Sosyetik Güzel - 37. Bölüm

6.2K 364 61
                                    

Geçen Lara ve Erkan'ı sormuştunuz. Medya'ya bırakıyorum. İkisini yazarken bu kişiler olarak hayal ediyorum ama siz tabii ki farklı şekilde de düşünebilirsiniz....

Keyifli Okumalar! :)

***

Geri geldiğinde sabaha kadar sohbet ettik. Ara ara öpüştük, sarıldık, birbirimizi tanıdık. Sanki ikimiz de aylarca bu anı beklemiş gibi bir anda zincirlerimiz salıvermiştik. Erkan saçlarımı okşarken elimle ağzımı örttüm ve kibar bir şekilde esnedim. "Saat kaç oldu?" diye sordum.

"Uykun mu geldi?"

"Sanırım, biraz..." dedim ve ardından tekrar esnedim.

Yattığı yerden telefonuna uzandı ve saatine baktı. "Saat beşe geliyor, zaman ne çabuk geçti." dedi hayretle, "Burada uyumak ister misin?" diye sordu telefonu bırakıp beni kollarının arasına alırken, başımı salladım. "Makyajımı çıkartmam lazım, yanımda kıyafetim yok. Bu şekilde uyumam mümkünde değil," derken tekrardan esnedim. Kendimi bir türlü durduramıyordum. "Sorun makyajınsa su ve sabun var, kıyafet içinse benimkilerden bir şey ayarlayabilirim. Bir tişörtün işini göreceğine eminim," dediğinde başımı düşünceli bir şekilde sağa sola salladım. Sunduğu öneri güzeldi ama bundan pek emin değildim. "Ama belli ki tek sorun o değil," dediğinde bu söylediğine itiraz ettim.

"Hayır, sadece bilmiyorum. Aslında olabilir bugün işe gidecek misin?" diye sordum. Bugün antrenmanı olup olmadığını bilmiyordum. Hangi günler çalıştığını bile bilmiyordum.

"Var ama sorun değil, istediğin kadar burada kalabilirsin. Öğlene dönmüş olurum, döndüğümde uyanmış olursan beraber kahvaltı ederiz."

Ben hala düşünürken, ani bir hareketle uzandığı yerden kalktı, başım bir anda göğsünden yastığına düştü. Dolabındaki çekmecelerden biri açıp içinden lacivert düz bir tişört çıkarttı, dolapta asılı duran şortlara baktı. Kararsız bir şekilde siyah bir şortu askıdan çekip aldı. Onları yatağın üzerine bıraktı. "Hadi değiş üstünü, ben dışarıda bekliyorum." dedikten sonra odadan çıktı. Benim kararsızlığıma noktayı koymuştu. Uzandığım yerden doğruldum, elbisemin fermuarına uzandım. Uykum bir anda öylesine bastırmıştı ki, gözlerimi kapattığım anda uyuyabilirdim. Üzerimdeki elbisemi çıkartıp yatağın üzerine bıraktım. Yatağın üzerinde duran tişörtü elime aldım ve başımdan aşağı geçirdim. Üzerime baktığımda dediği gibi sadece bir tişörtün yeterliydi, mini elbise gibi olmuştu. Şortu elime aldım ve onu da bacaklarımı geçirdiğimde başımı eğerek kendime baktım. Diz kapaklarımın altında korkunç bir görüntü oluşturuyordu. Şu an dünya üzerinde benden daha ucube görünen birinin olmadığına emindim. Şort belimden düşmeden önce çektim, lastiklerini düzelttim ama o bile onu belimde tutmaya yetmiyordu. Fazla geniş olduğu için birkaç defa göğüs kafesime kadar çekiştirdim ama düşeceğini bildiğim halde inatlaşmayı sürdürdüm. Bu sırada kapı tıklatıldı, "Girebilirsin," diye seslendim.

Şortla bir defa daha inatlaştıktan sonra pes edip çıkartıp yatağın üzerine attım. "Sana tişörtün yeterli olacağını söylemiştim." dedi kapının önünde beni baştan aşağı süzerken, bu bakışları daha önce defalarca görmüştüm. Hayranlık, beğeni ve arzuluydu. İçeriye girerken bakışlarımız birbirinden ayrılmadı. Ona doğru yaklaştım. Tam karşımdayken durdum. Şu ufacık yakınlaşma bile odadaki gerilimi arttırıyordu. "Yüzümü yıkamam lazım," dedim gözlerimi kırpıştırarak, bakışlarını benden ayırmadan yolumdan çekildi.

Odadan çıkmadan önce, "Temiz havlu ve sabun koydum." diye seslendiğini duydum. Bu kadar düşünceli davranması normal miydi? Her zaman onun odunluğundan yakındığım için bu bana oldukça tuhaf geliyordu. Banyoya girdiğimde dediği gibi bıraktığı havlu ve sabunu gördüm. Saçlarımı tişörtün içine soktum ve bol köpükle tüm yüzümü yıkadım. Oyalanmadan işimi halledip odaya döndüm. Kapıdan içeriye süzülürken yatağın içine baktım. Kendi yerinde, ne zamandan beri benim diğer taraf benim yerim olduysa, cam tarafında bir eli yastığın altında uyuyakalmıştı. Göğsü düzenli bir şekilde inip kalkıyordu. Dudakları hafif aralanmıştı. Uyurken fazla sevimli ve masum gözüküyordu. Yanına uzandım, yüzünü biraz daha inceledim. Sanki onu bir daha göremeyecekmişim gibi yüzünü zihnime kazıdım. İlk defa ona bu kadar uzun bakıyordum. Uzanıp parmaklarımın ucuyla tüy gibi hafif dokunuşlarla yüzünü okşadım. Kıpırdanmaya başladığında hemen elimi çekip gözlerimi kapadım. Çok geçmeden uykuya yenik düştüm.

Sosyetik GüzelWhere stories live. Discover now