Sosyetik Güzel - 34. Bölüm

6K 385 23
                                    

Keyifli Okumalar!

Yorumlarınızı bekliyorum. :)

***

Yol boyunca hiç boş taksi geçmemişti. Yarım saat boyunca sağanak yağmurun altında yürümek zorunda kaldık.

Kendimizi asansöre attığımızda rahat bir soluk bıraktım. Aynadaki yansımama baktığımda akmış makyajımı, dağılmış saçlarımı ve üzerime yapışan tulumuma baktım. Bakışlarıma ona çevirdiğimde benden daha feci bir durumda olduğunu gördüm. Elindeki ceketinden sular damlıyordu. Tişörtü ve pantolonu sırılsıklam olmuş, üzerine yapışmıştı. Üsteki manzara fazla ateşli dursa bu düşüncelerden ayrılmama sebep olan şey titremesi oldu. Bunun sonrasında gerçek bir ateşe ve gribe dönüşme endişesi yüreğimi kapladı. Çaktırmamaya çalışsa da üşüyordu, bu hali beni üzmüştü.

Eve girene kadar ikimizde konuşmadık. "Bir an önce misafir banyosuna gir." diye emrettim. Ona koridorun başına kadar eşlik ettim. "Dolapta temiz havlu olması lazım." İtiraz edecek gibi olsa da "Hasta olacaksın, sonra bana vicdan azabı çektirtme lütfen!" diyerek itirazı ağzına geri tıktım.

"Babamın kıyafetlerinden sana bir şeyler ayarlayacağım." dedim ve onu doğruca banyoya gönderdim. Üstümü değişmeden önce annemlerin odasına girdim. Orasının düzenini Nevi yapmıştı ama bulmanın zor olacağını düşünmüyordum. O da villadakinden çok soğuktu ayrıca gözüme küçük gözükmüştü. Fazla oyalanmadan bir eşofman altı ve tişört bulabildim. Babam genelde gömlek giymesini severdi. Çok nadir polo yaka tişörtleri olurdu. Babamın bedeni Erkan'a kıyasla küçüktü, onun geniş omuzlarında nasıl duracağını hayal edemesem de işini göreceğinden emindim. Onları kapının önüne bıraktıktan sonra odama geçip üzerimdekilerden kurtuldum. Dağılan makyajımı temizledikten sonra kendimi ılık suyun altına attım. İkimizin de hasta olmamasını umuyordum. Banyoda ılık suyun altında temizlenirken oyalanmamaya dikkat ettim.

Olabildiğince en kısa sürede işimi hallettim ve çıktım. Başıma koyu pembe kafa havluma sardım ve açık pembe bornozumu üzerime geçirdim. Banyodan çıkmadan önce aynadaki yansımama baktım. Üzerimdeki bornozun kısa olması hiçbir zaman sorun olmamıştı. Şu an da olmayacağını ümit ederek aynanın karşısında dizlerime doğru çekiştirdim. Tatilde daha uzun bornoz kullanmıştım, zaten banyodan çıktığım zamanlarda da hiç karşılaşmamıştık. Sözleşsek böyle denk gelmezdi.

Son kez kendime bakıp kapıyı araladım. Banyoyla odam arası birkaç adım uzaklıktaydı. Hızlı adımlarla odama doğru kaçıp kapımı kapattım. Onun için hala endişeleniyordum. Kulağımı kapıya yasladım ve dışardan ses gelip gelmediğini kontrol ettim. Buradan onun su sesini duymam mümkün değildi. Kapıyı hafifçe araladım ve sadece kafamı dışarı çıkartarak "Erkan?" dedim. Sesimi duyması için tekrar ettim.

"Yemek söylüyorum. İstediğin bir şey var mı?" diye sordu. Sesi salondan geliyordu. Boğazını düşünüyor olması hala hasta olmadığını göstergesiydi. "Aç değilim!" diye seslendikten sonra kapıyı kapattım. Eminim şu an içinden 'Tabii ki aç değilsindir!' diye homurdanıyordur. Bu düşünceyle sesi kulağımda çınladı. Aç olmadığıma hiçbir zaman inanmayacaktı.

İç çamaşırlarımın üzerine kısa kollu, tozpembe jarse elbise geçirdim ve kendimi aynanın karşısında nude makyaj yaparken buldum. Solgun gözükmek istememiştim. Beni makyajsız görmesi beraber uyandığımız sabahtan beri kendimi çıplak hissetmeme sebep oluyordu. Kafamdaki ıslak havluyu çekip aldım. Fön makinesini elime aldığımda saçımın kabarmasını önlemek için ilk olarak saçlarımı tutam tutam ayırıp fön makinesini aşağıya doğru tuttum. Yalnızca tam arkasını kuruturken saçlarıma volüm vermek için fön makinasını aşağı yukarı hareket ettirdim.

Sosyetik GüzelNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ