Sosyetik Güzel

Sosyetik Güzel - 38. Bölüm

"Nereye gideceğiz?"

Devlet sırrı saklar gibi, "Sürpriz," dedi. Beni göremeyeceği halde gözlerimi devirdim. Bunu ne için sorduğumu biliyor olmalıydı. "Ona göre giyineceğimi biliyorsun! O yüzden ipucu vermek zorundasın." diye belirttim. Parmaklarım elbiselerin arasında dolaşırken ondan gelecek cevabı bekliyordum.

Genizden boğuk bir sesle, "Hmm..." sesi çıkarttı. Biraz nazlanıyordu ama bunun uzun süreceğini zannetmiyordum.

"Söyle," dedim buyurgan bir ses tonuyla, "Yoksa, kafama göre giyinirim ve bu tuhaf bir şey de olabilir?"

"Hmm..." diye tekrar etti ama bu seferki meraklı gibiydi. "Ne gibi tuhaf?"

"Bilmem," dedim askıda elbiselerden birini elime alarak. Kırmızı, düz, hafif göğüs dekolteli, uzun bir elbiseyi elimde tutuyordum. Kumaşından dolayı fazla abartılı gözükmüyordu. "Mesela, çok absürt bir şey olabilir veya abartılı bir şey de olabilir? Belki fazla seksi bir şey giyerim." diyerek takıldım.

Bu son söylediğimde onu konuşturmaya başardım. İç geçirdi, "Sanki normalde giydiklerin yetmiyormuş gibi," bunu sanki bu konuda oldukça dertliymiş gibi söylemişti. Söyleme tarzı hoşuma gittiğinden güldüm. "Senin tarzın bir yer, o yüzden her zamanki gibi giyinebilirsin ama sakın abartma." dedikten sonra biraz daha sohbet edip telefonu kapattım. Kendi başıma hazırlanmam gerekiyordu. Nevi'nin işi erken bittiği için çıkmıştı, buradaki işleri eski eve göre çabuk bitiyordu. Tek başıma olduğum için yemekleri de ona göre hazırlıyordu.

Elimdeki elbiseyi yatağın üzerine bıraktıktan sonra ona uygun ayakkabı seçmeye gittim. Gianvito bej, rugan stilettolarımı da yatağın ucuna bıraktıktan sonra koş koşa banyoya gittim. Hayatımda kendimden ve güzelliğimden daha çok sevdiğim bir şey varsa o da kesinlikle hazırlanmaktı. Biraz da Erkan'ı kıskandırmayı düşünerek seçimlerimi yaptım. Hem seven insan kıskanırdı değil mi? Geç gün benimle dalga geçmesinin intikamını bugün ondan alacaktım. Seksi giyineceğimi duyunca sesinin hırçınlaşması hoşuma gitmişti.

Banyodan çıktığımda saçlarımı kurttum ardından da fön çektim. Bugün gözlerim yerine dudaklarımı öne çıkartacak bir makyaj yapmaya karar verdim. Mutlaka bir yeri ortaya çıkartacaksam diğer yerleri sade bırakamaya dikkat ederdim. Elbisemin renginde, kan kırmızı ruju dudaklarımı sürdüm ve dudaklarımı birbirine bastırdım. Saçlarımı geriye doğru attım. Pırlanta sallantılı küpelerimi kulağıma takıp ayna karşısında son kez kendime baktığımda hazır gözüküyordum. Elbise straplezdi. İçine giydiğim push-up straplez sütyenle göğüslerim olduğundan daha dolgun göstermişti.

Maison Francis Kurkdjian marka parfümünden birkaç fıs boyuma ve bilek içlerime sıktım. Kokumu ciğerlerime çekerken, memnuniyetle gülümsedim. Bu kokuya ve kendime bayılıyordum.

Simli, portföy çantamı ve ceketimi yanıma alarak evden çıktım. Arabaya binerken Erkan'ın yazdığı mesajları gördüm. Benden önce orada olacağını yazmış, attığı konuma gelmemi istemişti.

Attığı konumu bulmam bir saatimi almıştı. Geldiğim yer Akaretler tarafında, lüks şehir manzaralı bir yerdi. Buraya daha önce gelmiştim. Çok fazla ünlünün tercih ettiği bir yer olduğu için magazincilerin de uğrak yeri haline gelmişti. Erkan'ın burasını sırf benim seveceğim bir yer olduğu için seçtiğine emindim. Yanımdaki koltuktan çantamı alarak arabadan inerdim, inerken de onu aradım. Vale yanıma gelmişti, anahtarı ona uzattım. Birkaç çalıştan sonra beni bekletmeden cevapladı.

"Geldim, neredesin?" diye sordum.

"Girişteyim," dedikten sonra iç geçirdi, "Her zamanki gibi seni bekliyorum."