MELEZ

Oleh xmellodyx

233K 12.6K 3.4K

Annesi bir insan babasıysa vampir... Kuralları çiğneyip birlikte olan bu iki aşığın bir çocuğu olur. Bu yüzde... Lebih Banyak

-1-
-2-
-3-
-4-
-5-
-6-
-7-
-8-
-9-
-10-
-11-
-12-
-13-
-14-
-15-
-16-
-17-
-18-
-19-
-20-
-21-
-22-
-23-
-24-
-25-
-26-
-27-
-28-
-29-
-30-
-31-
-32-
-33-
-34-
-35-
-37-
-38-
-39-
-40-
-41-
-42-
-43-
-44-
-45-
-46-
-47-
-48-

-36- (+18)

5.4K 192 86
Oleh xmellodyx

Lütfen rahatsız olan geçsin

Hayatımda ilk defa bu kadar rahat uyumuştum sanırım. Gözlerimi araladığımda karşımda Aaron'ı görünce içimi inanılmaz bir heyecan kaplamıştı. Bir kolunun üzerimde olduğunu fark ettim o sırada. Ve hatta bir bacağının da. Gözleri kapalıydı. Uyuyor olmalıydı. Onu uyandırmak istemediğim için kıpırdamadan izlemeye başladım.

Üst kısmı çıplaktı. Ne ara üzerini çıkarmıştı? Yatmadan önce çıkardığını hatırlamıyordum. Ve Allah'ım şu kaslara bakın. Uyuduğu için rahat rahat bakabiliyordum. Ama bir süre sonra olmayan edebimi takınmaya karar verdim ve gözlerimi pürüzsüz kaslardan çektim.

Her günüm böyle başlasa ne güzel olurdu. Elimi yavaşça yanağında gezdirmeye başladım. Dudaklarına gelince durdum. Çok güzellerdi. Çok sıcak ve samimi geliyordu. Öpmesi çok hoştu mesela.

Beynimi şuana kadarki tüm öpüşmelerimiz doldurunca aptal aptal sırıtmaya başladım. Utanmaktan vaz geçmeliydim belki de. Onu doyasıya öpmek varken neden utanaydım ki? Gerçi bunu ne kadar söylesem de yine yanaklarımın buna karşı çıkacağını biliyordum.

Baş parmağımla alt dudağını okşadım. Çok yavaş hareket ederek dudağına uzandım. Dudaklarımızı yavaşça birleştirdim.

Belimdeki el kıpırdadı ve yavaş hareketlerle boynuma ulaştı. Daha sonra dudakları da kıpırdamaya ve beni öpmeye başladı. Uyandırmış mıydım? Özür dilerim Aaron. İstemeden oldu.

Aaron öpüşmeyi ilk bozan kişi olmuştu. Bana alaylı bir sırıtışla baktı.

"Vampirler ne zamandan beri uyuyor?"

Gözlerim endişeyle büyüdü.

"Tüm gece uyanık mıydın yani?"

Kısaca başını salladı.

Yataktan doğrulup bana baktı.

"Birkaç gününü benimle geçireceksin."

Tabii bende çok isterdim. Hatta tüm günlerimi sana vermeye hazırım da neyse.

"Olmaz ki."

"Sebep?"

"Annem yüzünden."

O sırada aklıma gelen şeyle bende birden yataktan doğruldum.

"Annem! Uyandı mı?"

"Hayır uyanmadı. Bir iki gün daha karışmazsak uyur."

"Ha iyi."

Gözlerimi ondan kaçırıp parmaklarımla oynamaya başladım. Ağzımda geveleyerek konuştum.

"Yani birkaç günümü sana verebilirim."

Gülme sesi kulaklarımı doldurdu.

"Ne yapmak istersin bugün?"

Seninle ne mi yapmak isterim? Ah aklımdan geçenleri bilmek bile istemezsin. Sinsi bakışlarımı atarken Aaron'la göz göze geldim ve birden kendimi düzelttim.

"Ah şey düşünmem lazım. Imm ben o sırada yüzümü filan yıkayayım."

Aceleyle kalkıp banyoya koştum. Aklımdan geçenleri okumamış olsun lütfen.

Hemen yan tarafta Aaron'ın ne zaman koyduğunu bilmediğim şortlu pijamalarımı görünce üzerimdeki dünden kalma kıyafetlerden kurtulup rahat rahat pijamalarımı giydim. Büyük ihtimalle akşam yatarken giymem içindi ama ben yeni görmüştüm. Yüzümü yıkayıp dişimi fırçalarken ne yapabileceğimizi düşünüyordum.

Şimdi biz onunla normal sevgililer gibi takılacak mıydık?
Ah dur biz sevgili miydik ki? Çıkma teklifi bile etmedi. Sevdiğini söylemekle her şey bitmiyor diye yüzüne bağırasım gelsede bundan vaz geçtim. İlişkimizi bir kalıba sokmak zorunda değildik. O beni seviyordu bende onu. Bunu bilmem yeterliydi.

Diş fırçasını yerine katıp ağzımı son bir kez daha duruladıktan sonra aynada saçımı başımı düzeltmeye başladım. Ve düşündüm de dışarı çıkmak istemiyordum. Yani ne yapıcaksak evde yapmaya karar verdim. Film izlemek fena fikir değildi sanırım.

Banyodan çıkıp yatakta telefonumu karıştıran Aaron'ı görünce telaşla üzerine atladım. Tek elini havaya kaldırıp telefonu benden uzaklaştırdı. Ve dengemi sağlayamayan beni de düşmemem için tuttu.

"Ne yapıyorsun Kumsal?"

"Asıl sen ne yapıyorsun? Telefonumu karıştırmayı bırak."

Kaşlarım çatıldı.

"Hakatten sen benim telefonumu nerden buldun? Kaybolmuştu en son."

Omuz silkip beni üzerinden attı.

"Her şeyini biliyorum zaten. Bu telefonda benden neyi gizliyor olabilirsin?"

Haklıydı ama fotoğraflarımı karıştırmasını istemiyordum. Mesajlarımı okuyabilirdi. Kimseyle mesajlaştığım yoktu ya zaten.

Telefonuma son bir bakış attı ve bana fırlattı.

"Bir şey yok zaten al."

Telefonumu alıp neye baktığına baktım. Tam da fotoğraflarımı karıştırdığını hatta aptal gibi 32 diş gülümseyerek yorganımla aşk yaşadığım fotoğrafımın açık olduğunu gördüğümde isyan eden bir ses çıkararak kafamı yatağa gömdüm.

Bende telefonumu bir köşeye fırlatıp Aaron'a sinirli bakışlarımı atıp bu tartışmaya son verdim. Artık fotoğraflarımda ifşalandığına göre gerçekten ondan gizleyecek bir şeyim yoktu.

Onu kolundan yakalayıp odadan çekiştirerek çıkardım.

"Hadi film izleyelim."

"Sinemaya mı gidiyoruz."

"Hayır evde izliyoruz."

"Neden ki?"

"Çünkü daha rahat. Ayrıca annemi tek bırakmak istemiyorum."

"Sen bilirsin."

Hızlıca mutfağa mısır patlatmaya koştum. Aaron da peşimden geldi. Tencereyi ocağa koyarken Aaron'ın bana sorduğu soruyu cevapladım.

"Ne izliycez?"

"Bilmem sende ne tür filmler var?"

"Bazı vampir filmleri var. Onları izleyip dalga geçmeyi seviyorum."

Gözlerim heyecanla parladı.

"Alacakaranlık da var mı?"

"Evet. Onu mu izleyelim?"

Hevesle kafamı salladım.

"Edward'a bayılıyorum."

Bana yüzünü buruşturarak baktı.

"Ciddi ciddi bunu söylediğini söyleme bana."

"Niye taş gibi çocuk. Çok yakışıklı. Jackop da fena değil aslında ama Edward daha iyi."

"Film falan izlemek istemiyorsun sanırım. Çocukları izliyceksin sen."

Onu sinirlendirdiğimi fark ettiğimde güldüm.

"Hadi hadi şaka yapıyorum. Sen filmi ayarla mısır patlayan kadar."

"Hayır. O mu daha yakışıklı ben mi? Önce sorumu cevapla."

Önce bu söylediğine o kadar şaşırdım ki gözlerimi sonuna kadar açmaktan yerlerinden çıkacaklar sandım. Ama sonra bu öyle büyük bir kahkahaya dönüştü ki. Ayakta bile duramayıp yere düştüm.

"Sen... CİDDİ MİSİN?"

Bana olan şaşkın bakışlarıyla karşılaştığımda yeni bir kahkaha daha patlattım.

Aaron'dan hiç ama hiç beklemezdim böyle şeyleri. Onun ağzından bunların gerçekten çıktığına inanmaktansa kulaklarımın yanlış duyduğuna inanabilirdim.

"Komik olan ne? Sana bir soru sorduk şurada!"

Gülmemi zorla durdurup gözümdeki yaşları sildim.

"Komik olan ne mi?!"

Tekrar gelen gülme isteğini zorla bastırdım.

"Edward'la kendini mi karşılaştırıyorsun sen?"

"Evet ne var bunda?"

"Yoksa kıskandın mı?"

Yerden kalkarken bana kaşlarını çatarak baktı.

"Alakası yok. Ben o filmi sevmiyorum başka bir şey izleyelim."

Patlayan mısırları genişçe bir kaba alırken onun bu hallerine gülümsedim.

"Hayır ben onu izlemek istiyorum."

Dedim yanından mısırla geçerken.

"Gel de aç hadi filmi."

Oflaya puflaya filmi açarken ara ara gülerek onu izliyordum. Şu mutluluğu bir daha bulabilecek miyim diye düşünmeden de edemiyordum.

Bilerek yavaş yavaş hareket ettiğinin farkındaydım ama en sonunda filmi açmış ve yanıma gelmişti. Hemen dibime girip bir elini belime attı ve ona yaslanmam için beni kendine çekti.

Ben güzel güzel filmi izlerken onun arada gözlerinin üzerimde dolaştığını hissediyordum.

Kucağımdaki patlamış mısır kabındaki patlamış mısırları hep ben yemiştim. Yarısı bitmiş olan kaba bakıp film bitene kadar yeter heralde diye düşündüm.

Aaron'ın gözlerini yine üzerimde hissettim. Bu kez üzerimde biraz fazla oyalanmıştı. Elime aldığım patlamış mısırı Aaron'ın ağzına tıktım. Bu hareketimle önüne dönmüştü tekrar.

Çok uzun sürmeyen bir süre sonunda yine gözleri bana dönünce bıkkınlıkla oflayarak ona döndüm. Bacaklarıma baktığını görünce pijamamın şortunu çekiştirerek ondan gözlerimi kaçırdım.

"Filmi izler misin?"

"Seni izlemeyi tercih ederim."

Yanaklarımda kırmızı alarm başlamıştı bile. Sus pus olup ona utandığımdan cevap veremedim.

Sıcak basmaya başlamıştı. Ondan biraz uzaklaşmaya çalıştım ama izin vermedi. Terlediğimi fark ettiğimde koltuktan kalktım.

"Ben duş almaya gidiyorum."

Hızla salondan uzaklaşıp yukarı çıktım. Normalde bu kadar utanmazdım. Kendime gelmeliyim. Bacaklarıma baktı diye mi şimdi bütün bu yanaklarımın kızarıklığı?

Soğuk suyun iyi geleceğini düşünerek üzerimdeki pijamalarımdan kurtuldum. Suyu ayarlayıp altına girdim ve gerçekten çok iyi gelmişti. Çok rahatlamıştım. Biraz daha suyun altında kaldıktan sonra suyu kapatıp havluyla kendimi kuruladım.

O sırada kapı tıklatıldı.

"Bebeğim ne zaman çıkıcasın?"
"Neden sordun?"
"Boşverelim filmi. Ben sana sarılıp uyumak istiyorum."

Dudaklarım yine istemsizce kıvrılırken cevapladım.

"Tamam. Hemen geliyorum."

Üzerime başka kıyafet olmadığı için yine pijamalarımı geçirdim. Uyuyacağımız içinde daha rahat olmak adına sütyenimi takmadım. Gülümseyerek banyodan çıktım. Aaron'ı odada göremedim geldiğimde. Yatağa oturup onu beklemeye başladım. Ortamın sabahın köründe bu kadar loş olması garibime gitmişti. Yinede üzerinde çok durmadım. Fazla sürmeden kapı açıldı.

Kapıyı ardından kapatıp orada dikildi. Bana bir süre bakmaya devam etti.

"Çok güzelsin."

Nerden çıkmıştı şimdi bu?
Beni utandırmak için elinden geleni yapıyordu anlaşılan.

Göz gözeydik. Aaron tehdit edici bir yavaşlıkta yürümeye başladı. 'Lütfen acele eder misin?' diye yalvarmaya başlamıştım içimden. Önüme geldiğinde gözlerini yine benden ayırmamıştı.

Endişeyle parmaklarımla oynamaya başlamıştım yine. Bakışlarımı sabit tutmak zordu ama gözlerimi kaçırmaya da cesaret edemiyordum.

"Seni istiyorum."

Boğuk, karanlık ve seksi bir ses tonuyla söylemişti bunu. Kanım heyecanla kaynamaya başladı.

Aynı ses tonuyla devam etti.

"İzin verir misin?"

Neye diye sorma gerek yoktu. Biliyordum.

Başımla düşünmeme fırsat vermeden onayladım.

Aaron'ın yüzünde küçük bir gülümseme belirmiş ve açlıkla bakmaya başlamıştı. Yutkundum.

Gözleri arzuyla parlıyordu.

Eğilip ellerini yanağımda buluşturdu. Ve dudaklarını benimkiyle birleştirdi.

Ona çoktan itaat etmeye gönüllü olan beni geriye itti.
Hevesle öpüşüne karşılık verdim. Onu daha yakına çekebilmek için kıyafetini çekiştirdim. Bu Aaron'ın şaşırmasına sebep olmuştu.

Az önceki korkum, sırf bacaklarıma baktı diye olan utancım nereye gitmişti?

Aaron şaşkınlığından olsa gerek benden ayrılmıştı. Bana alaylı bir sırıtışla baktı. Aramızdaki mesafe artmaya başlayınca endişelendim.

Aaron bunu fark edince gülümsemesi daha da genişledi.

"Korkmuyor musun?"

Kulağıma doğru fısıldamıştı. Ama aynı zamanda sesindeki sertlik nabzımı hızlandırmıştı. Aaron'ın nefesleri daha yeni duştan çıkan vücudumun bile sıcaklamasına sebep oluyordu. Eğer şimdi durursak cidden utanç verici olacağını kabul etmeliydim.

Aaron eğilip çeneme küçük öpücükler kondurmaya başlayınca cevap verecek fırsatı bulamamıştım. Hissettiğim şey dışardan görülebilir bir şekilde titrememe sebep oldu.

"Artık değil." Diye fısıldadım.

Tenimde Aaron'ın gülüşünü hissettim ve tüm vücuduma yayılan titreşim dalgasına engel olamadım.

"Ne zamandan beri?" Diye fısıldadı Aaron, eğleniyordu.

Eli vücüdumu keşfetmek istercesine göğsüme doğru kaydı.

Aaron'ın ağzından;

Kumsal'ın yüzündeki ifadeyi görebilmek amacıyla başımı kaldırdım. Siyah göz küreleri çok fazla hissi bir arada barındırıyordu. Ve o gözlerin içinde gezinen küçük korku parçacıklarını görünce dudağımı ısırdım.

Yutkundu. Düşüncelerine odaklandım. Vücudunda gezinen parmaklarımın yakıcı etkisini atlatamamıştı.

Yaklaşıp dudaklarını öpmeye başladım. Bu her zamanki öpüşmelerimizden daha ateşliydi. Dilim ağzının her bir tarafını keşfediyordu. Yavaş ve yumuşak başlayan öpüşmemizi hızlı ve serte çevirdim.

Doğrulup onu kucağıma çektim ve öpüşmeyi birkaç dakikalığına kontrol etmesine izin verdim. Pek başarılı olduğu söylenemezdi ya.

Ellerini kaslı vücudumun her tarafında dolaştırıyordu. Bende ellerimi pijamasının altından geçirip baş parmağımla göğüs uçlarının üzerinden geçmiştim. Bu da Kumsal'ın kucağımda kıpırdamasına sebep olmuştu.

Aslında istediğinden değildi, ama Kumsal oksijen alabilmek için öpücüğü bozmak zorunda kalıyordu.

Zamanı yakalamışken Kumsal'ın boynunu öpücüklerle boğmaya başladım. Bazen orayı küçük ısırıklarla donatırken daha sonra acıyı dindirmek amacıyla yumuşakça yalamaya başlıyordum.

Kumsal küçük inlemeler bırakıyordu. Hareket etmeye çalıştığını fark ettiğimde ellerimle onun yatakta sabit kalmasını sağladım.

"Yatakta doğru düzgün durmama.. izin ver."

Diye nefes nefese konuştu Kumsal. Kendini ellerimden kurtarmaya çalışıyordu. Onu durdurduktan sonra başımı kaldırıp Kumsal'a baktım.

"Benden kaçmaya mı çalışıyorsun?"
Diye sordum kurnaz bir gülümsemeyle. Yinede Kumsal'ın üzerindeki tutuşumu gevşettim.

"Senden kaçamam."

Diye titreyen sesiyle konuştu. Bu bir gerçekti.

Bacaklarını ayırıp aralarına yerleştim. Bedenim şuanda Kumsal'ı tamamen kaplıyordu. Ellerim tekrar kıyafetinden içeri girdi. Beyaz teninin her bir noktasını hissetmeye çalıştım. Kıyafetin araya girmesi her geçen saniye sinirlerimi bozmaya başlamıştı. Göğsüne bıraktığım ufak bir öpücükle beraber Kumsal'ın ağzından bir inilti kaçmıştı. İnleme bedenine dalgalar halinde yayılmış ve pantolonumdaki şişliğin büyümesine sebep olmuştu.

Bakışlarım Kumsal'a kaydığında tüm bunların onun kızarmasına sebep olduğunu gördüm. Utancını saklamak için beni öpüşmeye çekti.

Öpüşme sırasında gülümsedim ve Kumsal'ın alt dudağını yaladım.

Kumsal'ın ağzından;

Soğuk parmakların bedenimde dolanışını hissetmeye devam ediyordum. Parmakları yavaş hareketlerle kalçamdan başlayıp sırtıma kadar bedenimi okşamıştı. Hafif ürpermeyle koyulaşan gözlerinin içine bakarken ikimizde daha fazlasını istiyorduk.

Bedenim sadece ona karşı olan bir arzuyla dolup taşmıştı. Ne yapmam gerektiğini bilmesem de kendimi kollarına bırakmak istiyordum.

Sonunda üzerimdeki pijama üstünden kurtuldu. Bende aynını yapıp onun üzerindeki tişörtü çıkarmak istesem de o buna izin vermeden kendisi çıkardı. Beni kucağına çıkartıp gözlerimin fal taşı gibi açılmasına sebebiyet verecek bir yer oturttu.

Onu hissetmek çok garip bir duyguydu. Dudaklarımızı tekrar birleştirirken pantolonundaki şişliğin üzerinde oturan beni sürekli ileri geri hareket ettirtiyordu.

Son bir kez daha bu hareketi yapıp öpüşmeyi kesti. Eli şortumun lastiğine gitti. Beni altına alırken şortumu da hızla çıkarıp bir köşeye fırlattı. Eli anında iç çamaşırına gitti. Bu da neredeyse çıplak kalan benim olduğumdan daha fazla kızarmama neden oldu.

Dudağıma tekrar hızlı bir öpücük bırakıp şişliği iç çamaşırının üzerinden bana sürtmeye başladı.

İçimde tarif edilemez duygu artık utancımı yok etti. Zevk dışında hiçbir duygu hissetmemeye başladım.

Bu hareketi gittikçe hızlandırmaya başladığında inlemelerim daha sesli bir hal aldı.

Aaron'ın ağzından;

Farkında olmadan sesi duvarları delmeye başlamıştı. Hızımı biraz daha arttırdığımda neredeyse inliyordum ama kendimi zor tuttum. Sadece Kumsal'ı duymak istiyordum.

Ona biraz daha baskı uygulayıp boynuna gömüldüm. Oraya daha fazla ısırıklarımdan bıraktığımda Kumsal daha da inleyip zayıf ve ağlarcasına bir ses çıkarmıştı. Canının acıdığını düşünerek ısırmayı bıraktım ve boynundan ayrılırken ona sürtünmeye devam ettim. Bu da onun benim adımı inlemesine sebep olmuştu.

İçine girmekte tereddüt ediyordum. Ama kendi pantolonumu çıkarıp bir köşeye attım yinede. Artık ikimizde sadece iç çamaşırı ileydik.

Kumsal'ın bacaklarının arasına girip kilodunun üzerinden yaladım. Kumsal bunu fark edince kalbi hızlandı. Benimle göz teması kurarken gözleri açılmıs ve dudakları aralanmıştı.

Kumsal'ın üzerine çıkıp alımlarımızı birleştirdim.

"Hazır mısın?"

Terler içinde kalmıştı. Alt dudağını ısırarak kafasıyla beni onayladı. Ona sırıttım ve iç çamaşırından tamamen kurtuldum. Kendimikini de çıkarıp fırlattım.

Kumsal'ı öpmek için bir kez daha eğildim. Dudakları sanki kaçamadığım bir tuzak gibiydi.

Ellerim Kumsal'ın pürüzsüz baldırlarını okşuyor ve bir aşağı bir yukarı hareket ediyorlardı. Kumsal nefesini verdiğinde bunu bir fırsat olarak görüp dilimi izinsizce ağzının içine sokmuştum. Her bir kısmını yeniden keşfetmeye başlamıştım. Kumsal'ın elleri göğsümde, sırtımda dolaşıyorlardı.

Benim de elim rahat durmayıp aşağılara indi. Onu okşamaya başladığımda Kumsal'ın vücuduna bir titreme yayılmıştı.

"Benim için rahatlatabilir misin, bebeğim?"

Kumsal'dan onaylama alınca sonunda içine girmiştim. Bir süre öyle bekledim. Canını yakmaktan korkuyordum.

"Konuş benimle güzelim, acıyor mu?"

Tepkilerini dikkatlice inceliyordum. İlk başta gözlerini sımsıkı kapatsa da şimdi açmıştı.

"İyiyim. Devam et."

Dişlerini sıkarak söylediği bu cümleden emin olamadım. İnlememek için kendini zor tutuyordu.

Yüzümü boynuna gömüp hafifçe hareket ettim.

"Bana nasıl hissettirdiğini söyle."

Diye emrettikten sonra boynunu acıtmadan emmeye döndüm.

"Yapamam... Ben şuanda.. şey yaparken.. ben.."

Kumsal kırık cümleleri arasında nefes nefese kalmıştı. Ona dokunduğum her yerde aklı boşalıyordu. Boynumdaki kısa saçlarımı olan tutuşunu sıkılaştırmıştı ve beni iyice boynuna bastırmıştı.

Emmeyi bıraktım ve loş odada bile gözle görülen kızarıklığa baktım.

Hızımı biraz arttırdığımda Kumsal'ın bedeni bir anlığına kasıldı ve bir inleme bıraktı. Alt dudağını ısırıyordu ve gözleri kapalıydı.

"Rahatla bebeğim."

Acısını unutturmak için onu öpüşmeye çektim. Bir süre sonra alışmış gibi gözüküyordu. Dudaklarımı ayırmadan hızımı arttırdım.

Kumsal aniden öpüşmeyi bozmuştu. Onu altın noktasından vurmam ile beli bükülmüş, göz bebekleri aldığı saf zevkle geriye doğru kaymıştı.

Aynı noktaya arka arkaya vururken bedeni tir tir titremeye başlamıştı.

Ağzından kaçan kesik kesik inlemeleri beni iyice azdırıyordu.

"Lütfen... Daha hızlı."

Zar zor söylediği kelimelere karşılık isteğini yerine getirdim.

Tırnaklarını sırtıma geçirirken kafasını geriye atıp bana boynunu açtı. Küçük öpücüklerimi boynuna kondururken 'o benim' diye içimden geçirdim.

"A-aron"

Diye kekeleyerek adımı söyledi. Bunun sona ermesini istemiyordum.

Dudaklarına sertçe yapıştım. Aynı zamanda içine çok sert bir şekilde girmiştim. Ağzımın içine doğru bir inleme bıraktı.

Boşalmama az kalmıştı. Zevkten dört köşe olmuştum.

"Beni bir kere daha öp."

Dudaklarımızı tekrar sertçe birleştirip kısa bir öpücük daha bıraktım.

"Aaron ben.. az kaldı."

Onun da boşalacağını anlayınca içine ekstra sert bir şekilde girdim. Beli tamamen yataktan havalandı. Son 4 vuruştan sonra inleyerek boşaldım. Onunda aynı şekilde boşaldığını görünce hemen yanına kendimi yorgunlukla attım.

Onun nefes seslerini duyuyordum.

"Nasıl hissediyorsun?"

"İyiyim."

Onu kendime çekip çıplak bedenlerimizi birleştirdim. Yorgunluktan hemen uykuya dalan Kumsal'a baktım. Gülümseyip terli alnına bir öpücük kondurdum.

Ağağağağ sonunda bitti 😌😌
Bu bölümü yazarken ne kadar utandığımı söylememe gerek yok sanırım.
Ayh neyse şu bölümden kurtuldum ya..

Hepinizi seviyorum arkadaşlar♥️♥️

Lanjutkan Membaca

Kamu Akan Menyukai Ini

131K 4.3K 38
İki genç kız. Yedikleri haltlar yüzünden erkek lisesine gitmek zorunda kalırlarsa ne olur? Yeni aşklar? Yeni arkadaşlıklar? Ve gerçekler. Acıtan g...
87.2K 7.3K 35
Vampir/Gizem "Kanında akan karanlığın laneti ve kalbinde aydınlığın ışıklarını taşıyan bir günahsız." Lucie Wizard, hayatını geçirdigi adı pekte bili...
856K 35.6K 33
Maral orman yolunda kaza yapar, ve gözleriyle görmese inanamayacağı şeyler yaşar. Artık doğaüstü bir varlığın tutsağıdır... Bu varlık onu zorla tutup...
63.4K 2.6K 15
Okulda ceza aldığı için Akşam'a kadar okulu temizleyen kız kan dondurucu bir manzara ile karşılaşır.Ama asıl olay kızın hiç korkak olmaması.... Klasi...