23

202 14 1
                                    

multi ; Berk

Severek okuyun emi. Seviliyorsunuz 💕İyi okumalar.








Beynim uyansa bile göz kapaklarımı açamıyordum. Barışların konuştuklarını da duyabiliyordum. " Bulmamız lazım Emir. Eşyalarını kokla bir şeyler yap." diye bağırdı Barış.

Gözlerimi zar zor açıp Barışlara baktım. Beyza oturduğu yerden kalkıp yanıma geldi. " Kuzum iyi misin ?" diye sordu. Sorduğu soruyu es geçerek " Bir şey bulabildiniz mi?" diyip çocuklara baktım.

Hiç biri bir tepki vermedi. Yattığım yerden kalktım. Beyza yanıma oturup sırtımı sıvazladı. Ayazda diğer yanıma oturup " Merak etme. Bulucaz onları." dedi.

Barışlar yukarı çıktığında Beyzayla salonda ikimiz kaldık. Ne konuşcak halim vardı ne de dinlicek halim vardı. Beyza yanımda konuşsa bile ona odaklanamıyordum. Yanımdan kalkıp mutfağa geçti.

Masanın üstünde duran telefonumu alıp Eceyi aradım. Açarmıydı emin değildim. Ama şansımı denemek istedim. Bir kaç kez çaldıktan sonra telefon açıldı.

" Daha önce aramanı beklerdim Durucuğum." dediğinde başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Arkadan homurdanmalar duyduğumda Ateşlerin yanında olduğunu anladım. " Ona sakın dokunma." dediğimde güldü. " Keşke daha önce söyleseydin. Çoktan dokundum bile." dedi.

Gözlerimden istemsizce yaşlar aktı. " Lütfen Ece. Onlara bir şey yapma." dedim. " Ama güzelim. Ne olduğu belli bile olmayan bi insan için ağlanır mı hiç ?" dedi. Beni alaya alması daha çok sinirlendirmişti beni. Ama Ateşler onun elindeyken diklenemezdim ona. Ben cevap vermeyince " Sevgilinin sesini duymak ister misin ?" dedi. Daha çok ağlamaya başladım. Sanki bu sabah sesini duymamış gibiydim.

" Duru'm sakın ağlama" dediğinde ağzımdan istemsiz bir hıçkırık kaçtı. " Yapma böyle güzelim. Ben iyiyim. Kendinizi tehlikeye atıcak bir şey yapmayın. Yağızla Yiğitte iyi." dediğinde Ece araya girip " Seni kandırıyorlar Durucuğum. Kapattıktan sonra sana fotoğraflarını atarım. Hepsinin hali perişan." dedi. Ateşin hırlama sesini duydum.

Ece " Şimdi kapatıyorum. Daha sonra istersem ararım. He şunuda belirtiyim ; eğer bunları kurtarmak için gelirseniz masum falan dinlemem Duru. " diyip kapattı. O kapatınca bende az buçuk tuttuğum göz yaşlarımı saldım.

Telefonumun titremesiyle Ecenin gönderdiği fotoğrafa baktım. Gerçekten üçüde perişandı. Yüzleri gözleri kan olmuştu. Ve kablolardan anladığım kadarıyla elektrik veriyolardı.

Barışlar da aşağı indiğinde fotoğrafı gösterip Eceyle konuşmamızı anlattım. Emir " Lan bi elime geçse kadın madın dinlemeden..." derken Barış sözünü kesip " Sakin olup düşünmemiz lazım." dedi. Haklıydı.

Berk telefonu tekrar eline alıp fotoğrafı inceledi. Evire çevire fotoğrafa baktıktan sonra " Ee burası Rizede." dedi. Hepimizin dikkati ona çevrilmişti. Ayaz " Nasıl yani ? Neresi burası ?" diye sordu. Berk " Tersane burası işte. Yağız ilk dönüştüğümüz zaman götürmüştü bizi. Hatırlasanıza ya. Tenha bir yerdi." hepimiz yüzüne mal mal bakarken oflayıp " Hazırlanın çıkalım." dedi ve kalktı.

Bizde hazırlanıp kapının önünde Barışı bekledik. İki spor çantasıyla aşağı indiğinde amaç ne dercesine yüzüne baktık. Barış ilk çantasını gösterip " Bunda ilk yardım malzemesi falan var." dedi ve diğerini gösterdi " Bunda da ben insan olduğum için bazı silahlarım var." dedi.

Sercan " Daha fazla katlanamam." diyip arabaya bindi. Sarpta Barışın yanına gidip " Nasıl silahlar lan?" diye sordu. Barış tam çantasını açıp silahları göstericekken Ayaz " Hadi be oğlum. Çocukların orda canı çıkıyor sen burda silah bakıcam diyon kardeşim ya." dedi.

Hep birlikte arabaya binip yola çıktık. Tershanenin önüne arabadan indik. Barış " Ses çıkarmamaya çalışın lütfen." diyip önden yürümeye başladı. Bizde arkasından.

Ayaz " Kokusunu alıyorum." dedi. " Ne taraftan gidiyoruz yani ?" diye sordu Beyza. Ayaz havayı tekrar koklayıp önden ilerledi. Ecenin sesini duyduğumuzda kapı boşluğundan baktık.

" Ne yani Yağız beni kırıcakmısın ?" elindeki elektrik çubuğula boynuna doğru ilerledi. " Onca yaşadığımız şeyden sonra ? " dediğinde hepimiz dönüp birbirimize baktık. Eliyle işaret verdiğinde Ateşin vücuduna elektrik verildi.

Barışa dönüp " Daha fazla bekleyemeyiz." dedim. Barışta onaylayınca hep beraber içeri girdik. Ece bizi görünce hiç şaşırmamıştı. Tek tek bize bakıp " Geciktiniz. Daha erken çözmenizi bekliyordum. Hanginiz çözdü ?" diye sordu.

Sercan " Kes goygoyu Ece. Sorun çıkmadan halledelim şu meseleyi." dedi. Ece Yiğit Yağız ve Ateşin etrafında tur atıp belindeki silahı çıkardı.

" Böyle konuşmak yakışıyor mu sana Sercan ?" dedi ve silahı Ateşin başına dayadı. " Kurt adamların iyileşme özelliği vardı. Acaba kafalarından vurulduklarında da iyileşirler mi?" dedi. Barış bir adım öne çıkıp " Ece sakın böyle bir şey yapma." dedi.

Ece Ateşin başından silahı çekip bize doğru bir kaç adım attı. Başını sağa doğru yatırıp " Barıııış. Bu grubun başından beri en masumu. Ve tek insan kalanı." dedi.

Sarp bizden ayrı bir şekilde arka taraftan dolaşmıştı. Ece bizle konuşurken Sarp Yağzıları çözmeye başladı.

" Bunların arasında işe yaramamak zoruna gitmiyor mu? Hepsinin özel yetenekleri var. Güçlüler. Sen ise zekanla bunların arasında tutunmaya çalışıyorsun." dedi. Barışın üzerine oynuyordu aklınca. " Sürü ailedir diyosunuz. Sen bu sürünün neresindesin Barış ?" diye devam etti.

Barış gülüp " Plan kısmındayım. Dediğin gibi zeki bi insanım." diyip Ecenin arkasını gösterdi. Sarp Ateşleri çözmüştü.

Ece yavaşça arkasını döndüğünde 3 kızgın yüzle karşı karşıyaydı. Ama ne panikledi ne de bir hamle yaptı. Tekrar bize döndüğünde " Bunu yapmanızı bekliyordum zaten." dedi. Sonra bana dönüp " Masumlara zarar vermem demiştim sana. Ama notumda karşıma çıktığında da ayağımın altından çekerim demiştim." diyip silahını kaldırdı ve ateşledi.

Ses boş tersanede yankılanırken kime sabit ettiğini çözmeye çalışıyorduk. Ya Beyza ya ben ya da Barış olmalıydı çünkü biz Ecenin gözünde masumduk.

Göğüsümün alt kısmında bir yanma hissettim ve elimi oraya götürdüm. Elime tekrar baktığımda kırmızı sıvıyı görmeyi beklemiyordum. Tekrar Ece baktım ve yere yığıldım.

Barış ve Ateş hemen yanıma geldi. Ateş beni kucağına doğru çekip sarıldı. Göğsündeki teklemeyi hissedince ağladığını fark ettim. Başını kaldırdığında " Lütfen dayan. Benim için dayan." diye fısıldadı. Barış üstündeki tişörtü çıkarıp vurulduğum yere baskı yapıyordu.

Canımın yanması gerekiyordu değil mi? Ama hiç acı çekmiyordum. Yağızlar Ecenin peşinden gitmişti. Gözüm Beyzayı aradığında duvarın dibine çökmüş şoka girmişti.

Barışın bastırdığı tişörtü tutup " B-beyzanın yanına g-git" dedim. Barışında gözleri dolmuştu. Başını sağa sola sallayıp tişörtü tutmaya devam etti. Ateş ellerini yüzüme koyup " Konuşma. Hastaneye gidicez tamam mı ? İyi olucaksın." dedi. Sanki beni değil kendini inandırıyordu.

" Emir arabayı getir." diye bağırdı. Barış tişörtü biraz daha bastırınca canım acımıştı. Tişört beyazdan kırmızıya dönüştü. Ve yara kanamaya devam ediyordu. Ateş üstündeki gömleği ve tişörtü çıkartıp Barışa uzattı.

Görüşüm bulanıklaşmaya başlamıştı. Kanlı elimi Ateşin yanağına koyup " Üzülme. Sürü her şeydir. Bunu unutma. S-seni seviyorum." dedim ve gözlerim kapandı. Nefesim kesildi...










- BÖLÜM SONU-

Umarım beğenmişsinizdir. 💚

Özel Üçgenler Where stories live. Discover now