Merhabalar!🌸
Nasılsınız sevgili okurlarım? Umarım iyisinizdir!🦋
Sınırın dolmasına bir iki oy kalmış dedim atayım gitsin ne olacak.🤭
Güzel bir bölümle geldim vallahi.. Aslında çok uzundu ama iki ayrı başlık altında daha bir uygun geldi gözüme..💓
Neyse sizi daha fazla tutmayayım.🖐🏻
Keyifli okumalar.🌻
Lütfen oy vermeyi ve isterseniz de yorum yapmayı unutmayın.🌼✨
***
Bartu arabasına hızla asılışıyla hemen Talya'nın evine varmıştı. Arabayı evin önüne bırakıp indi ve kapıları kitledikten sonra anahtarı cebine attı. Yine heyecan basmıştı tenini. Bu her zaman böyleydi. Talya'nın yanına bin kez gitmiş olsa bile binbirinci kez yine aynı heyecanı taşıyacaktı.
Duyduğu sevgi her defasında heyecanını tazeliyordu..
Bahçe kapısından dikkatle girdi ve ardından örtüp kapıya doğru yürüdü. Kapıyı çalmadan kulağına dolan konuşma sesiyle kaşlarını çattı ve sesler onu evin arkasındaki oturma yerine götürdü. Yavaşça oraya gitti ve kendisine arkası dönüp şekilde konuşan Talya'yı gördü. Kucağında da Elis vardı. Kendisini fark etmemişti, ki muhtemelen arkada olduğu için arabanın sesini de duymamıştı.
Talya dizlerine yatırdığı kızıyla konuşuyordu ve görünüşe bakılırsa Elis Hanım'da bundan zevk alıyordu. Birkaç saniye onlara bakan Bartu, Talya'nın sözleri ile dikkat kesildi.
"Seni gerçek babanla büyütmeyi öncelerde hep hayal eder ve çok isterdim.. Seni sevsin.. ilk mırıldanmalarına gülsün.. seni kucağına alsın.. ağladığında yanında olsun.. seni öpsün.. sana sarılsın.. sana güven versin.. Ama ne zaman ki ben sana sahip oldum.. Baban değişti kızım. Bu söylediklerim ile seni sıkıyor muyum bilmiyorum ama.. Baban bizi sevmedi. Bu içime ilk zamanlar çok otursa da ve beni çabalamaya itse de artık böyle değil. Üzülmüyorum. İçimi acıtan tek nokta geleceğin.. Ben ileri de nasıl diyeceğim sana yıllardır baban bildiğin adam senin öz baban değil diye.. Kızacaksın belki de, üzüleceksin.. Gerçek babanı girmek isteyeceksin.. Ama sen en az on yaşında olduğunda o dışarıda olacak.. Nasıl sizi yüzleştireceğim bilmiyorum. Bu şimdiden içime dert oldu.. "
Bartu duyduğu cümleyle yutkundu. Talya, onu kızının babası olarak görüyordu.. Bu aşikardı ama geleceği için duyduğu endişe onun da içini bir garip etmişti.. Acaba Elis nasıl tepki verirdi? Sesini çıkartmadan bir omzunu duvara yaslayıp kollarını göğsünde birleştirdi ve Talya'yı dinlemeye devam etti.
"Ama ne olursa olsun kızım, sen Bartu babayı çok sev çünkü o seni çok seviyor. O bizi korudu, bize yardım etti, yol gösterdi.. Üstüne üstlük bizi kabul etti ve sevdi.. Sana hamileyken bizim için yaptığı şeyler say say bitmez.. Dört ayımdan sonra onunla tanıştık ama sanki bir ömür gibi, öyle sıcak, öyle içten.. Neyse prenses kızım, sıktım galiba seni." dedi Talya ve gülümseyip kızını öptü. Kucağına aldığı Elis Bartu'yu görünce kocaman sırıttı ve Talya'nın kucağında daha da kıpırdandı. Bartu onu dinlediğini anlayıp utanmasın diye birkaç adım geri gitti ve yeni geliyormuş gibi yaptı.
"Bizim prenses uzaktan bile anlıyor benim geldiğimi.." dedi Bartu ve kollarını iki yana açtı. Sese dönen Talya gülümsedi ve kucağında Bartu'ya gitmek için sabırsızlanan kızına baktı.
"Elis hanım hemen sattı anneyi baksana.."
Talya güldü ve Elis'i Bartu'yu uzattı. Bartu sıkı sıkı kucakladığı Elis'i, boynundan öptü ve o mis kokusunu içine çekti. Az önceki Talya'nın konuşmasına ithafen ve gerçekten de öyle hissettiği için Elis'i sıkı sıkı sarıp öptükten sonra, "Güzel kızım.." deyip saçlarını okşadı.
Bu ana tanıklık eden Talya dolan gözleriyle etrafa baktı ve elleriyle kendisine hava yaptı. Bartu sevgi dolu sözcüklerine devam ediyordu.
"Prensesim benim.. Saçların uzamış.. Ne güzel olmuşsun böyle sen. He? Babasının prensesi mi oldun sen?"
Talya elindeki emzik ile oynamaya devam ederken gözünden akan yaşı sildi ve gülümsemeye çalıştı. Onun bu hâlini gören Bartu ona kolunu açtı ve gelmesini başıyla işaret etti. Hızla gidip boynuna sokulan Talya sessizce gözyaşı döktü. Bir yanına Elis'i, diğer yanına ise Talya'yı alan Bartu, şimdiden dünyanın en mutlu adamıydı..
&
Biraz değişiklik istedikleri için Elis ile bebek parkına gelmişlerdi. Bunu Bartu istemişti çünkü bebeklerin gelişimi için faydalı olduğunu okumuştu bir kitapta.. Elis için faydalı olurdu olmasına ama burası resmen erkek bebek kaynıyordu!
"Bartu onlar sadece bebek.." dedi Talya gülmesini zorla tutarak. Ama Bartu onun gibi değildi. Elis'i göğsüne bastırmış ve kimseye göstermemekte kararlı davranıyordu. Elis'in belli belirsiz eliyle gösterdiği oyuncakları gidip elletiyor ve kendisi oynatıyordu. Daha az önce Elis'in yanına gelen bir ebeveynin kucağındaki erkek bebek Elis'e güldüğü için kıskançlık krizine girmişti!
"Yok ben- Çıkmalıyız." dedi Bartu. Kurduğu bu saçma cümleden sonra yüzünü buruşturup çıkışa yürüdü ve ayakkabılarını giyip oradan çıktı. Kenarında oturan Talya ayaklandı ve çanta ile beraber bebek arabasını alıp yanlarına geldi.
"E ne oldu? Ne güzel oynuyordunuz."
"Çok bebek var."
"Ama bu gayet normal?"
"Çok erkek bebek var."
Talya güldü ve onun kucağında kıpırdanan kızına baktı.
"Benim kızım da güzel şimdi.."
Bartu anında yumuşadı ve güldü yavaşça. Elis'i kucağında düzeltti ve karnına başını bastırıp güldürdü. Yeni gelmiş olsalar bile gece uyumayan Elis'in gözleri yavaş yavaş kayıyordu. Bunu fark eden Bartu onu bebek arabasına koydu ve kemerini takıp üzerini düzeltti. Talya dikkatle Bartu'yu izliyordu.
Bartu Elis'e sanki... sanki kendi kızıymış gibi ilgi gösteriyordu ve daha az önce onu küçük bebeklerden kıskanmıştı. Talya güldü ve kızının belli belirsiz saçını düzeltti.
"Ne, ne gülüyorsun?" dedi Bartu.
"Hiç.."
"Hiç?"
"Kıskanman komikti.."
Talya güldü ve bir şey demeden bebek arabasını süren Bartu'nun arkasından gülerek yanına geldi.
&
Girdikleri bebek mağazasında reyonlar arasında gezerken Talya oldukça seçici davranıyordu. Çünkü Elis'in teni sert kumaşlara karşı hemen kızarıyordu ve kızarıklık peşi sıra pişiği getiriyordu..
Talya yanındakine bebek arabasına çokça dikkat ederek, eline aldığı birkaç kıyafete bakarken Bartu'nun kucağına bir sürü kıyafet doldurup geldiğini gördü.
"Sepet nerede canım?" diye sormuştu birde. Talya güldü ve eliyle işaret etti. "Az almışsın canım. Daha yok muydu?"
Birden Bartu'nun yüzünü asıldı ve Talya'nın ona uzattığı sepete kıyafetleri koyup yüzüne baktı.
"Biraz daha bakarım şimd-"
"Bartu.." dedi Talya dikkat etmesini ister gibi.
"Canım şaka yapıyorum.. Bunlar bile çok fazla.. Zaten aydan aya büyüyor. Bunları gelecek ay giyemeyecek bile.."
"Ama hepsi Elis'e çok yakışır. Bir ay otuz gün. Otuz günde farklı farklı giyer işte, giydirirsin. Olmaz mı?"
Talya başını iki yana salladı ve güldü. Bartu uzanıp onun yanağına öpücük kondurduktan sonra diğer kıyafetlere bakmaya devam etti.
&
Oyun ve alışverişten sonra yorulan ikili, kendilerini en yakın cafeye atmışlardı.
Elis arada uyanmasına rağmen yine uyumuştu. Bartu onu kontrol ettikten sonra arabanın üstünü kapattı ve ardından kahveleri geldi. Garson gittikten sonra Bartu arkasına yaslandı ve yandaki alışveriş poşetlerine baktı.
"Hayatımın en güzel alışverişiydi.."
"Ve belki de en fazla?"
Bartu elindeki telefonla Talya'yı bakıp hafif güldü ve eliyle burun kemiğini sıkıp masaya doğru eğildi.
"Baba olmak zahmetli ya.." dedi sırıtırken. Talya ona tüm aşkıyla baktı ve gülümsedi. Kahvesinden bir yudum aldıktan sonra Bartu onun masada ki elini tuttu ve gülümsedi.
"Her şeyin bizim için daha da güzel olacağı zamanlara karşı sabırsızım.. Düşünsene; Fatih uyanmış.. Biz evlenmişiz.. Elis büyümüş.. Ona belki de bir kardeş gelecek.."
Talya kızaran yanaklarıyla başını eğdi ve gülümsedi. Bartu tüm hayallerini ona dökerken, asla sözünü kesmedi ve tüm her şeyin onunla beraber hayalini kurmaya devam etti.
İçtikleri kahvelerden sonra Elis uyandı ve kollarıyla kalkmak istediğini anlatmaya çalıştı. Talya acaba cafedeki insanlar Elis'in bu sesinden rahatsız olurlar mı diye endişe ederken Bartu Elis'i hemen kucağına aldı ve onun bıdır bıdır kahkahalarına yol açtı.. Talya biraz mahçup olsada ikisini izledi ve güldü. Telefonundan birkaç fotoğraf çekmeyi de ihmal etmedi..
(Lütfen minik bebeğinizi daha ayına uygun düşünelim.. Uygun fotoğraf bulmak epey zor.)
Gülüp eğlenirken yan masada ki genç çiftin onlara baktığını gören Talya, kadına nazikçe gülümsedi. Bu gülümsemeden güç alan kadın onlara doğru döndü ve konuştu.
"Ne kadar güzel bir ailesiniz.. Kızınız çok tatlı.."
Talya gülümsedi ve sese dönüp bakan Bartu Elis'i onlara doğru çevirdi. Çapkın Elis hemen gülüp ağzına balon yapmayı ihmal etmedi tabii ki..
"Ayy Melih bebişe bak.." dedi kadın yanındaki erkeği kastederek. Adam gülümsedi ve daha da Elis'e döndü. "Sen ne güzelsin öyle.." dedi ve elleriyle oynadı. Kadından ziyade erkeğin hareketlerini dikkatle izleyen Bartu yine bir kıskançlık krizine yakın davranıyordu.. Güldü Talya. Kadının ona söylediği cümleye odaklandı.
"İsmi ney?"
"Elis."
"Ne güzel bir isim.." dedi kadın ve gülümsedi. "Sizi çok andırıyor.. Galiba babaya hiç çekmemiş.."
Adam da kıza katılır gibi kafa salladı ve konuştu. "Baksana hanımefendi resmen kendisini dünyaya getirmiş.."
Talya önce Bartu'ya bakıp ardından ayıp olmasın diye gülümsedi ve bir şey diyemedi.
Hiçbir şeye bozulmayan Bartu konuştu. "Sevdiğim kadından bir tane olması beni çok memnun ediyor ama.." dedi ve kolunu Talya'ya atıp onu şakaklarından öptü. Romantik sözlere imayla bakan çift biraz daha Elis ile oynadıktan sonra masalarına döndüler. Bartu'lar da çok geçmeden kalktılar. Çünkü uykusu kesik kesik olan Elis biraz huysuzlanmıştı. Avmden çıkıp otoparka indiler ve arabaya binip eve doğru yol aldılar.
&
"Hastaneye mi gideceksin?" dedi Talya.
Bartu kafa salladı ve onu kapıya kadar yolcu eden kadına gülümseyip kollarını beline doladı. Keyifle sırıtan Talya kollarını Bartu'nun boynuna doladı ve burnunu burnuna sürttü.
"Bugün için teşekkürler.." diye fısıldadı ve ukala şekilde gülen Bartu'ya yakından bakmanın keyfini çıkarttı. Bartu onun dudaklarına uzandı ve yavaşça öptü. Nergis anne evde olmadığı için rahattılar.. Ama camdaki birkaç kadından bihaberdiler.
Birkaç öpüşten sonra birbirinden ayrılan ikili vedalaştı ve Bartu sonkez onu hızla dudağından öpüp bahçeden çıktı. Arabaya bindi ve hastaneye gitti.
&
Bartu odaya girmek için aldığı izinden sonra kardeşinin bir aydır yattığı odaya gitti ve kapıyı yavaşça açıp içeri girdi.
Yatakta yine her zamanki gibi yatan kardeşine baktı ve ağlamamaya yemin eden gözleriyle gülümsedi.
"Merhaba kardeşim.." Sandalyeyi yatağın kenarına çekti ve oturdu. Geri yaslandı. "Yine ben geldim."
Elini dostça tuttu ve sıktı. "Nasılsın bugün? Ee? Bir aydır yatıyorsun işte. Memnunsundur.. Biz uyanmadan yanayız ama, olsun.."
Elini çektikten sonra derince soluklandı ve konuşmaya devam etti.
"Beni soracak olursan, yorgunum, bitkinim, derdim başımdan aşkın.. Ama mutluyum.. Bir ailem oluyor biliyor musun devrem? Gerçekten Talya ve Elis ile bir aile gibiydik bugün.. Bizi görenler öyle hitap etti.."
Aklına gelen görüntüler ile gülümsedi ve devam etti.
"Sana küçük bir durum değerlendirmesi yapmaya geldim yine.. Bazıları iyi bazıları kötü.. kötü demeyeyim de.. garip.."
Derince nefeslendi.
"Bugün yine klasik uyandım. Görmüyorsun ama tıraş oldum uzun zaman sonra. Çünkü Talya ve Elis ile buluşacaktım ve Elis'in yüzünün çizilip tahriş olmasını asla istemem.. Önce emniyete gittim. Dosyaları hallerim. Bir sürü ifade birikmişti. Yapabildiğimi yaptım. Sonra Suzan ile konuştum. O da biraz daha toparlamış gibiydi. Ya da değildi bilmiyorum.. Sonra rutin senin odana girdim dolandım öyle biraz.. Sonra emniyete üst birimden amir geldi."
Gülüşü solan Bartu siniriyle konuşmaya başladı.
"Yeni bir komiser geldi emniyete. Adı Kenan Ali. Aynı boylardayız. 23 yaşında. Neyse.. Komik olan amirin yeğeni olması.. Bizim adaleti savunan amirimiz adam kayırdı anlayacağın.."
Histerik şekilde güldü ve devam etti.
"Amir onu senin odana yerleştirmek istedi ama izin vermedim. Verir miyim hiç devrem? Sen uyanacaksın. Yok öyle. O odaya geri döneceksin.."
Yutkundu. "Döneceksin değil mi?" Dolan gözlerini sildi ve gülümsemeye çalıştı.
"Her zaman dalga geçerdim seninle sen aylarca uyusan uykuya doyamazsın diye.. Böyle olacağını bilsem asla demezdim. Öylesine zor ki devrem. Sabah o emniyete gidip seni görememek.. ya da seninle gün içinde konuşamamak, birlikte çay içememek.. Dünyanın en basit eylemine bile muhtaç bıraktın beni.."
Gözlerini silip devam etti.
"Burçak konusuna gelecek olursak.. Hâlâ bir haber yok devrem. Önceki gelişimde sana bir yurtdışı konusundan bahsetmiştim ama onunda içi boş çıktı. Ne oldu ne bitti bilmiyorum. Hiçbir şey bulamıyoruz. Kız ailesiyle beraber yer yarıldı da içine girdi sanki.. Burçak'ı bu gitme olayından sonra asla umursamazdım ama.. Kamera kayıtlarında gördüm ki sen ondan dönerken kaza yapmışsın devrem.. Eminim ki gözünü açar açmaz ilk onu soracaksın.. Sırf sana mahçup olmamak için arıyorum Burçak'ı.. Nasıl bir açıklama yapacak? Seni böyle bırakıp gitmesini nasıl açıklayacak? Çok merak ediyorum.. Ama başım gözüm üstüne devrem. Ben yine çabalayacağım. Her şey senin için.. Eksik olan tek şey sensin. Sen uyansan bir de.. O kadar güzel olacak ki.. Bir aydır gerçekten yetim ve öksüz hissediyorum. Anne baba zaten yok ama bir de sen böyle olunc-"
Eliyle yüzünü sıvazladı ve Fatih'e bakarken onun kıpırdayan parmaklarını görünce hızla ayağa kalktı.
"Fatih.."
Fatih tekrardan parmaklarını oynattı. Bartu hızla odadan çıktı ve acelesinden doktor çağırdı. Koşarak gelen hekimlere bir köşeye geçip fırsat verdi ve gözleri fıldır fıldır bir cevap aramaya başladı.
Doktorlar birkaç şey yapıp hüzünle Bartu'ya baktılar ve asıl doktorları steteskobu boynuna alıp yataktan kalktı. Odada sadece ikisi kalmışken konuştu.
"Uyanmadı? Ama uyanacak değil mi benim kardeşim? Parmağını oynattı uyanacak.."
Doktor eliyle Bartu'nun omzuna dokundu ve konuşmaya başladı.
"Maalesef net bir şey diyemeyiz Bartu Bey.."
"Ama?"
"Fatih'in durumu hâlâ aynı. Ne ileri ne geri. Olduğu gibi. O kıpırdanma ise Fatih'in bilinçle yaptığı bir değil.. O vücudun uzun süre hareketsizlikten verdiği bir tepki.."
Bartu hayal kırıklığı ile sandalyeye oturdu ve Fatih'i izlerken doktoru dinlemeye devam etti.
"Bunlar hep olacaktır.. Lütfen böyle yorumlamayın. Fatih'in uyanmaya dair ilk tepkisi tabii ki gözlerini açmak olacak.. Ve bir aydır böyle bir şey yaşamadık.. O gördüğünüz şey kasların yapmış olduğu klasik bir hareket.. Beklemekten başka bir çaremiz yok.. Tekrardan geçmiş olsun.."
Doktor sonkez Bartu'ya baktı ve odadan çıktı. Odada kardeşiyle tek kalan Bartu derince soluklandı.
Kardeşi uyanacak sanmıştı.. Belki de uyandı sanmıştı.. Onun bir suçu yoktu.. Sadece bir umut demişti.
"Yine beni yanılttın Fatih." dedi ve gözlerinden akan yaşlarla gülümsedi. "Şakacı seni.." diyerek konuşmaya devam etti. "Pis şakacı.."
***
Fatih.. Üzümlü kekim..🥺
Talya&Elis&Bartu ilişkilerini nasıl buluyorsunuz?✨
Sizce Fatih ne zaman uyanacak?🦋
Hatalarım var ise affola..🌸
Gelecek bölümde görüşmek üzere sevgili okurlarım..🌿🥳
SINIR: 50 Oy🌼
***
Ayy..😍
Elis ve minik ayakları✨🌼