***Özel Bölüm - 2***

4.4K 306 78
                                    

Bölümü yazarken tuhaf bir şekilde Lara'yı özlediğimi fark ettim. Oysa yazarken nefret ediyordum. :D 

Keyifli Okumalar! 

Bu gidişle Özel Bölümlerden ayrı bir kitap olacak :D

***

Beş gün boyunca kılımı kıpırdatmadım. Gidip lansmanlara katıldım, manikürümü pedikürümü yaptırdım, alışveriş yaptım, videolar çektim. Düğün için hiçbir şey yapmadım, tıpkı Erkan gibi kafam rahat gezdim dolaştım. Benim aylardır neler çektiğimi ve neden bu kadar titizlikle düğünümüzü planlamaya çalıştığımı görmesini istedim. Düğün günümüzün sabahında alarm kurmadan dilediğim saatte yatağımızda keyifle uyandım. Koca yatağın bana kalışının keyfini sürerken yatağın içinde yuvarlanıp telefonumu elime aldım. İnsanlar defalarca açıklama yapmama rağmen alelacele evlenmemizin sebebini hamile olmama bağlıyordu. Bu yaşta hamile kalacak kadar delirmediğimi defalarca söylemiştim. Erkan ve ben çocuk sahibi olmaya hazır bile değildik, bunun konusu bile geçmiyordu aramızda. Zamana bırakmak en güzeliydi. Hem daha bizim içimizdeki çocuk büyümemişti. Söylenerek yatağın içinden çıkıp banyoya doğru ilerledim. Geceliğimi çıkartıp küveti doldurdum. Lavanta kokusu eşliğinde uzun bir banyo keyfi sürerken dedikodu sayfalarında yazılanları okudum.

Avokado maskemi yapıp ayağıma giydiğim pofuduk terliklerle odaya geri döneceğim sırada çalışma odamdaki sesle rotamı o yöne çevirdim. Kapıyı araladığımda beni bekleyen sürprizi görünce az kalsın telefonum elimden kayıp düşecekti. Esin ve Alice yanlarında Sare Hanım – onu ayarlayabildiklerine inanamıyordum- ve yanında Ebru Hanım'la odada beni bekliyordu. Sare Hanım dünyaca ünlü bir makyözdü, gelinlerin ondan randevu almak için çıldırdığına kaç kez şahit olmuştum. Değil onunla tanışmak yanına bile yaklaşamamıştım şu zamana kadar. Kadın her gün farklı bir yer iş için bulunuyordu. Kısaca utangaç bir şekilde selam verdiğimde Sare Hanım sanki beklemekten sıkılmış gibi kahvesinden bir yudum alıp ukala bir tavırla beni selamladı. Başka biri olsa bu hareketine kıl olurdum ama kadına hayrandım. Gözlerimi kırpıştırıp onun karşımda olmasından dolayı duyduğum hayranlıktan başka bir tepki veremedim. Odaya gelin süsleri asılmış, gelinin arkadaşları ve gelin taçları, çikolatalar, koca bir buz kovası içinde şampanya bile getirmişlerdi. Yanlış görüyor olmalıydım. Gözlerimi birkaç defa kırpıştırdım. Meyve sepeti de mi vardı? Hiçbirini düğünümden önce yiyemezdim ama yine de görsel olarak harika duruyorlardı. Erkan bu kadar ince düşünmüş olamazdı? O benim planlarımın yazılı olduğu defteri mi çalmıştı?

"Günaydın..." dedim sanki burada ne işiniz var der gibi onlara bakarken. "Sana da günaydın Lara, hatta Tünaydın. Bugün düğünü olan benmişim gibi hazırım ama sen hala banyo keyfi yapıyorsun." diye söylendi Alice kafamdaki havluyu ve üzerimdeki bornozu işaret ederek. Üzerinde kan kırmızı uzun derin bacak yırtmacı olan hoş bir elbise vardı. Onun için seçtiğim elbiselerden birini almıştı. Bu kadar şık olduğuna göre kesin rüyadaydım.

"Bugün düğünüm olduğu ne malum, sanki Erkan beş güne istediğim her şeyi yetiştirdi." Omuz silktim. Kızlara çaktırmadan plan defterimi aramaya koyulmuştum. Onu bulmaması için odanın bir köşesine sakladığımdan emindim. Onun bunun varlığından haberdar olduğunu bile zannetmiyordum. "Haksızlık ediyorsun bence her şeyi gayet de hazır." dedi Esin, sesi ciddi geliyordu.

"Siz mi yardım ettiniz yoksa?" diye sordum. Tek başına üstesinden gelemeyeceği kesindi.

"Birileri en azından yardımcı olabileceğimize inanıyor değil mi Alice?" diye laf çarptı bana Esin. Alice de bana alıngan bir ifadeyle göz ucuyla bakıp başını salladı. "Kesinlikle."

Sosyetik GüzelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin