Sosyetik Güzel - 43. Bölüm

6.1K 381 14
                                    

Umarım beğenirsiniz. Keyifli okumalar :)

***

Hava kararlamaya başladığında Erkan ile ufak gezintimizin sona erdi. Parmakları parmaklarıma kenetlenmiş, içimdeki küçük çocuğu güçlükle bastırarak kendimden ödün vermeden arabaya doğru yürümeye çalışıyordum. Oysa şu an on yaşında olsaydım muhtemelen hoplaya zıplaya yürürdüm. Dudaklarımdan silemediğim bir tebessüm vardı. Bu kadar mutluğu uzun bir aradan sonra hissetmenin bünyeme zarar vereceğinden endişe duymaya başlamıştım. Arabaya bindiğimizde bundan sonra asıl sorunlarla yüzleşeceğimiz aklıma geldi. Zaten demiştim, fazla mutluluk bünyeme zarar verebilirdi. Nereye gideceğimizi ne yapacağımı düşünmeye başladım. Boynumdaki kolyenin ucuyla gergin bir şekilde oynarken Erkan'ın sözleriyle düşüncelerimden sıyrıldım.

"Ne oldu şimdi?" diye sorduğunda başımı ona çevirdim. Arabayı çalıştırdığında bakışları bir yola bir bana kayıyordu. İkimiz arasında mekik dokurken benden bir açıklama beklediği belliydi.

"Ne yapacağım bilmiyorum, annemlerle aram bozuk eve gitmek ve onlarla tekrar tartışmak istemiyorum." dedim.

Başını anlayışla salladı ve aramızda bir süre sessizlik oldu. Köprüyü geçene kadar ikimizde konuşmadık. Ben başımı cama yaslamış manzarayı izlerken onun bir anda, "Sana bir teklifim var." demesiyle yerimden sıçradım. Öyle bir coşkulu söylemişti ki bunu, bunun ardından bir evlenme teklifi gelse şaşırmazdım. Şaka şaka, hayatım boyunca ayaklarım yere basmasa da o kadar uçmamıştım. "Seni dinliyorum, sevgilim." Dediğimde ona tüm dikkatimi vererek, ilgiye baktım. Bakışlarını birkaç saniyeliğine yoldan çekip bana baktıktan sonra iç çekip tekrardan yola çevirdi. "Şöyle bakmasan mı dikkatim dağılıyor," dediğinde şaşırdım. Parmakları arabanın direksiyonunu daha sıkı kavradı ve oturduğu yerden hafifçe hareketlenip oturuşunu düzeltti.

"Nasıl bakıyorum ki?" dediğimde gülmemek için kendimi zor tuttum. Ona biraz daha yaklaştım ve gözlerimi kırpıştırdım. İstediğim cevabı alana kadar bunu sürdürebilirdim ama o bana istediğim cevabı vermek yerine, "Şu an araba kullanıyorum, Lara." demekle yetindi. Tüm hevesim kursağımda kalmış halde kendimi geri çektim, sırtımı koltuğa yasladım.

"Asma suratını hemen, sadece seni öpmek istiyorum ve sen bana öyle bakarken kendimi dizginlemem zor oluyor." dediğinde uzanıp elimi tuttu. Sol elimi avucuna aldı, avucumu dudaklarına götürdüğünde mest olmamak için kendimi dizginledim. Avucumu dudaklarına bastırıp oraya yumuşak, içimi gıdıklayan bir öpücük kondurdu. Konuşacağımız konu aklımdan uçup gitmişti. Elimi bıraktığında, "Ne diyordum?" diye kendi kendine sordu. Onun da benimle gibi mest olduğunu görmek içime su serpti. Yoksa bu hislerle delirdiğimi düşünebilirdim. Ben Erkan'ın sorusuna cevap verene kadar, hatırlamış olacak ki, "Haa...Ha... Sana bir teklifim var. Elimde o adamdan kalan birkaç yer var. Kullanılmıyor ve bomboş duran yerler, bu yerleri satarsam elime bir miktar nakit para geçmiş olacak ve ben bu parayı da genç bir girişimciye yatırım amaçlı kullanmak istiyorum." dediğinde boş boş suratına baktım. Babasından kalan yerlerden bahsetmesi dışında ne istediğini anlamaya çalıştım. Konuşması bittiğinde bana göz ucuyla baktı ve benden bir tepki bekledi. Ona bakışlarımdan istediği tepkiyi alamayınca, "Yani sevgilim, bu parayla sana yatırımcı olmak, senin kendi işini kurman için sana destek sağlamak istiyorum." dediğinde ona bakmayı sürdürdüm. Burada benden başka sevgilisi mi vardı? Bana mı söylüyordu bunu? Üzerime asla alamayacağım bir konuydu. "Kendi işim mi?" diye sordum. Elimle kendimi işaret ederek, "Ben mi?" diye emin olmak için sordum.

"Neden olmasın, Lara? Hiç mi hayatında yapmak istediğin bir iş olmadı?"

Başımı sağa sola salladım. Hayatım boyunca hiç şu işim olsa da yapsam diye düşünmemiştim ki çünkü bir işe ihtiyacım olmamıştı. "Hayır," dedim dürüst davranarak. "Neden çalışmak isteyeyim ki?" diye sorduğumda derin nefes aldı.

Sosyetik GüzelWhere stories live. Discover now