Sosyetik Güzel - 25. Bölüm

6.8K 443 20
                                    


Sertap Erener'in şarkısı Avare (yukarıda dinleyebilirsiniz.)

*****

Sabah hazırlanırken çalan telefonumun sesiyle tüm dikkatim dağıldı. Nevi yatağımın başucunda duran telefonumu koşa koşa almaya gitti ve ben de makyaj masasının önünde otururken telefonu getirmesini bekledim. Aynı hızla telefonu getirirken "Anneniz, Lara Hanım." dedi. Dün fazla oksijenin de etkisiyle eve geldiğimde annemi aramıştım ama ona ulaşamamıştım. Nerede olduklarını bilmediğimden aradaki saat farkını da hesap edemiyordum. Nevi'nin uzattığı telefonu elime aldım ve cevapladım. "Alo,"

"Alo, Lara kızım beni aramışsın..."

Sözünü yarıda kestim. "Siz beni merak etmeyince ben sizi aradım. Kendimi hatırlatmak için."

"Aaaa Lara, olur mu öyle şey? Sadece, bize özellikle de bana karşı sinirli olduğunu biliyorum. Ne kadar kızsan haklısın bunun da farkındayım. Sadece,"

Tekrardan sözünü kestim. "Sadece ne? Lara oradaki dedikodularla uğraşır bizde günümüzü gün ederiz mi?" Sesim tahminimden sert çıkmıştı. Öyle ki Nevi ile göz göze geldiğimizde odadan çıkmak için izin istedi. Bilmediği veya duymadığı bir şey olduğunu zannetmiyordum ama yine de başımı salladım. O çıktığında ben de oturduğum yerden kalktım. "Lara kim ki? Arkasından işler çevirdiğiniz dünkü çocuk!" Dün aradığımda açmış olsaydı bu kadar sert konuşmazdım.

"Haksızlık ediyorsun, Lara. Seni en iyi okullara gönderirken, bir dediğini iki etmezken, biricik ailenken şimdi böyle mi olduk?"

Derin bir iç çektim ve camın önüne geçtiğimde tek görebildiğim etraftaki yeşillikler içerisine dikilmiş koca koca binalardı. Odamın manzarası bile içimi karartıyordu. Haklı olmasına haklı olabilirdi ama günümüzü görmüyordu. "Siz benim hayatımı mahvedip gittiniz, resmen beni terk ettiniz. Bu kız ne yapar tek başına, nasıl üstesinden gelir bunca sorunun diye düşündünüz mü?"

"Ah benim canım kızım, biz ne zaman istersen senin yanındayız zaten. Bir telefon uzağındayız. Biraz kafamızı toplamaya ihtiyacımız var. Baban iş fırsatlarını değerlendiriyor. Benim terapi seanslarım var." diye itiraf etti. Boğazım düğümlenmişti sanki, sessizce yutkundum. "Peki, sen daha iyi misin?" diye sordum.

"İyi olacağım, tedavi oluyorum. Kötü ne varsa hayatımdan çıkartıyorum." Başka kötü alışkanlıklarından bahsediyor olmalıydı. "Senin adına sevindim, anneciğim. Peki, ben ne olacağım?"

Ben ne yapacaktım?

"Sen de söylenenlere kulaklarını tıka, okuma yazılanları... İstersen baban sana da bir tatil ayarlasın, ne dersin?" Kulağa hiç de fena gelmiyordu. Hem sezon kapanmadan biraz daha bronzlaşabilirdim. "Hmm... Olabilir aslında."

"Ben telefonu kapattıktan sonra babana haber veririm." dedikten sonra biraz daha lafladık ve telefonu kapattığımda daha huzurluydum. Bir süre buradan uzaklaşmak bana da iyi gelecekti, hem sosyal medya detoksu da yaparım. Kafamı dinlerim, yazın başında kızlarla gitmiştim ama onlarla gezmekten tozmaktan hiç kafamı dinleyememiştim. Bu sefer biraz daha emekli işi bir tatil düşünüyordum, hele ki babam ayarlayacaksa garanti istediğim gibi bir tatil olacaktı.

Evdeki hazırlığımı bitirdiğimde aynadaki yansımama baktım. Altın sarısı saçlarım omuzlarımdan dalga dalga dökülüyordu. Üzerimde şık bir gülkurusu, balon kol, midi elbise vardı. Belimdeki siyah kemeri düzelttim ve aynanın karşısında daha fazla oyalanmadan odadan çantamı alarak çıktım. "Görüşürüz, Nevi!" diye seslendim.

***

Kafeye geldiğimde tatil planlarımı tüm hızıyla Alice'e anlattığımda o da benim adıma sevinmişti. Sadece biraz kıskandığını itiraf etmişti, uzun zamandır tatile gitmediğinden bahsettiğinde onun adına üzülmüştüm. "Erkan baksın bir süreliğine kafeye, neden hep sen ilgileniyorsun?" diye, sorarken Erkan'a sinirlendim. Sonuçta, onun da tatil yapmaya hakkı vardı. Hem fazladan çalışan almıyordu hem de hiç izin vermiyordu. Aslında Alice kendi kendinin patronu gibiydi. İzne ihtiyaç duymadan kapıyı çarpıp gitse kimse ona bir şey söylemezdi.

Sosyetik GüzelUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum