𝗔𝗯𝗶𝗹𝗲𝗿𝗶𝗺 𝗺𝗶?

By buneyinkafasiamk

5.9M 304K 215K

Kayra, gerçek ailesine alışabilecek miydi? Daha doğrusu abileri ve kardeşi Kayra'ya ısınabilecek miydi? 17 y... More

Tanıtım
Bir
İki
Üç
Beş
Altı
Yedi
Sekiz
Dokuz
On
On bir
On iki
On üç
On dört
On beş
On altı
On yedi
On sekiz
On dokuz
Yirmi
Yirmi bir
Yirmi iki
Yirmi üç
Yirmi dört
Yirmi beş
Yirmi altı
Yirmi yedi
1 Milyon 🙏🏻
Yirmi sekiz
Yirmi dokuz
Otuz
Otuz bir
Otuz iki
Otuz üç
Otuz dört
Otuz Beş
Otuz altı
Otuz yedi
Otuz sekiz
Otuz dokuz
2 Milyon 🙏🏻
Kırk
Kırk bir
Kırk iki
Kırk üç
Kırk dört
Kırk beş
Kırk altı
Kırk yedi
Kırk sekiz
Kırk dokuz
3 Milyon 🙏🏻
Elli
Elli bir
Elli iki

Dört

130K 6.2K 3.8K
By buneyinkafasiamk

Medya: Efe

🍒

KAYRA'DAN DEVAM:

Hala şaşkınca ona bakıyordum.

Sabah kızıp bağırmıyor muydu bu Efe veleti? Neden gelmişti şimdi?

Yaslandığı pervazdan ayrılarak yavaş adımlarla odaya girdi. Çalışma masasının önünde ki sandalyeye oturdu "Sakın başka bir şey sanma, buraya annemin zoruyla geldim. Yoksa sana meraklı değilim." Dedi kabaca. Yüzü yine o soğuk ve suratsız haline geri dönmüştü. Sanki az önce bana iltifat eden o değilmiş gibi hayranca bakan o değilmiş gibi soğuktu suratı.

Hah!

Sanki ben ona çok meraklıydım.

Sırtımı piyanoma yaslayarak, kollarımı birleştirip ona baktım. "Az önce ki iltifatın için sağol ama şunu bir anla ki bende sana meraklı değilim. İstediğin zaman yani sabah olduğu gibi gelip bana laf yapıp bağırıp çağıramazsın." Dedim.

Kaşlarını çattı.

Eh, hep sen mi konuşacaksın.

"Amacım sana ablalık yapmak değil. Anlıyorum beni istemiyorsun ki benim için hiç sorun değil. Fakat istediğin zaman bana bağırıp çağıramazsın. Diğer kız nasıldı bilmem ama ben buna izin vermem." Diye devam ettim.

Az önce ki soğuk surat ifadesi yerine şok bir ifade yerleşmişti.

İçimden kahkahalar atarak oturduğum yerden kalkıp kendimi yatağa atarak ellerimi kafamın altına koyup tavanı izlemeye başladım.

"Özür dilerim." Dedi bir anda.

Ne?

Şaşkınlıkla ona baktım "Ne için?"

"Sabah için, yani özür dilerim." Anlamsızca suratına baktım. Buraya gelirken biri kafasına saksı falan mı düşürdü acaba?

Omuzlarımı silktim "Dileme, dediğim gibi kendini zorlama. Eğer benden rahatsız oluyorsan birbirimizden uzak duralım. Bu sayede kimse kimseyi kırmaz." Dedim.

Kaşlarını çattı. Gözlerinden anlamadığım duygular geçmişti. Bir süre ona baktım tepki vermesi için ama sadece yüzümü incelemekle yetindi. Hiç onu umursamadan gözlerimi kapadım. Aradan ne kadar geçti bilmiyorum ama uykuya dalmadan önce hissettiğim son şey saçlarımda gezinen bir eldi.

🍒

Somurtarak aynadan kendime baktım. Uykusuzluktan gebermek üzereydim ve bugün lanet olası okul vardı. Okulun zaten kendisi başlı başına bir kötülük abidesiyken üstüne bir de yeni okula gitmek daha berbattı. Ve bundan daha kötüsü ise Baran bugün yoktu.

Maalesef ki dün haber verdiğim için kayıt işlemlerini hemen halledememişti ve yarın gelecekti.

Sinir ve uykusuzlukla göz devirerek ayna da son kez kendime baktım.

Her zaman ki gibi klasik rahat bir kot ve geniş bir tişört giymiştim.

Aynanın önünde ki tarakla belime kadar uzanan saçlarımı tarayarak açık bıraktım. Dün hazırladığım çantamı ve telefonumu alarak odadan çıktım.

Dün sevgi hanımdan öğrendiğime göre evde bir asansör vardı ki iyi ki de vardı. Odam dördüncü kattaydı ulan, sürekli in çık in çık iflahım kurumuştu.

Asansöre binerek hızla aşağı indim. Efe  kapanın önünde bekliyordu. "Sonunda gelebildin!" Dedi ters ters bana bakarak. Anlaşılan o ki asla beni terslemekte bıkmayacaktı ama benim umrumda mı?

Maalesef, hayır.

Portmantodan konverslerimi alarak giymeye başladım diğer yandan gözlerimi deviriyordum. "Sana da günaydın, Efe hazretleri." Dedim kinayeyle.

O bir şey diyemeden sevgi hanım yanımıza geldi "Kendinize dikkat edin çocuklar, tamam mı? Yemeklerinizi de aksatmayın yiyin kesin." Dedi. Gülümseyerek ona baktım. Gerçekten iyi bir anneydi.

Efe bıkkınca "Tamam anne, tamam." Diyerek kapıdan çıktı.

Tekrardan gözlerimi devirip peşinden çıktım. Okula maalesef ki şöförle gidecektik. Ne kadar tek gitmek için ısrar etsemde Cihan bey kesin bir dille beni reddetmiş ve okula her sabah Efe'yle beraber şöförle gideceğimi söylemişti.

Efe'nin arkasından arabaya bindim bende. Seslice bir nefes vererek camdan dışarıyı izlemeye başladım. Birkaç gün öncesine kadar hayatım bambaşkayken şimdi çok çok farklıydı. Tanımadığım insanların evinde kalıyordum. Kardeşim olduğunu bildiğim ama tanımadığım bir veletle okula gidiyordum.

Bunları hazmetmek o kadar zordu ki, düşünmeye başladığımda dipsiz bir kuyunun içine çekiliyordum ve oturup delice ağlamak istiyordum ama kendime bir söz vermiştim.

Ağlamayacaktım.

İyi olacaktım.

En azından kendim için. Abim ve Baran için.

•••

Kapının üzerinde yazan 11/A yazısını baktım. Seslice bir nefes alıp kapıya tıktıklayıp, kafamı içeri uzattım "Hocam girebilir miyim?" Otuzlarının başlarında genç ve yakışıklı sayılabilecek bir erkek hoca vardı. Genişçe gülümsedi "Sen yeni öğrenci olmalısın, gel tabi." Dedi.

Rahatça içeri girip bakışlarımı sınıfta gezdirdim. Sınıfta çıt çıkmıyordu ve hepsinin de tek odak noktası bendim. Arsızca beni süzüyorlardı anlayacağınız.

"Kendini tanıt bakalım, neden ikinci dönem okul değiştirdin?" Diye sordu hoca.

"Kayra So- yani Barutçu." Diye düzelttim. Ağız alışkanlığı işte.

"Barutçu mu? Ünlü barutçularla bir akrabalığın mı var?" Orta sırada oldukça bakımlı süslü sarışın bir kız bu soruyu sormuştu.

İçimden 'Sana ne lan süslü Pakize' diyesim gelse de ilk günden başıma bela almamak için kendimi frenlemiştim.

Omuzlarımı silktim "Her barutçu onlarla akraba mı olmak zorunda? Barutçu soyadını Türkiye birçok kişi kullanıyor." Dedim düz bir ifade ile.

Evet Cihan beyle bunu bir süre saklamaya karar vermiştik. Daha doğrusu ben istemiştim. Psikolojik olarak bu şeye hazır değildim. O da benim kararıma saygı duymuş ve sözde abilerimin gelmesine kadar müsade etmişti.

Abilerimmiş... peh!

Hocaya döndüm "Oturabilir miyim hocam?" Çünkü artık saç diplerime kadar baştan aşağı vücudumu incelemişlerdi ve bu lanet derece de rahatsız ediciydi.

"Tabi arka sıra boş oraya geçebilirsin." Duvar kenarında ki en arka boş sıraya yayılarak oturdum. Hoca ilk gün olduğu için serbest bırakmıştı. Bende en iyi yaptığım şeyi yaparak üzerimde ki bakışları aldırmadan kafamı sıraya koyup kendimi uykunun mükemmel kollarına bırakmıştım.

🍒

Sinirle homurdanarak yüzüme gelen saçlarımı itekledim.

Ne güzel uyuyordum ama sınıfta ki davarların çıkardığı seslerden dolayı uyanmıştım. Tam 4 ders boyunca uyumuşum. Açıkçası planım çıkışa kadar uyumaktı ama ne yalan söyleyim öküz gibi acıkmıştım.

Midemin içinde açlıktan 7.6'lık deprem yaşanıyordu şu an.

Sora sora öğrendiğim gürültülü kantine girdim. Bu ne lan? Bütün okul açlık krizi mi geçiriyordu? Sanki kavimler göçü vardı herkes buraya toplanmış.

Önümde ki insanları itekleyerek kantin sırasına girip beklemeye başladım. Bakışlarımı kantinde gezdirdim. Birkaç kişi beni süzüp yanında ki kişiyle fısıldaşıyordu. Göz göze geldiklerime 'Hayırdır?' Bakışlarımı atıyordum ki allahtan onlarda bakışlarını çeviriyordu. Neyse ki fazla arsız değillerdi.

Sıra bana geldiğinde beni orta yaşlarda tonton bir amca karşıladı. Ona gülümsedim "Amca ben ordan bir karışık tost, iki de çiğköfte ver ama bak çiğköfteler böyle bol acılı olsun. Fena canım çekti ya." Dedim dudaklarımı yalayarak. Amca gülerek kafasını salladı "Tamamdır kızım, başka bir isteğin var mı?" Diye sordu.

"Boş gitmez bunlar tabi bir de iki muzlu süt, dört tane de şu karam çikolatalardan alayım." Dedim sırıtarak.

Geberme yollarında adım adım ilerliyordum.

Amca şaşkınca bana baksa da bir şey demeden dediklerimi hazırlayıp bana uzattı. Parasını ödeyerek, hepsini birden kucakladım. Arkama dönüp kantinin işinde boş bir yer aradım. Lan her yer de tıka basa dolu.

O arada efe veletiyle göz göze geldim. Bir masa da tek oturuyordu. Bak hele bak koskoca masa da tek oturuyor, artist. Neyse yine de yanına gitmeyecektim. Şu an onun terslemelerini dinleyemeyecek kadar açtım.

"Şş, yeni kız! Buraya gelebilirsin!"

Sağ taraftan duyduğum bir sesle refleks olarak o tarafa baktım. Benim yaşlarımda esmer bir çocukla göz göze geldim. Oturduğu masa da iki erkek daha vardı.

Pişmiş kelle gibi sırıttı "Gel güzellik, yemeyiz seni." Dedi.

Güzellik mi?

Öğk. Hangi tarafa kusuyorduk?

Bu sözleri abim ve baran dışında birinden duyunca midem kalkıyordu. Hayır, samimiyetimiz bile yok ne ayaksın sen?

"Kayra!" Bu sefer ismimi tanıdık bir sesten duyduğumda direk oraya bakmıştım. Efeydi. Kaşlarını çatmış o çocuğa bakıyordu. Sonra bana baktı "Buraya gel. Yani boş gelebilirsin." Dedi.

Gitsem mi?

Düşünmeme bile gerek yok. O gerizekalının yanına gitmeyeceğime göre efe şu an en iyi seçenekti. Direk onun yanına doğru giderek yanına oturup kucağımdakileri masaya bıraktım.

"Sağol." Dedim.

Bana değil hala kaşları çatık o çocuğa bakıyordu. Bende o çocuğa baktım. Sırıtarak bana bakıyordu hala.

Yavşağa bak sen.

Hiç çekinmeden orta parmağımı havaya kaldırdım görmesi için. Yüzünde ki sırıtma silinmiş ve kaşlarını çatmıştı angut.

Sırıttım. Ne oldu? Sen bir morardın sanki.

Onu umursamadan tekrar efeye döndüm. Bu sefer sırıtarak bana bakıyordu. Hoşuna gitti herhalde ama ben bakınca sırıtmasını silmişti suratından.

Önümde ki masadan çiğköftelerden birini alarak hunharca yemeye başladım. Diğer çiğköfteyi gösterdim "Ostor moson?" Diye sordum Efe'ye.

Sonuçta göz hakkı diye bir şey vardı. Canı felan çekmiştir.

Kafasını iki yana salladı "Kalsın istemez ayrıca sen ilk önce ağzındakini yut da öyle konuş." Ağzımda ki koca lokmayı yutarak ona baktım. "İstesende vermeyecektim zaten. Nezaketen sorayım dedim."

İnanamayarak bana baktı.

Bende onu takmadan hunharca yemeye devam ettim. Bu bitince diğer çiğköfteyi de muzlu sütümle beraber mideye gömdüm.

İkisinin tadı beraber efsane oluyordu. Çiğköfte ve muzlu süt. Müthiş ikili.

Efe'nin şok olmuş bakışlarıyla beraber tostumu yemeye başlayacakken masaya iki tane velet geldi.

"Ooo bakın buralarda kim varmış. Barutçuların küçük piçi. Ne o yanında ki sevgilin mi? Güzel kızmış."

Whaattt? Lan ben o kadar küçük mü duruyorum?

Ağzım açık karşımda ki velete bakarken Efe bir anda ayağa kalkıp çocuğun yakasına yapıştı. "Ne diyorsun lan sen?! Ağzından çıkanlara dikkat et yoksa öldürürüm seni Cem." Dedi bağırarak.

Kantindeki herkes susmuş onlara bakıyordu. Üst sınıflar alayla onlara bakarken bazıları endişeyle bakıyordu.

Lan bebe bunlar bebe. Gelmiş kavga ediyorlar bir de.

Cem denen varlık bir anda Efe ye yumruk atmasıyla hızla oturduğum yerden kalktım. Lan, kime vuruyor bu aptal?

Efe'ye baktım. Dudağı patlamıştı. Elinin tersiyle dudağını silip o da bir tane çaktı diğer çocuğa.

Ulan bu okulda öğretmen, müdür yok muydu?

Cem denen varlık tekrar Efe'ye vuracakken araya girerek havada ki elini tuttum. "Ne yapıyorsunuz lan siz, ergenler. Okul burası okul! Dingonun ahırı mı!?" Dedim bağırarak.

Ne kadar kabul etmesem de Efe veletine vurması sinirime dokunmuştu. Neyin kafası bu yani? Eşkiya mısınız siz?

"Sen çekil şurdan, sürtü- Ahh!" O sözcüğü tamamlayamadan avucumun içinde ki elini sıkıp ters çevirdiğim için susmak zorunda kalmıştı.

"Bir, terbiyeli konuşmayı öğren. İki, senden büyükler için extra olarak terbiyeli konuşmayı öğrensen iyi edersin, küçük velet. Ve son olarak bir daha Efe'ye karıştığını görürsem küçük falan demem bu elini yamultmakla kalmayıp kırarım!"  Diyerek yere doğru fırlattım.

Offf ama nasıl havalıyım.

Kendi kendime sırıtarak arkama dönüp Efe'ye baktım. Şaşkınlıkla öylece donmuş yerdeki çocuğa ve bana bakıyordu.

Gözlerimi devirdim. Masanın üstünde duran çikolatalarımı alarak, onu kolundan tutup kendimle beraber kantinin çıkışına doğru ilerledim.

Çikolatalar önemli tabi, o kadar para verdim aq.

Hala şaşkın olduğu için ben sürüklemek zorunda kalıyordum. Öküz gibi de cüssesi vardı. Nasıl 15 yaşındaydı bu çocuk? Benden uzun ulan!

Gözlerimi devirdim.

Aslında şaşırmakta haklıydı.

Bende kendimden böyle bir atak beklemiyordum ama konu Efe değildi. Kim olsa aynı tepkiyi verirdim bir kere ben!

•••

• Nasıldı?

•Diğer bölüme kadar byeeess! ☘️

Continue Reading

You'll Also Like

326K 28.2K 17
Sertçe yutkundum ve kısık çıkan sesimle "Çok acıyor mu?" diye sordum. "Evet ama senin ölmüş olman daha çok acıtıyordu." dedi. Gözlerimin dolmasına en...
1.3M 48.6K 52
DİKKAT: ÖĞRETMEN ÖĞRENCİ KURGUSUDUR +18 VARDIR RAHATSIZ OLACAK OKUMASIN. Defne çocuk ruhlu biridir. Bir akşam canının sıkıntısı ile anonim bir uygul...
5.9M 193K 98
Karan Haznedaroğlu. 27 yıldır her istediğini elde eden, sadece adıyla bile bütün kapıları açabilecek bir adam. Şimdi her şeyden çok istediği bir şey...
1M 60.9K 41
Ayağa kalkıp göz yaşlarımı sildim. Gözlerim son kez baktı ardından. Son kez seslendim adını. Bana öyle bir yara bırakmıştı ki, asla affetmeyecektim o...