca tuttu ve dudaklarına götürüp bileğini öptü. "Ben hep seninle olacağım Fatih. Seni çok seviyorum.."

Fatih'in kalbi duyduğu bu cümle ile hızla atmaya başlarken, göğsünde yatan Burçak bunu hissetmişti. Usulca göğsünü okşadı ve gülümsedi. Gülümseyen Fatih, "Ben de seni," dedi sevdiği kadının saçlarını okşarken, "...ben de seni seviyorum güzelim.."

"Peki sen aileni nasıl biliyorsun?" dedi Fatih.

Burçak göğsünde düzeltti ve elini sıkı sıkı tutarken konuşmaya başladı. "Ben de sanki bir yaştan sonra onları kaybetmiş gibiyim. Trafik kazası sonucu görme yetim gitmişti. Ve tüm dünyam da gitti. Ne babam eskisi gibi oldu ne de annem. Zaten abimi biliyorsun.. O her zaman kötü oldu.."

Burçak burnunu çekti ve Fatih hemen onun başını göğsünden kaldırdı. "Anlatma." dedi.

Burçak titreyen çenesiyle son sözlerini söyledi. "Beni neden istemediler Fatih?" dedi. "Ben neden onlar için kör bir ucube oldum..?"

Fatih dolan gözleriyle Burçak'a sıkı sıkı sarıldı ve sırtını, peşi sıra saçlarını okşadı. "Sen mükemmelsin.. Sen bu dünyada gördüğüm en güzel kadınsın.. Sen annemin kokusunun vücut bulmuş halisin Burçak. Sensiz ne bir adım ileri ne de bir adım geri giderim.. Hayatım oldun.. Ve hayatın olmaya hazırım.."

Burçak kollarını Fatih'in beline sardı ve daha da sarıldı. Hıçkırıkları arasında, "Hiç göremezsem beni bırakma olur mu?" dedi.

Fatih yutkundu ve başından öptü. "Bizi ölüm bile ayıramaz. Çekip giden en adi olsun."

&

Randevu sırası gelince asistanın çağırmasıyla odaya giren ikili asla ellerini birbirinden ayırmadılar. Burçak aşırı heyecan yapmıştı. Duyacaklarından korkuyordu.. Belki de.. Korkuyordu işte. Sadece korkuyordu.

İçeri girdiklerinde doktor onları güler yüzle karşıladı ve ayağa kalktı. "Merhaba, hoş geldiniz.." dedi. Bakışları ikili üzerinde gezmeye başlamıştı.

Fatih başıyla selam verdi ve koltuklara oturdular. Doktor hemen yeni bir dosya açtı ve kaleminin ucunu çıkarttı.

"Tekrardan merhaba Burçak Hanım.." dedi doktor. Burçak, Fatih'in tuttuğu elini daha çok sıkarken cevap verdi. "Merhaba.."

"Nasıl hissediyorsunuz?"

"Heyecanlıyım.." dedi Burçak çocuksu bir gülümsemeyle.

Doktor da gülümsedi ve asistanından aldığı kağıda baktı. "Sonradan görme yetkimiz gitmiş.. Ve herhangi bir hastane kaydımız yok.. Hiç doktora gitmediniz mi Burçak Hanım?"

Burçak derin bir nefes alıp verdi. "Hayır." dedi. "Ailem benimle ilgilenmedi."

Doktor Fatih ile göz göze geldi ve başını salladı. "Öyleyse sizi muayene odasına alalım. Eşiniz mi yoksa arkadaşınız mı?" dedi Fatih'i kastederek.

Fatih gülümsedi. "Sevgilisiyim."

Doktor başını salladı ve "O zaman şöyle şu tarafa alalım sizi. Buyurun.." dedi.

Fatih doktorun göstermesiyle Burçak'ı söylenen odaya götürdü ve sedyeye oturttu. "Ben hemen kapıda olacağım güzelim." dedi ve alnından öptü.

"Korkuyorum." dedi Burçak. Fatih'in elini bırakamıyordu.

Fatih iki elini de tutup defalarca öptü. "Her şey güzel olacak güven bana. Korkma canımın baharı."

Burçak gülümsedi ve Fatih doktora bakıp odadan çıktı. İlk başta geldikleri yerde oturup beklemeye başladı. Asistana gerekli şeyleri verip kayıt işlemi başlattı ve ileri düzey doktor adına randevu açılmasını sağladı. Ardından Burçak'ın kimliğini laip cüzdanına koydu. Beklemeye başladı.

Yarım saat sonra odadan doktor ve Burçak çıktı. Fatih hemen ayaklandı. Burçak'ı elinden tuttu ve yanına oturttu. Önündeki kağıda birkaç şey yazan doktor konuşmaya başladı.

"Şimdi.. Sizde ki görme kaybı sonradan olduğu için şanslısınız. Bir şok ile gelmiş ve zamanında teşhis konulmadığı için imkansız görünüyor.. Ama benim için imkansız diye bir şey yoktur. Eğer görme kaybınız doğuştan olsaydı ben bile imkansız der size soğuk cümleler kurmak zorunda kalırdım. Velhasıl bir şeyler mümkün."

Fatih merakla sordu. "Doğuştan ya da sonradan olan görme kaybının ne gibi farklılıkları var ki?"

Bu soruya karşılık doktor, "İnsan gözünün arka kısmında yer alan ağtabakası ve görme sinirleri hasar gördüğünde ortaya çıkan körlük probleminin tedavisi yok; çünkü kesin tedavinin tek yolu canlı dokuların kendini onarmasını sağlamak. Kök hücreler bu konuda tek çözüm oluyor. Doğuştan olan körlüklerde tedavi daha zor oluyor.. Sonradan olan durumda ise aniden geri gelme ya da canlı dokulara oynama durumunda görme yetisi artıyor.."

Fatih başını salladı ve Burçak'ın elini öptü. Dayanamayan Burçak konuştu. "Lütfen.. Lütfen bana net şeyler söyler misiniz? Bundan sonra ne olacak peki? Görebilecek miyim? Nasıl bir tedavi izleyeceğiz?"

"Heyecanınızı ve hevesinizi anlıyorum. Üç yaşından bu yana görememek zor bir durum. Sizin görmeniz için tüm her şeyi yapacağım. Ama acele etmemek en sağlıklısı olacak. Hemen gelin yarın ameliyat edelim diyemem.. Asla böyle bir şey söz konusu olamaz. Zamanla ilerleyeceğiz ve yolumuzu sizin azminize göre kuracağız. Görmek isterseniz göreceksiniz.."

Burçak gülümsedi. Doktor peşinden. "Yardımcı hemşire sizi göz röntgeni için odaya götürsün. Bir ağtabakasına bakalım. Sonrasına karar vereceğiz.."

Burçak başını salladı. Fatih onu yardımcı hemşireye emanet ettikten sonra arkasından gülümseyerek baktı. Burçak'ın yokluğunu fırsat bilerek sordu.

"Doktor hanım."

"Buyurun?"

"Miktar konuşabilir miyiz?"

Doktor başını salladı. "Körlük tedavisi için yeni bir yötem bulunduğu açıklanmıştı, Spark Therapeutics şirketinin tarafından. Ve tedavi için uyguladığı Luxturna adlı yöntemin tek bir göz için maliyeti tam 425 bin dolar.."

"Sekiz milyon yani?"

Doktor başını salladı ve, "Hemen bu yönteme başvurmayacağız. Burçak hanımın retinasından ağtabakasına her şeyi sağlam görünüyor. Bir de röntgenden bakacağım. Ufak tefek zararlar can alıcı noktalarda olduğu için göremiyor diye düşünüyorum. Önce o zararları ufak ufak ameliyatlar ile yoklayacağız. Baktık olmuyor, bu yöntem siz de isterseniz eğer yapılacak tek çözüm.."

Fatih başını salladı ve hemşire ile odaya giren Burçak ile ayağa kalktı. Elini tutup öptü. Doktora döndü. "Çok sağ olun doktor hanım."

"Ne demek, tekrardan geçmiş olsun Burçak hanım.. Aylık kontrollerimizi aksatmayalım lütfen.."

Burçak hevesle gülümsedi ve başını salladı. "Teşekkür ederim, aksatmayacağım.."

Fatih başıyla müsaade istedi ve odadan çıktılar. Burçak'ın elini yeniden öptü Fatih. Ardından hastanede çıktılar.

&

"Asma ama o güzel yüzünü.." dedi Fatih kolunun altındaki kadına. Burçak derince nefeslendi ve ellerini birleştirdi.

Az önce hastaneden çıkmışlardı ve karşıdaki parkta eve gitmeden biraz vakit geçirmek istemişlerdi. Burçak'ın bu hallerinin sebebi ameliyat masrafını öğrenmesiydi. Fatih daha sekiz milyon olayından bahsetmemişti bile.. Küçük ameliyatların meblağsı bile Burçak'ın canını çok sıkmıştı. Fazlaydı bu para, çok fazla..

"Ben senin için her şeyi yaparım." dedi Fatih.

"Bu çok fazla bir para Fatih. Ben zaten para kazanamıyorum." dedi. Kendi kendine alayla güldü. "Göremiyorum ben."

Fatih sevdiği kadına döndü ve onu dinlemeye devam etti. "Buğlem'in de yaşı uygun değil çalışmaya, hem o insanlardan korkuyor.. Abimiz sağ olsun artık kanımıza kanımıza işledi kimseye güvenememeyi.."

Fatih yanaklarını şişirdi ve havayı yavaşça dışarı verdi. Burçak konuşmaya devam etti. "Boş verelim Fatih. Ben görmeden de olur.. Olur yani. Seni ve Buğlem'i deli gibi merak etsemde.. Olmaz. Ben bunun altından kalkamam."

"İzin ver senin için ben elimi koyayım taşın altına." dedi Fatih umutla. Sevdiği kadın için canını dahi verirdi. Can olmuştu Burçak ona, kan olmuştu..

"Ben bu kadarını kabul edeme-" demesine kalmadan Fatih sevdiği kadının başını iki yandan tuttu ve dudaklarını birleştirdi. Bu hareketle irkilen Burçak hemen ellerini yumruk şeklinde yaptı ve kendince bir savunmaya geçti. İtiraz almadığını gören Fatih sevdiği kadının yavaşça dudaklarını öptü. Karşılık alınca gülümsedi ve devam etti.

Fatih'e acemi şekilde karşılık vermeye çalışan Burçak hâlâ olayı kavrayamamıştı. Fatih sonkez öptü ve Burçak'ın bal gibi olan dudaklarından ayrıldı. Ardından sus çizgisine ve burnuna da birer öpücük kondurdu. Burçak yavaşça elini kalbine götürdü.

"Fatih.."

"Senin görmeni sağlayacağım." dedi Fatih yemin edercesine. "Söz veriyorum sen göreceksin."

Burçak ellerini uzatıp Fatih'in göğsüne koydu ve ardından yaklaşıp başını göğsüne yasladı.

"Göreceksin ve sen beni öpeceksin.." dedi Fatih. Ortamı yumuşatması lazımdı..

"Fatih!" dedi utanarak Burçak ve Fatih keyifle güldü. "Utandırma beni!"

"Ah aşkından eriyip giden beni, yani hayatının adamını bir bilsen.." dedi Fatih iç çekerek. Burçak güldü ve Fatih'in göğsüne daha bir sığındı.

"Sen nasıl bir adamsın?" dedi Burçak. "Nasıl böylesine iyisin?"

Fatih güldü ve konuştu. "Mükemmel bir adam.. Evleneceğin adamım ben. Yok öyle helalimsin sen benim." dedi ve Burçak'ı alnından defalarca öptü.

Öpmenin verdiği ıslaklık ile gülmeye başlayan Burçak başını geri çekti. "Yeni beni yedin.." dedi. Fatih onu daha da göğsüne çekti ve uçsuz bucaksız denize bakıp gülümsedi.

***
Evet.. Tahminleri alalım.. Burçak görecek mi?☺️
Acaba eğer görürse Fatih'i görünce ne tepki verecek? 🤔

Fatih ailesinden bahsetti ne düşünüyorsunuz?🙁

Oy verip yorum yapan herkese teşekkür ederim..

Gelecek bölümde görüşmek üzere sevgili okurlarım, sizi çok çok çok çok çok seviyorum..💝

SINIR: 100 Oy🌼

Kendinize iyi bakın 🥳

***

Continue Reading

You'll Also Like

55.1K 1.6K 25
"bak ben seni istemiyorum nolursun vazgeç benden"dedi ağlamaktan gözleri şişmiş olan kız. "ben kaç senedir bu anı bekliyorum masalım nolursun beni se...
1.2M 51K 32
"Bana bakıcılık yapmaktan vazgeç ben senin bakıcılık yaptığın çocuk değil karınım " dediğimde sinirle , bakışları tekrar beni bulmuştu. Yüzünde memnu...
24.2K 1.5K 19
Siz:Abiiiiiiii Siz:Askerde bile ağzıma sıçıyon Siz:En son telefonun gidiyodu Siz:İNŞALLAH komutanına kaptırırsında Siz:Telefonsuz kalırsın Siz:Amin...
112K 5.5K 36
Hayatta kalmaya çalışan bir Melih ve onun zorbası Arda. Keyifli okumalar dilerim ;) 11.01.23 _ ?