-6-

8.1K 398 135
                                    

Multimedia: AARON

Tanımadın mı derken? Onu tanımam mı gerekiyordu. Ben Aaron adında birini hayır tanımıyordum. (Ben hayatımda bu kadar yakışıklı birini de tanımıyordum). Anlamadığımı belli eden gözlerle ona baktım. Benden biraz uzaklaştı ve üzerindeki ceketin kapşonunu kafasına geçirdi.

Ona o şekilde bakarken kim olduğunu anlamam uzun sürmemişti.

Azrail buradaydı. Yada artık ona Aaron mu demeliydim. Peki bu kötü müydü yoksa iyi miydi? Aaron beni buradan kurtarır mıydı? Yoksa beni öldürecek kişi mi olurdu? Emin değildim. Onu tanımıyordum. Hergün görsemde onu gerçekten ilk defa görüyordum. İlk defa kapşonu kafasında değildi. Onun adını az önce öğrenmiştim. Ne hissetmeliydim bu durumda. Mutlu mu korkmuş mu? Bilmiyordum. Kafam çok karışmıştı.

Kapşonunu açtı yüzünü tekrar görmemi sağladı. Bana yaklaşırken konuşmaya başladı. Ellerimi ve ayaklarımı çözdü. Ağzımdaki bandı çıkardı.

"Azrail"
"Merak etme. Seni öldürmiycem. En azından şimdilik."
"Yoksa beni bir yere saklayıp öldürmek için uygun zama..."
"Hayır. Seni saklamak gibi bir niyetim yok."
"Peki ne zaman ölücem?"
"Ben ne zaman istersem."

Bu durumda azraili gördüğüm yerde kaçmam gerekecekti. (Tabi buradan kurtulursam.) Azrail beni öldürmek için peşimdeydi. Nedenini sorgulamayı reddediyordum. Yine şu aptal rüyamdan bahsederlerse sinirden ben kendimi öldürürdüm.

"Şimdi sessizce buradan gitmeliyiz."
"Neden? Ölmiycek miyim?"
"Ölmek mi istiyorsun?"
"Hiç sanmıyorum."

Gideceğimiz sırada aklıma takılan yeni soruyu sordum.

"Neden sessizce gidiyoruz?"
"Yakalanmak istiyorsan ses edebilirsin."
"Anlamadım."
"Bak. Benim şu anda seni öldürüyor olmam gerek. Ama ben bunun yerine seni buradan götürüyorum. Buradan kaçtıktan sonra saklanmamız yani en azından senin saklanman gerekecek. Ve tahmin et bunların hepsi kimin suçu?"
"Kimin?"

Bunu büyük bir merakla sormuştum. Bütün bunlara neden olan kişi kim olabilirdi?

"Tabiki sen."

Dehşetle Aaron'a baktım. (Azrail demeye alışmışken bu biraz garip geliyordu. Hem bunun ismi neden yabancıydı ki.)

"Ama ne..neden?"
"Çünkü cuma günü sana eve git dediğim halde başka sokaklara girdin. Çünkü sana dışarı çıkacağın zaman beni ara dediğim halde aramadın ve kendi başına hareket ettin. Bir kere sözümü dinlesen ölmezsin."

Biraz durup düşündüm. Onu aramamam bu kadar büyük bir sorun olmamalıydı.

"Bana önceden seni aramazsam neler olucağından bahsetseydin arardım. Bana hiçbir şey söylemiyorsun ki. Yeter artık. Neden burdayım? Sen kimsin? Sorularıma cevap ver ya da şimdi git ve bir daha karşıma çıkma!"
"Bunu tartışacak zaman değil. Seni buradan çıkarmam gerek."

Sinirimi yatıştırmaya çalıştım. Sonra tüm bunların hesabını vermeliydi. Ama şuanda buradan kurtulmam gerekiyordu. Peki nereden çıkacaktık.
Aaron elimi tuttu ve beni pencerenin yanına getirdi. Dışarısı karanlıktı. Ne ara akşam olmuştu. Olamaz ya. Annem beni kesecek. Hemen buradan kutulup eve gitsem iyi olacak.

"Eve gidemezsin."
"Ne?"
"Eve gidemezsin diyorum. Seni anında bulurlar."

Ne yapacaktım ben şimdi. Ayrıca bu çocuk ne düşündüğünü çok iyi tahmin ediyor sanırım. Akıl okumak gibi bu saçmalık olamazdı zaten.

Pencereyi açtı. Hayır. Burası çok yüksekti. Atlayamazdık.

"Gel hadi."
"Ne! Cidden atlatacak mıyız?"
"Ne saçmalıyorsun tabiki atlıycaz."
"Yok artık."

MELEZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin