-9-

5.6K 312 50
                                    

Multimedia: KUMSAL

Kumsal'ın odasının önüne gelince sessizce içeri girdim. Daha uyumamıştı fakat içerisi çok karanlıktı ve beni göremezdi. Yatağının hemen yanında son 17 yıldır birçok kez yaptığım gibi avımı izleyerek sabah olmasınını beklediğim koltuğa oturdum.

****

Alarmın çalmasıyla gözlerimi açtım. Bugün okul vardı değil mi? Tamamen unutmuşum. Eh insanın okul aklına gelmeyecek kadar aksiyonlu hayatı olunca böyle oluyor sanırım. Saat 7.00 ydi. Zaten 6.30 da yatmıştım. Sadece yarım saat uyumuşum ama kendimi o kadar da uykusuz hissetmiyordum. Yataktan kalktım ve banyoya gidip hızlıca hazırlandım.

Evden her zamankinden erken çıktım. Servisin gelmesine daha çok vardı bu yüzden okula yürüyerek gitmeye karar verdim.

Bugün günlerden salıydı. Dün de okula gitmemiştim. Devamsızlıklarım başını almış gidiyordu. Ama kendime de hak veriyorum. Son 4 günde neler yaşamıştım. Üstelik yaşadıklarımın hiçbiri mantıklı değildi. Benim yerimde başka birisi olsaydı sanırım şu anda kafayı yemiş durumda bir akıl hastanesine konulmuş olurdu. Sıradan ve sıkıcı hayatım birkaç gün içinde aksiyon dolu ve vampirli bir filme dönüşmüştü. Daha dün birkaç vampir tarafından kaçırıldığıma kim inanırdı ki? Buna ben bile inanamıyordum.
Ya Aaron, ona ne demeli. Onunla kesinlikle bir daha konuşmıycam. Bu kararı neden daha önce almamıştım ki. Ölmek mi istiyordum acaba.
Ölmek kelimesini duyunca aklıma tekrar Akın geldi. Ben bunu nasıl kaldıracaktım. 2 yıldır platonik olduğum çocuğun ölümünü unutabilir miydim.
Ya Yaprak. Lisenin başından beri en yakın arkadaşımdı. Her şeyimi biliyordu ve bende onun her şeyini bildiğimi sanıyordum. En yakın arkadaşımın bir vampir olduğu gerçeği. Peki bununla baş edebilecek miydim?
Bunlar çok ağır şeylerdi. Daha vampirlerin varlığını kabullenememişken etrafının vampirlerle çevrili olduğunu, en yakın arkadaşımın bir vampir olduğunu ve platoniğimi öldürdüğünü öğreniyordum. Hepsi üst üste gelmişti. Okula gittiğimde ne yapıcaktım. Eskisi gibi mi davranmalıydım? Bu bulunduğum duruma biraz saçma kaçardı sanki. Ne diycem ona. Sen bir vampisin. Artık seninle arkadaş olamam mı? Eğer onun bir vampir olduğu doğruysa o zaman bu yaptığım bir aptallık olurdu. Artık bildiğine göre beklememe gerek yok diyip üstüme atlarsa ne yapıcaktım? Gerçi vampir değilse de aptallık olurdu. Ne yapmalıydım. Aaron'a güvenebilir miydim? Her şeyden önce Yaprağın bir vampir olduğuna inanmalı mıydım? Kafam çok karışıktı. Belki de Aaron öldürmüştü Akın'ı. Nereden bilebilirdim ki. Ama Yaprağın evinde duyduğum konuşma. Neden biri gelip bana olanları düzgünce anlatmıyordu ki.

Bunları düşünürken okula gelmiştim bile. Oysaki daha Yaprağı gördüğümde ne yapmam gerektiğine karar verememiştim. Biraz ürkek adımlarla okulun bahçesine girdim. Gözlerim Yaprağı aradı. Ve ister istemez Akın'ı. Alışkanlık olmuştu çünkü. 2 yılım onu izleyerek geçmişti. Fakat şimdi yoktu. Ben ne yapacaktım? Okul artık çok sıkıcı ve boştu benim için. Bahçede Yaprakla karşılaşmayınca okula girdim. Ondan kaçamazdım. Yan yana oturuyorduk. Ve eğer başka bir yere oturursam bir gariplik sezerdi. Sınıfa girdim. Yaprak daha gelmemişti anlaşılan. Pencere kenarındaki yerimi aldım ve beklemeye başladım.
Saate baktım. Zilin çalmasına az kalmıştı ama Yaprak ortalıkta yoktu. Sonunda zil çaldı, hoca geldi. O benim gibi geç kalan birisi değildi oysaki. Merakla günün sonunu bekledim. Daha ne yaşıyacaktım acaba?

Dersin sonlarına doğru bunalmıştım. Biyoloji hocasını dinleyemiyordum. Beynim hiçbir şeyi almıyordu artık. Zaten tıka basa doluydu. Hemde bir ton soruyla. Birde hücre nasıl bölünür problemiyle uğraşamıycaktım. Kesinlikle ilgi alanımda değil. Ne hali varsa görsün.

Yaprak hala gelmemişti. Sanırım bu benim için iyi haberdi. Yarına kadar zaman kazanmıştım. Fakat bir süre sonra her şey çok sıkıcı olmaya başlamıştı. Düşünecek bir Akın yok, konuşacak bir arkadaş yoktu. Okul bundan sonra böyle devam edecekse ben kendimi bir yerlerden aşağı atmalıydım. Sıkıntıyla iç çektim. Etrafıma bakındım. Sınıfımdaki insanların çoğunu tanımadığımı fark ettim. Ben gerçekten hangi dünyada yaşıyormuşum önceden. Gözüm Akın ve Yaprak'dan başkasını görmüyordu. Ama şimdi ikisini birlikte kaybetmiştim. Sonunda zil çalmıştı. 40 dakikalık ders bana yıllar geçmiş gibi gelmişti. Öyleki kendimi yaşlanmış hissediyordum.

MELEZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin