-33-

2.9K 195 64
                                    

Çok mutluydum.

'Çok konuşma işimiz var Kumsal.'

Gözümü açarak ona baktım. Tüm mutluluğumu sömürmüştü bildiğin. Kazıklardan birini tuttum. Bu çok iğrenç olacağı için gözlerimi kapattım ve çektim. Diğerine de aynını yaptım. Aaron ayaklarımın önüne acı bir inlemeyle düştü. Karın boşluğunda iki delik vardı şimdi.

"Çok acıyor mu?"

Yere çömelip yarasına bakmaya çalıştım.

"Boşver. Gel hadi anneni almalıyız."

Zorla yerden kalktı. Ona destek verdim. Bu şekilde çok acı çekiyordu.

"Gelsen de böyle bir işe yaramazsın Aaron. Bana sadece yerini söylesen?"

"Olmaz. Birlikte gideceğiz."

Kötü bir şey olmaması için dua ederek Aaron'ın yürümesine yardım ettim.

Aaron çok yavaş yürüdüğü için on dakika gibi bir sürede varabilmiştik. Gördüğüm gelecek ne zaman yaşanacak bilmiyordum. Belki geç bile kalmış olabilirdik. Çıkış kapısına gelmemize birkaç adım kalmıştı sadece.

"Aaron sen burada bekle lütfen. Daha fazla acı çekmeni izleyemem."
"Kumsal susucak mısın artık? Daha kaç kere hayır demem lazım? Şimdiden iyileşmeye başladıklarını hissediyorum. Yarına bir şeyim kalmaz."
"Ama şuanda bir şeyin var Aaron. Gerçekten bu haldeyken ne yapabilirsin sanki?"
"Sus ve kapıyı aç."

Derin bir nefes aldım. Karşılaşacağım manzaradan korkuyordum. Aaron'ın kapıyı açacağım sırada benden ayrıldığını hissettim. Kapıyı açtığımda bodrumdayken gördüğüm manzarayla karşılaştım. Gözlerim hemen ağacın üzerindeki vampire çevrildi. Annemden gözlerini ayırmıyordu. Ve ben harekete geçeceğim sırada vampir benden önce davrandı. Işık hızında koşmaya başladığını gördüğümde bende anneme doğru koştum. Yalnızca iki adımımda vampir anneme yetişmişti bile ve kucakladığı gibi gözden kayboldu.

Olduğum yerde donup kalmıştım. Bu olanlar gerçek miydi!  Annemi almıştı vampir. Gözlerimin önünde ve ben hiçbir şey yapamadan o gitmişti. Peki ya onun gerçek melez olmadığını öğrendiğinde ne yapacaktı? Annemi öldürür müydü yoksa serbest mi bırakırdı? Gerçi o öldürmeden bıraksa bile beni ilk kaçıran vampirler annemi alıp öldürürlerdi vampirlerden haberi olduğu için. Yani kurtuluşu yoktu. Olanlar bir kabus gibiydi. Dizlerimin üzerine düştüm. Aaron'ın omzuma dokunduğunu hissettim. Ona bakacağım sırada o da beni kucakladı ve hızla olduğumuz yerden ayrıldık.

Bir süre sonra Aaron'ın evine geldiğimizi gördüm. Ben kucağındayken kapıyı açtı ve ardından ayaklarıyla kapattı. Beni kendi odasına götürüp yatağın üzerine bıraktı. Bir süre sonra aklıma tak etti. Aaron'a baktım.

"Sen ne ara iyileştin?"

Bana boş gözlerle baktı.

"Seni oyalamak için yaptığımı gerçekten anlamadın mı?"

"Ne? Ne için oyaladın beni?"

"Annene yetişememen için."

İnanmayarak ona baktım.

"Sen.. neden böyle bir şey yaptın? Onu kurtarabilirdik."

"Hayır. Gözüne kestirmişti ve onu almadan durmayacaktı."

"En azından annemi değil beni almasını sağlayabilirdim!"

"Bende seni almasın diye böyle bir şey yaptım ya zaten."

"Anneme ne olacak şimdi peki ha!"

Bir süre bana baktı. Beynim donmuş gibi hissediyordum. Annemin bir vampirin elinde olmasına inanamıyordum. Her an ölebilir. Belki de çoktan öldü. Ağlayacak gözyaşım bile yoktu artık. Şuan bir bebek gibi annemi istiyorum diye ağlamak istiyordum oysaki. Ben annemsiz nasıl yaşardım? Hayatımda en çok güvendiğim ve sevdiğim insan. Ya annem işte o benim. En çok alıştığım kişi. Her şeyde sırtımı dayadığım kişi.

MELEZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin