Sosyetik Güzel - 30. Bölüm

7.3K 419 27
                                    

Bölüm şarkısı medyada : Demir Demirkan - Var mı aşktan öte 

Keyifli okumalar! :)

***

Bir tutam hayal kırıklığıyla tekneye adımı attım. Beklediğim büyük ve konforlu duruyordu. Tekne yavaş yavaş sahilden uzaklaşırken akşam için hazırlanan masanın etrafına yerleştik. Erkan her ne kadar yanımda oturursa da benden uzak durmayı başarmıştı. Sanki arabadaki tüm gerginliği benim ona temas etmemmiş gibi bir de güler yüzlüydü. Dışarıdan gören biri deniz havasının yaradığını düşünürdü ama ben yemezdim. Suratının sahteliğine baktım, arabada bana "İstemediğin şeyleri yapmak zorunda değilsin, bırak insanlar ne şekilde anlamak isterse anlasın," diyen adam çok mutluyum pozları veriyordu. O mutluysa ben de mutluydum. Hatta ben ondan daha da mutluydum.

Dikkatimi güçlükle ondan çekip masadaki konuşmaya vermeyi başardım. Muhabbetleri ergenlik zamanlarında Erkan'ın Emre'ye verdiği çapkınlık dersleriydi. Konuyu kavradığım an duruşumu dikleştirdim.

"O zaman kızlar Erkan'a hasta, benim boyum daha atmamış bir metre geziyorum. Utanmasalar bana sümüklü Emre muamelesi yapacaklar." dediğinde masadaki herkes gülmeye başladı. "Bir insanın ergenken nasıl sivilcesi çıkmaz, hiç mi o süreçte sesi değişmez ya! Bakma aşkım abimin böyle sesinin çıkmadığına, eskiden böyle değildi." Sanki ben onu değiştirmişim gibi söylüyordu ama onu değiştirenin kim olduğunu biliyordum. "Aşk insanı değiştirir, derler. Sanki sen eski Emre'sin." Esin'in sözleriyle masada büyük bir sessizlik oldu. Hayatımın aşkı diye bahsettiği, Ela'nın ölümüydü onu bu hale getiren. Erkan sesini çıkartmadı. Belki de Emre de biliyordu ama dile getirmedi. Günlerdir aklıma gelmeyen kadını Emre'nin sürekli eski Erkan'dan bahsetmesiyle merak etmeye başlamıştım. Erkan onu tavlamak için ne yapmıştı acaba? Ona karşı nasıldı? Emre onunla tanışmış mıydı?

"Bana bakmayın ben değiştirmedim, tanıştığımızda da böyle soğuk nevaleydi." dedim birden masadaki sessizliği şu şekilde bölmüş olmam sadece Erkan'ın biraz daha gerilmesine sebep olmuştu. Emre'ye baktım. O kimseye bakmadan mezelerden atıştırıyordu ama suratındaki ciddiyetten olayı bildiğini anlamıştım. Masada olayı bilmeyen tek kişi Esin'di.

Hepimizin birden suratı düşünce, "Yanlış bir şey mi dedim?" diye sordu.

Emre araya girecekti ki, Erkan onu susturdu. Boğazını temizledi, "Lara'dan önce bir ilişkim vardı. Ela, dört yıl önce hayatını kaybetti." dediğinde Esin'in yüzüne derin, içten bir üzüntü çöktü. "Başın sağ olsun, sizden özür dilerim." diyerek bana da döndü özür dilemesine gerek olmadığı halde.

"Sonuçta eskide kaldı." dedim sanki bunun ilişkimize bir sorun oluşturmadığını belirtmek ister gibi sakin olmaya çalışarak ama kelimeler dudaklarımın arasından beklediğimden biraz sert çıkmıştı. Onunla beni kıyaslamalarını istemiyordum. Özellikle bu kişinin Erkan olmasını hiç istemiyordum.

Bir süre masadaki sessizlik sürerken servis için kolunda beyaz mendili ile garson geldi. Yemeklerimizi bir tepside getirmişti. Yemek servisini elinden geldiğince çabuk bir şekilde hallederken içecek servisine geçti. İki gece üst üste içmeyi kaldırmayacağımı düşünüyordum ama Rose şarap olduğunu görünce garsonun bardağımı doldurmasına izin verdim. Erkan sadece su istemişti. Dün geceden sonra bir daha içmeyeceğini düşünmüştüm ve yanılmamıştım. Gitmeden önce masadaki mumları yaktı ve "Afiyet olsun, efendim." dedikten sonra geldiği gibi sessizce masadan uzaklaştı.

Başımı kaldırdım ve etrafa baktım. Akdeniz'in tüm güzelliği gözlerimizin önünden geçip giderken güneş batmak üzereydi. Kadehleri kaldırdığımızda Emre araya girdi. "Beraberliğimize!" dedi. Kadehlerimizi tokuşturduğumuzda "Ve aşkıma tabi ki," diye ekleyerek Esin'in yanağına bir öpücük kondurdu.

Sosyetik GüzelOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz