Sosyetik Güzel - 45. Bölüm

5.3K 388 22
                                    

Merhaba, 

Bölümlerdeki oylar çok dengesiz yüzden oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmazsanız sevinirim.

Keyifli okumalar! (bölüm sonuna birkaç gif bıraktım ❤️)

***

Kapının sesini duyduğumda oturduğum yerden bir ok misali fırlayarak kapıya yöneldim. Ben salondan çıkıp kapıya ulaşana kadar Nevi kapıyı açmıştı. O tam karşımdaydı, elinde krem rengi krep kağıda sarılmış bir beyaz papatya buketi tutuyordu. Onu gördüğümde yüzümde yayılan şapşal gülümsemeye engel olamadım. Her zamanki gibi fazlasıyla rahat ve umursamaz duruyordu. Elindekini almak için uzandığımda Nevi'yi hafifçe ittirdim. Nevi kapıda birini karşılamama afallasa da daha sonra memnuniyetle geri çekildi. Erkan elindeki buketi bana doğru uzattı. İçeriye girmeden önce onu baştan aşağı süzdüm. Üzerinde siyah deri ceketi ve bol eskitme siyah pantolon vardı. İçeri girdiğinde elini belime attı ve beni kendine çekip sarıldı. Bedenlerimiz kavuştuğunda kokusunu içime çektim. Bana hissettirdikleri öyle yoğundu ki sıcaklığı ve kokusu içimi titretti. Onu bu kadar özlediğimden habersizdim. Özlemim aklıma olur olmadık düşünceleri sokuverdi. Birkaç saniyeliğine de olsa hayallere daldığımda ailemin evde olduğunu unutuverdim. Birbirimizden ayrıldığımızda üstümü başımı düzelttim. Bakışlarım Erkan'a kaydı, onun üzerime diktiği çapkın bakışlarını gördüğümde onun aklından da benimki gibi yaramaz şeyler geçtiğine emin oldum. Beraber salona geçmeden önce elimdeki buketi vazoya koyması için Nevi'ye uzattım. "Teşekkür ederim," dedim Erkan'a. Bu bana ikinci çiçek alışıydı ve ilkinde verdiğim saçma tepkiyi düşündüm. O da insan gibi vermemişti ki sonuçta, insan bir açıklama yapardı. "Gördüm aldım." demişti, gördüm aldım ne demekti hala anlamamıştım? O zamandan bu zamana neyse ufak ufak orman yaşantısından uzaklaşmış aramıza katılmıştı ama kat edeceğimiz daha çok yol vardı.

Salona girdiğimizde, Nevi Erkan'ın çıkarttığı ceketi elinden aldı. "Erkan geldiğine göre masaya geçebiliriz." dedim yüzleri beş karış oturan anne ve babama. Mutlu olmaları gerekmez miydi? Sonuçta aramızı yapan onlardı, üzerimizdeki emekleri büyüktü. Onlar beni bu sahte nişan saçmalığına ikna etmemiş olsalardı asla Erkan'la bir araya gelemezdik. Yüzleri asık olsa da önce annem sonra da babam Erkan'a "Hoş geldin," dedi halini hatırını sordu. Sonuçta bunlar nezaket kuralıydı. En azından şu anlık ondan bir ödün vermemişlerdi. Nevi yemek servisine başlamadan masaya geçtik. Masanın bir başına annem diğerine ise babam oturdu. Erkan ise tam karşıma geçti. Tıpkı ilk yemek yediğimiz zamanki gibi, anlaşılan bugün çok fazla geçmişi yad edecektim.

Nevi çorba servisine başladığında masada yoğun bir gerginlik vardı. Masadaki herkes burada neden olduğumuzu biliyordu ama kimse sesini çıkartmıyordu. Sessizliği bozan ben oldum. "Yeni bir işe başlıyorum," dedim Erkan'a bakarak, "Ve Erkan bana sponsor oldu." diyerek konuya giriş yaptığımda anne ve babama baktım. İkisi de neyden bahsettiğimi anlamadığı için bir açıklama bekleyerek suratıma baktı Annem geçen gün evde Nevi'ye kızıla boyattığı saçlarının buklelerini düzeltirken, "Neymiş o iş?" dedi alaycı bir tavırla, bana inanmadığı belliydi.

"Youtube kanalı açıyorum orada vlog çekeceğim ve belki de yakın bir zamanda kendi markamı oluşturacağım. Zaten belli bir kitlem var onun üzerinden gideceğim. Bir kaça aya da marka çalışmaları üzerinden başlayacağım." dediğimde bu sefer annemin alaycılığına babamınki ekledi. "Sen?" dedi babam bembeyaz protez dişlerini göstererek güldü bana, "Kendi markanı mı oluşturacaksın?"

Burada komik ve garip olan neydi anlayamamıştım. "Evet, ben." dedim.

"Lara'cığım elbette her iş hayal kurmakla başlar. Hayallerimizde uçmak güzeldir fakat ne kadar çok yükselirsen," dedi babam ağır ağır tok sesiyle, "Gerçeklere o kadar fena çakılırsın." diyerek sözlerini tamamladığında gözlerimi devirdim.

Sosyetik GüzelWhere stories live. Discover now