Sosyetik Güzel - 38. Bölüm

5.9K 382 26
                                    

O kadar basit bir bölüm Lara'nın hazırlığı yüzünden zorlaşıyor ki! Şu kızın hazırlığı benim bile marka ve kombin ararken iki saat vaktimi alıyor. Her neyse keyifli okumalar! :) 

Bölüm sonunda ufak da olsa yorum bırakırsanız sevinirim. :)

***

Elimdeki telefonu yatağın bir köşesine fırlattım. Takipçilerim günden güne azalıyordu. Artık gözden düşünüyordum. Kimse benimle veya özel hayatımda ilgilenmiyordu. Her zaman olduğu gibi yeni bir gündem yaratana kadar insanların aklından buhar olup uçmuştum. Birkaç güne eskiyeceğini bildiğim bir yüz insanlar arasında konuşulur olmuştu.

Bakışlarımı tavana diktim. Dün Erkan'ın yanında ayrıldığımdan beri deli gibi izlediğim 'birinin sizi sevdiğini nasıl anlarsınız, birinin sizden hoşlandığından nasıl emin olursunuz?' tarzı birkaç videoyu düşündüm. Bu nereden aklıma geldi bilmiyorum ama kafam karışıkken böyle saçma şeyler yapabiliyordum. Dinlediğim onlarca bilgi ve tavsiyeyle beynimin içi bir sürü saçmalıkla dolmuştu. Kafamın içinde yankılanan sinsi bir ses bana bir sonraki görüşmemizde Erkan'ın tavırlarını tahlil etmem gerektiğini söylüyordu. Derin bir nefes alıp verdikten sonra baktığım yerin değişmesini bekler gibi biraz daha tavanı izledim. Bunun için Erkan'la bir sonraki buluşmamızı beklemek zorundaydım.

Telefonumun sesini duyana kadar beynimdeki sesle tartışmayı sürdürdüm. Erkan'ın çoğu hareketi videoda dikkat edilmesi gereken detaylara hem uyuyordu hem de uymuyordu. Kafamda sürekli olarak uyanlara hayali tik, uymayanlara hayali çarpı atıyordum. Tikler çarpıları geçmişti ama yine de bu çok fazla çarpı olduğu gerçeğini değiştirmiyordu.

Eskiden boş vakitlerimi alışveriş sitelerinde geçirirdim. Şimdi ise kısıtlı kart limitime alışmaya çalışıyor ve ona göre davranıyordum. Birkaç haftadır onunlayken alışveriş yapmak aklıma bile gelmiyordu. Onu düşünürken de aynı şekilde canım alışveriş yapmak istemiyordu. Aslında şu an canım hiçbir şey yapmak istemiyordu. Bu isteksiz halimi sevememiştim, hoşuma gitmedi sanki ben, ben olmaktan çıkmıştım. Uzandığım yerden doğruldum ve telefonum attığım yerden geri aldım. Kimin aradığına baktığımda onun aradığını gördüm. Beklediğim an tahminimden çabuk gelmişti.

"Alo?"

Sesimi olabildiğince normal çıkartmaya çalıştım.

"Lara,"

"Efendim,"

Konuşmamız oldukça sıradan bir şekilde başladı. Şu zamana kadar yaptığımız en basit ne haber, ne yapıyorsun konuşması olabilirdi. Onun sesi benimkinden daha canlı geliyordu. "Hazırlan," dedi.

"Neden?" sesimin enerjisini kaybetmemesine dikkat ederek sordum.

"Neden olacak, seni yemeğe çıkartacağım."

"Öyle mi? Neden bana daha önce haber vermedin?"

"Sana yaklaşık bir buçuk, iki hafta önce söyledim." dediğinde bahsettiği şeyin ilk randevumuz olduğunu anladım. Unuttuğunu zannetmiştim, yüzüme koca şapşak bir gülümseme yayıldı. Aklıma başka bir şey daha gelmişti ve o bunu ile getirmekten çekinmedi. "Ayrıca, sevgilim değil misin? Seni yemeğe çıkartmam için bir neden mi gerekiyor?" Bu kelimeyi ondan duymak kalbimi yumuşatmaya yetti.

"Evet, haklısın." dedim şımarık bir çocuk gibi ama sonrasında şiddetli bir azarlama geldi. "Yine de hazırlamam için bunu daha önce söylemen gerekirdi!"

"Hemen çıkacağız demedim ki, sevgilim. Saat daha beş ve iki saatin var hazırlanmak için," dediğinde harekete geçtim. Ne giyeceğime karar vermem gerekiyordu ama öncesinde duş almalıydım. Saçlarımdaki lastik tokayı çözüp saçlarımı saldım. Odamın yanındaki küçücük ve eşyalarımın yalnızca bir kısmının sığdığı giyim odasına yöneldim. Ne giyeceğime karar vermem için nereye gittiğimizi öğrenmem gerekiyordu. Üstelik bir an önce videolardaki öğrendiğim bilgileri test etmem gerekiyordu.

Sosyetik GüzelWhere stories live. Discover now