Sosyetik Güzel - 47. Bölüm

5.3K 296 15
                                    

Merhaba, oy ve yorumlarınızı eksik etmezseniz sevinirim. :) 

Keyifli Okumalar. :)

Bölüm sonuna Lara ve Erkan görselleri bıraktım. <3

İYİ BAYRAMLAR :)

***

Erkan'ın o günkü tavrı net ve tavizsizdi. Bir açıklama yapmasına bile müsaade etmeden Alice'i öylece hayatımızdan çıkartmıştı. Haklı olmasına haklı olduğunu biliyordum ama içimden bir ses bu zamana kadar Alice'in ona karşı tek bir kötü hareketi bulunmadığından dolayı mantıklı bir açıklamasının olabileceği yönündeydi. Daha geçen, bundan iki üç hafta öncesine kadar onu dinlemediğim için yargısız infazla beni suçlayan adam bugün kardeşini dinlemeye tenezzül etmiyordu. Alice'in gitmesiyle hayatımda koca bir boşluk oldu. Bunu benden daha çok Erkan hissetmiş olmalıydı. Kafeyle ilgilenmeye başlayan oydu. Yakında tabelayı da kaldıracağını söylüyordu ama unuttuğu bir şeydi. Bu kafe "Alice'in Harikalar Mutfağı" adıyla özel ve güzeldi, kafeyi var eden her gün o arka fonda çalan Sertap Erener şarkıları, Alice'in sıcaklığı ve elinin lezzetiydi. Bunlar olmadan ne kadar süre idare edebilirdi ki? Düşündükçe durum içinden çıkılmaz bir hal alıyordu. Hayatımız bir anda freni patlamış araba gibi yokuş aşağı gidiyordu. Bunca sorunun arasında hangisi ile boğuşacağımızı şaşırmıştık. Salondaki kanepede Erkan'ın kollarında uzanırken başımı kaldırıp ona baktım. Şu ara fazla gergindi. Her şey o kadar üst üste gelmişti ki ikimizin de sinirleri bozuktu. Bazen bu halde olmamız bana yanlış yolda olduğumuz hissi veriyordu. Aşkın büyüsüyle hayatımızın bir anda tozpembe bulutların üzerinde olacağını, filmlerdeki gibi o bol kahkahalı, birbirimize bir şeyler yedirdiğimiz, tatlı yastık savaşları yaptığımız ve sanki dünya umurumuzda değilmişçesine sabah akşam seviştiğimiz günler olacağını beklemek çok mu aptalcaydı? Neden ilişkimizde bu bahsettiğim aşamaya geçememiştik? Pembe bulutlar çok kısa bir sürede yerini kara bulutlarına bırakmıştı. Birbirimizden başka çevremizde kimse kalmamıştı ve dahası birbirimize destek olmaktan başka çaremiz yoktu.

Dün Erkan uzun ısrarlarımın sonucunda Alice'in kardeşi olduğunu öğrendiği günden sonraki gün kafeye gittiğinde Alice ile ayaküstü yaptığı konuşmadan bahsetti. Tabii anlattığı kadarıyla bu konuşma sadece Erkan'ın ağır ithamlarıyla Alice'i yerden yere vurduğu dolayısıyla tek taraflı geçen bir konuşma olmuş. Ona kendini savunma hakkı bile vermemiş.

"Nedenini neden sormadın?" diye sorduğumda, "Yıllarca yüzüme baka baka yalan söylemenin mantıklı bir izahı olamaz, o yüzden sormadım." demişti. Ona bu kadar kızgın olmasının sebebi acaba kardeşi olduğundan dolayı mıydı yoksa ona olan sevgisinden miydi? Her ne olursa olsun onu hayatımızdan çıkarttığına pişman olacağını biliyordum. Birkaç gün geçmesine rağmen böyle hissediyorsak birkaç hafta sonra kim bilir nasıl olacaktık? Sanki ben kız kardeşimi kaybetmiş gibiydim. Alice'in kahvaltılara gelmesine, Erkan ile uğraşmasına, bana kız kardeşlik yapmasına ve moral vermesine öyle çok alışmıştım onu şu an ailemden bile çok özlediğimi fark ettim. Hissettiklerimin aksine Erkan'ın bir anda ona karşı kalbi taşlaşmış gibi davranması bana tuhaf geliyordu.

Elinin tersiyle saçlarımı okşarken, "Bir şey mi oldu, güzelim?" diye sordu. Yüzündeki gerginliğe rağmen sesi uysaldı. Başımı salladım. "Hayır," dedim. Bana bir şey olmadığına inanmadığını belli eden bakış attığı sırada kapı çaldı. Kaşlarım çatıldı. Kim gelmişti ki? Alice olabileceğini düşünerek uzandığım yerden doğruldum. Duvardaki saate baktığımda saat neredeyse altıya geliyordu. Alice telefonum yanımda olmadığı için bana ulaşamadığından konuşmaya buraya gelmiş olmalıydı. Erkan da telefonlarına çıkmadığına göre mantıklı olan yüz yüze konuşmaktı. Erkan beni durdurdu. "Ben bakarım," diyerek oturduğu yerden kalktı. Onun da Alice'in geldiğini düşündüğüne emindim. Onu dinlemeyerek peşinden kapıya doğru yürüdüm. Kapıyı açtığından olduğum yerden kafamı kapıya doğru uzatarak baktığımda elinde koca bir koli olan kargo çalışanını gördüm. Yüzü taşıdığı şeyin büyüklüğünden dolayı biraz gergin ve kırmızı duruyordu. "Erkan Macit?" diye sorduğunda, Erkan başını salladı ve adamın uzattığı kağıda imza attı. O, "İyi akşamlar, kolay gelsin." diyene kadar kargo çalışanı adam arkasına bakmadan uzaklaştığında "Aşkım, o ne?" diye sordum meraklı gözlerle koca hediye paketi yapılmış koliye bakarken, Erkan eğildi ve hiç zorlamadan koliyi kaldır. Kucağın koli salona doğru döndüğünde ayağıyla arkasındaki aralık kapıyı kapattı.

Sosyetik GüzelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin