𝗔𝗯𝗶𝗹𝗲𝗿𝗶𝗺 𝗺𝗶?

By buneyinkafasiamk

5.9M 304K 215K

Kayra, gerçek ailesine alışabilecek miydi? Daha doğrusu abileri ve kardeşi Kayra'ya ısınabilecek miydi? 17 y... More

Tanıtım
Bir
Üç
Dört
Beş
Altı
Yedi
Sekiz
Dokuz
On
On bir
On iki
On üç
On dört
On beş
On altı
On yedi
On sekiz
On dokuz
Yirmi
Yirmi bir
Yirmi iki
Yirmi üç
Yirmi dört
Yirmi beş
Yirmi altı
Yirmi yedi
1 Milyon 🙏🏻
Yirmi sekiz
Yirmi dokuz
Otuz
Otuz bir
Otuz iki
Otuz üç
Otuz dört
Otuz Beş
Otuz altı
Otuz yedi
Otuz sekiz
Otuz dokuz
2 Milyon 🙏🏻
Kırk
Kırk bir
Kırk iki
Kırk üç
Kırk dört
Kırk beş
Kırk altı
Kırk yedi
Kırk sekiz
Kırk dokuz
3 Milyon 🙏🏻
Elli
Elli bir
Elli iki

İki

138K 6.1K 5.2K
By buneyinkafasiamk

Medya: Kayra

🍒

Yaklaşık yarım saatlik gergin geçen bir yoldan sonra içinde bulunduğumuz lüks araba bir villaya giriş yapmıştı. Bir dakika, burası villa değil büyük ihtimalle malikane falan olmalıydı.

Bu ne abi? Bütün sülale bu evde mi kalıyor?

Araba durduğunda sırayla indik. En son ben indim. Sevgi hanım gülümseyerek bana döndü "Evine, hoşgeldin kızım." Dedi.

Yüzümü buruşturarak ona baktım. "4 kişi bu koca büyük evde nasıl yaşıyorsunuz?" Diye sordum.

Tamam bizimde maddi durumumuz kötü değildi iki katlı müstakil bir evde oturuyorduk. O baba denilecek adam avukattı ve iyi bir gelirdi vardı ama bu, bu bildiğimiz filmlerde bulunan evlerden, pardon malikanelerden biriydi.

Cihan bey gülümsedi "Aslında bu evde 4 kişi yaşamıyorduk. Yani bir süre önceye kadar öyleydi ama haklısın uzun zamandır 4 kişi yaşıyoruz." Tek kaşımı kaldırarak ona baktım. "Normalde kaç kişi kalıyordunuz?"

Gülümseyerek elini sırtıma koydu "İlk önce içeri girelim sonra uzunca konuşuruz, kızım." Dedi. Kafamı sallayarak onayladım.

Efe, denilen kardeş müsveddesi velet bana ters ters bakarak önden eve girdi.

Zaten ilk duyduğumda bir şok etkisi yaşamıştım, bir de üstüne triplerini çekiyordum.

Her zaman evin en küçüğü olan ben, şimdi benden iki yaş küçük erkek kardeşim olduğunu öğreniyordum. Bir kardeş fikri kötü değildi ama anlaşabileceğimizi sanmıyordum. Çünkü benimle tek bir diyalog bile kurmamıştı. Sadece bana bakıp ters ve soğuk bakışlar atıyordu.

Allah'ın veledi.

Sanki ben çok memnunum bu durumdan.

Hala olayın şoku içerisindeydim. Büyük ihtimalle patlama noktasını gece yatağa girdikten sonra yaşayacaktım.

Evden içeri adım attığımızda kapıda bizi orta yaşlarda kıyafetinden anladığıma göre bir hizmetli karşıladı. "Hoşgeldiniz efendim." Hepsi ceketlerini çıkartıp kadına verdi. Sonra bana döndü "Sizde evinize hoşgeldiniz küçük hanım. Ben Derya, bu evin baş hizmetlisiyim. Montunuzu alabilir miyim?" Dedi sevecen bir şekilde.

Yüzümü buruşturdum "Sadece Kayra, yeterli." Diyerek ceketimi çıkartıp ona uzattım. Senden yaşlarda büyük birinin sana hanım demesi tuhaftı. Gülümesi daha da büyümüştü. "Peki, kızım."

Sevgi hanım ve Cihan beye döndüm. Gülümseyerek bana bakıyorlardı. "Hadi içeri girelim o zaman." Cihan bey tekrar elini sırtıma koyarak beni yönlendirdi.

Büyük, şaşalı oturma odası olduğumu düşündüğüm bir odaya girdik. Odanın çoğu yerinde duvarlara asılı fotoğraf çerçeveleri vardı. Birkaç tane de televizyon ünitesinde vardı.

Sanırım fotoğraf çekilmeyi baya seviyorlardı.

Tek koltuğa ilerleyerek sakince oturdum. Efe denilen velet benden en uzak koltuğa otururken, Sevgi hanım ve Cihan bey karşımda ki büyük koltuğa oturmuştu.

Birkaç dakika öylece bakıştık.

Artık bu bakışma sinirlerimi bozduğu için "Nasıl onun sizin kızınız olmadığını anladınız?" Diye soru attım ortaya. Sonuçta sabahın köründe kapımıza dayanan onlardı. Demekti bir şekilde haberleri olmuş ve araştırmışlardı.

"Bu nasıl söylenir bilmiyorum ama aslında bizim birkaç düşmanımız var kızım ve bu bilerek yapılmış bir şey. Bizde yaklaşık bir hafta önce öğrendik. Yapan kişi eski zamanlarda bizim rakip şirketin sahibiymiş. İhalede kaybedince şirket batmış ve böylece bir intikam almaya karar vermiş."

Ağzım açık kalmıştı.

Siktir, kesinlikle bir dizinin ya da filmin ortasındaydım. Şaka gibiydi, cidden aptalca bir eşek şakası gibiydi.

Nasıl bir intikam bir çocuğu değiştirmeye bedeldi? Bu, buna intikam bile denmezdi.

Ellerimi saçlarıma geçirerek derin bir nefes aldım. "Şimdi ne olacak? Hiçbir şey olmamış gibi sizinle mi yaşayacağım? Kızın. Sonuçta o sizin kızınızda ve 17 yıl boyunca onu siz büyüttünüz. Vazgeçmek bu kadar kolay mı?"

Aslında şaşırmamam gerek ... zaten 17 yıldır ailem bildiğim insanlarda benden vazgeçmişti.

"Bizden vazgeçmek ve gerçek ailesinin yanına gitmek İrem'in kararıydı, kızım. Onu yanımızda tutmaya zorlayamayız. Zaten aramız hiçbir zaman gerçek bir baba kız gibi olmamıştı. İrem, biraz farklı bir kızdı..." durdu cihan bey.

Kaşlarımı çattım "Nasıl yani?" Diye sordum.

"Hiçbir zaman ablalık yapmayan, ailesini sevmeyen, burnu havada, bize kötü davranan iğrenç bir insandı. Ve sende öylesin!" Efe'nin ani bağırışıyla kaşlarım daha da çok çatmıştım.

"Efe, üslubuna dikkat et o senin ablan." Diye uyardı sevgi hanım. Efe hızla ayağa kalktı, parmağıyla beni gösterdi "O, hiçbir zaman benim ablam olmayacak!" Diye bağırdı. Sinirle bana bakarak hızlı adımlarla odadan çıktı ve gitti.

Ergen velet seni.

Ben bile bu kadar değildim lan. Yazık, yazık büyüklere karşı saygı, sevgi kalmamış. Arkasından yaşlı teyzeler gibi kınayıcı bakışlarımı yollayarak tekrar karşımdakilere söndüm.

"Kısaca özetlemek gerekirse, İrem'le aramız pek iyi sayılmazdı, kızım. Evet üzüldük, sonuçta 17 yıl boyunca iyi kötü onu biz büyüttük ama kararınada saygı duymak lazım. Bizim için şu an ondan daha önemli olan şey sensin. Velayet davası açıldı bile, yarın resmen bir barutçu olacaksın."

Ne diyebilirdim ki? Asi ergenler gibi sizi istemiyorum triplerine girsem gidecek yerim yurdum yoktu. Bu zamana kadar beni yetiştiren ailem beni istemezken, daha 2 saat önce varlığımı öğrenen kadın ve adam bana kucak açıyordu.

Alışmaya çalışacaktım. Sanırım, yani umarım.

"Efe'yi sorun etme. Biraz duygusaldır, abileri gittiğinden beridir iyice asileşmeye başladı." Dedi sevgi hanım.

"Abileri mi?"

Yok daha, bir de abim mi vardı?

Sevgi hanım gülümseyerek kafasını salladı. "Evet, şu an burada yoklar ama fotoğrafları var bir dakika..." ayağa kalkarak duvarda asılı olan bir çerçeveyi eline alıp yanıma oturdu.

"Biliyorum, belki biraz şaşıracaksın ama tam 5 tane abin var, kayracığım."

Siktir... ne?!

Dehşetle ona baktım  "Şaka?"

Lütfen şaka olsun, biri şaka desin. Acil!

Gülümseyerek kafasını iki yana salladı. Çerçeveyi gösterdi. Fotoğrafta küçük velet Efe dahil tam 6 erkek vardı.

"Bak bu en büyük abin yani poyraz abin. 28 yaşında. Seni ilk gördüğümde direk aklıma poyraz geldi. İkinizde bana çok benziyorsunuz..." parmağıyla hepsinden daha büyük duran, esmer, hafif kirli sakallı olan adamı gösterdi. Gülümsemiyordu bile öylece kameraya bakmış gibiydi.

Haklıydı, dış görünüş olarak benziyorduk ama ben daha beyaz tenliydim

"Bu ikincisi Ateş abin. 26 yaşında." Poyraz'ın hemen yanında esmer ama yeşil gözlü olan çocuğu gösterdi. Gözleri Cihan beyden esmerliğini ise sevgi hanımdan almış gibiydi. "Üçüncümüz Aral abin, o da 25 yaşında ve kendisi doktordur. Dördüncümüz Adal 22 ve bu da son abin Demir o da 20 yaşında."

Üçünü de tek tek gösterdi. Üçü de sarışın- kumral arasıydı ve üçünün de gözleri küçük velet Efe gibi masmaviydi.

Benim neden mavi değil?

Sanırım Cihan bey'in bütün iyi genlerinin nereye gittiği belli oldu...

Ulan... 5 tane biyolojik abim mi vardı şimdi? 5 abi ne aga? Nasıl bir kabusun içine düşmüştüm ben?

Onu da geçtim tam 7 çocuk... sen bu incecik bedenle nasıl doğurdun bu kadar çocuğu be kadın?

"Peki hiçbiri burada yaşamıyor değil mi?" Diye sordum.

4 kişi yaşıyoruz dedi. Demek ki burada değiller.

Yüzünde ki gülümseme soldu. "Normalde bu evde hep beraber yaşıyorduk. Geçen iki ay önce evde büyük bir tartışma yaşandı. Büyük abin ve İrem arasında. Zaten hiçbir zaman anlaşamazlardı. Abilerini sevmiyordu ve birazcık kötü davranıyordu. Daha sonra poyraz ve Ateş yurt dışında ki şirketimizi yönetmek için oraya gittiler. Aral, Adal ve Demir abinde orada ama onlar geçici bir süre için oradalar, üniversiteleri henüz açılmadı. Bir haftaya gelecekler. Aral abinse yıllık iznini kullandı o da gelecek."

Aile bak ulan dallas gibi hayatları vardı.

İrem denen kız ne yaptı da bunları evden kaçırttı acaba? Tuhaf...

"Bu olaylardan haberleri var mı?" Cihan bey kafasını salladı "Evet, haber verdik ama nasıl söylesem bilemiyorum ama bir kız kardeş fikrine pek sıcak bakmıyorlar Kayra. Yani bu eve geldiklerinde eğer sana kötü davranırlarsa lütfen onları umursama, ben onlarla konuşacağım. İrem'le çok tartıştıkları için seni de öyle biri olacağını düşünüyorl-"

Gözlerimi devirerek karşımda gergince açıklama yapan Cihan bey'i susturdum "Cihan bey, gerçekten beni sevip sevmeleri ya da kabul etmemeleri umrumda değil. Benim zaten bir abim var. Beş tanesine daha gerek yok." Diyerek fotoğrafı kendimden uzaklaştırdım.

Beni istemeyeni ben hiç istemem.

Hiç kimse de bana kötü davranamazdı. Neyin kafası lan bu? Bir kız size kötü davrandı diye herkes mi öyle olacak? Geri kafalılar!

"Öyle deme kızım. Emin ol onları da seveceksindir. Onlarda sana alışacaktır. Sadece biraz zamana ihtiyacımız var. Hepimizin."

Dilimi kuruyan dudaklarımın üzerine gezdirerek oturduğum yerde dikleştim. "Dediğim gibi Sevgi hanım, beni istememeleri sorun değil. İstediğim tek şey az önce oğlunuz tarafından maruz kaldığım muameleye maruz kalmamak."

Kimsenin saçma triplerini çekmeye gelmemiştim buraya. İstemiyorlarsa da saygı duymaları gerekiyordu.

Hem canıma minnet zaten bir tane canavar abiyle zar zor götürüyorduk böyle daha iyi olmuştu.

Onlar bana hüzünle bakmaya başladığında bakışlarımı kaçırarak ayağa kalktım. "Nerede yatacağım ben ve eşyalarımı ne zaman alabilirim?"

Sevgi hanım ayağa kalktı. "Eşyalarının hepsi korumalar tarafında getirildi. Aslında ben gerek duymadım zaten her şeyin yeni ama istersin diye yine de getirdik..." odadan çıkıp merdivenleri çıkmaya başladık.

Eşyalarım bile gelmiş... daha eve adım atalı iki saat olmadı be.

"En alt kata inmemize gerek yok orada boş yani misafir odalarımız var. Bu ilk kattın son odası bizim çocukların oyun odası, şu oda spor salonu hemen yanında ki çalışma odaları ve son olarak bu odada kütüphane. Ne zaman istersen, kullanabilirsin."

Evde sinema odası bile vardı, kaçıncı seviye acaba bu?

İkinci kata çıktık. "Bu katta Baban ve benim, bir de Efe'nin odası var. Şu gri renkli kapı Efe'nin ki." Kafamı sallayarak onayladım.

Bir kat daha çıktık yani üçüncü kata. "Bu katta Aral, Adal ve Demir'in odası var. İrem'in odası da bu katta ama o odayı istemeyeceğini düşündüğümüz için sana üst katta ki boş odayı ayarladık."

Dördüncü ve son kata çıktık "Bu katta sadece Poyraz ve Ateş'in kendi odaları ve onların çalışma odaları vardı. Şu boş odayı ise senin odan yapmaya karar verdik..." odanın kapısını açtığında önden girmeme izin verdi.

Oda... gerçekten mükemmeldi.

"Odanın içinde banyo ve giysi odası var. Eşyaların yerleştirildi kızım. Umarım beğenmiştirisin odanı." Gülümseyerek bana baktı. Üzülmemesi için hafifçe tebessüm ettim "Teşekkür ederim, beğendim."

"Ben seni yalnız bırakayım." Deyip odadan çıktı.

Sonunda.

Kendimi hızlıca çift kişilik büyük yatağın üzerine attım. Bakışlarımı koca odanın içerisinde gezdirdim.

Hayatım gerçekten alt üst olmuştu, değil mi?

Göz yaşlarım tek tek akmaya başladığında silme gereği duymadan akmasına izin verdim. Bu son ağlayışım olacaktı ve bir daha asla bu konu için ağlamayacaktım.

Beni yetiştiren ailem beni zerre umursamazken onlardan ayrıldığım için isyanlara bağlayamacaktım. Gerçi zaten bağlayamazdım. Depresyon benlik değildi. Depresyona girsem bile en fazla yarım saat sonra unutur tekrar normal halime dönerdim herhalde.

Güldüm kendi kendime. İyi olacaktım.

Abim vardı hem. Bir de canımdan çok sevdiğin arkadaşım Baran vardı. Eh, bir de gerçek ailem işte.

Sadece alışmayı deneyecektim. Çabalayacaktım. Onların çabasının farkındaydım. Bu yüzden kırmadan dökmeden onlara bir şans verecektim.

Eğer alışamazsam ise çıkar giderdim, yakında on sekiz olacaktım zaten.

Derin bir nefes alarak yataktan dikleştim.

Şu an istediğim tek şey güzel bir duş alıp 24 saat boyunca hiç uyanmadan uyumak. Zaten 2 gün sonra okullar açılacaktı. Şu an yarı yıl tatilindeydik. İkinci dönem başlayacaktı yani.

Bir de okuldaki salakların çenesini dinleyecektim.

Oflayarak elimle kafama vurdum.

O kadar boktan bir olaydı ki neye dert yanacağımı şaşırmıştım!

•••

Nasıldı?

Kitabı okuyan birleri var mı kdkdkdkdkdkf

Neyse, diğer bölüme kadar byeees ☘️

Continue Reading

You'll Also Like

2.3M 74K 58
İtalyan bir mafya... Başka açıklamaya gerek var mı? Ters köşelere doyamayacağınız. Her an şaşırarak sürükleneceğiniz bir kitap hayal edin.. Sonra oku...
326K 28.2K 17
Sertçe yutkundum ve kısık çıkan sesimle "Çok acıyor mu?" diye sordum. "Evet ama senin ölmüş olman daha çok acıtıyordu." dedi. Gözlerimin dolmasına en...
2.2M 135K 60
pabucumun bayboyu Ayşen: Ama senin gibi tiplerden hoşlanmam. Ayşen: Senin gibi tipler dediğim. Ayşen: Kötü çocuk gibi takılan. Ayşen: Zeki ve çalışk...
1.7M 100K 61
Ulaş: Ev alma, komşu al demişler. Işık: Öyle mi demişler. Ulaş: Öyle demişler. Alacağım seni kendime. Mecburuz.